SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Gerçekten aç mısınız?

Kilo kontrolü sağlamak ne yediğinizi bilmekten geçer. Bunun yanı sıra bir besine uzanırken gerçekten aç olup olmadığınızı da sorgulamanız önemlidir. Sizi yemeye sevk eden mideniz mi, beyniniz mi yoksa kalbiniz mi ? Çoğumuz fiziksel olarak aç olmadan yeriz çünkü besinin kokusu, görüntüsü ve tadı bizi cezbeder ve dayanmak, karşı koymak zordur ya da yalnız, üzgün veya stresli hissediyoruzdur veya aile üyeleri veya arkadaşlar yememiz için baskı yapıyordur.

Guruldayan bir mide açlığın en güçlü ipucudur. Düşük enerji hali, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu veya baş ağrısı da vücudu beslememiz gerektiğini belirten diğer açlık göstergeleridir. Eğer besin ihtiyacına karşı olan duygunuzun açlık mı yoksa iştah artışı mı olduğunu bilmiyorsanız yemeden önce 15 saniye bekleyin. Dikkatinizi başka yöne yoğunlaştırın, biraz zaman geçtikten sonra nasıl hissettiğinize bakın, gerçekten aç iseniz mideniz sinyali verecektir. Ya da en son yemek yemenizin üzerinden ne kadar vakit geçtiğini kendinize sorun, fazla zaman geçmediyse gerçek bir açlık hissetmiyorsunuzdur. Tabi ki aç hissetmeden yememek gerektiği gibi bir kural söz konusu değil ancak bunu alışkanlık haline getirmek zaman içinde ihtiyacınız olandan daha fazla kalori almanıza neden olacaktır. Kilo kontrolünde en başarılı sonuca vücudun açlık ipuçlarını dinleyerek varabiliriz. Acıktığımızda açlıktan ölmeyi beklemeden yememiz gerekir çünkü aşırı derecede bir açlık hissetmek de aşırı yeme isteğini doğurur. Açlık hissi kaybolduğunda yemeyi bırakmanız gerekir. Doymuş olmak değil yeterli derecede tatmin olmanız yeterlidir. Doyma hissine alışmışsanız yemekte yeteri kadar yiyip tatmin olsanız bile rahatsız bile olmayı göze alarak o doygunluğa ulaşmaya çalışırsınız bu da bir müddet sonra açlık hissi ile karışabilmektedir. Önemli olan açlık hissini bastırıp yemekten tatmin olmak ve aşırıya kaçmamaktır.

Aşırı yemenin önüne geçmek, tokluk sağlamak için öneriler

1- Aşırı bir açlık hissetmemek için öğünlerinizi planlayın. Her 3-4 saatte bir beslenin.

2- Yağsız protein kaynakları ekleyin. Yağsız et, tavuk, balık, yumurta beyazı, yağsız süt ürünleri, tofu, baklagiller sindirimleri uzun olduğundan daha uzun süre tokluk sağlarlar.

3- Kahvaltıda proteini atlamayın. Kahvaltıda yağsız bir protein alımı günün diğer saatlerinde alımından daha uzun süre tokluk sağlar.

4- Protein alımınızı 3 öğün ve 1-2 ara öğüne bölüştürün. Protein açısından zengin aperatifler: fındıkgiller, haşlanmış yumurta, yarım yağlı peynir, yoğurt, soya sütü vb.dir.

5- Düşük glisemik indeksli besinleri seçin. Daha yavaş sindirilip, tokluk süresini uzatırlar. Elma, portakal, şeftali, armut, berrieler (böğürtlen, ahududu, çilek vb.), tam tahıllı ekmek, baklagiller, esmer pirinç, bulgur, yulaf ezmesi, yoğurt, süt, soya sütü vb.dir.

6- Greyfurt ekleyin. 12 hafta süren 91 fazla kilolu yetişkin üzerinde yapılan bir çalışmada öğünlerde yarım greyfurt tüketimi kilo kaybı ile sonuçlanmıştır. Greyfurt tüketenlerde belirgin olarak insülin seviyelerinde düşüş yaşanmıştır bu da açlık kontrolü sağlaması ile ilişkilendirilmiştir.

7- Yemeklere baharat katın. Kırmızı biberde bulunan capsaisin bileşeni açlığı azaltıp, kalori yakımını arttırabilmektedir. Yapılan bir çalışmada da öğünlerde acı kırmızı biber tüketimi bu baharatı düzenli kullanmayanlarda denendiğinde yağlı, tuzlu ve tatlı besinlere karşı olan açlığı azaltmıştır.

8- Şekersiz sakın çiğneyin. Yapılan bir çalışmada sabah 1 saat sakız çiğnenmesi öğlen yemeğinde daha az kalori alımını sağlamaktadır. Bu da çiğnemenin çenede beyine bağlı doygunluğu düzenleyen sinirleri düzenlemesi etmesi ile ilişkilendirilmiştir.

9- Yemek yeme sürenizi uzatın. Beyine tokluk sinyali 20.dakikada ulaşmaktadır. Bu yüzden hızlı yemek farkında olmadan doymak için fazla miktarda yemenize neden olmaktadır. Her ısırıkta çatal, bıçağı bırakın, iyice çiğneyin ve su yudumlayın. Ağızınızdaki lokmanın tamamı bitmeden yenisini almayın.

10- Dikkat dağıtıcıları ortadan kaldırın. Televizyon karşısında, kitap okurken ya da araba kullanırken yemek bilinçsizce fazla yemeye neden olur. Öğünlerinizi mutfakta ya da yemek odasında planlayın ve sadece yemeye odaklanın.

11- Açlığınızı değerlendirin. Ne kadar aç veya tatmin olmuş hissettiğinizi yemeden önce, yemeğin yarısına geldiğinizde ve yemek sonrası değerlendirin. Aşırı doymuş olmayı beklemeyin yemek sizi tatmin ettiği an yeme işlemini kesmeye çalışın.

https://www.instagram.com/diyetten_fazlasi/

Yazının devamı...

Cildi yağlı olanlar nasıl beslenmeli?

Yağlı cildin esas nedeni kişinin genetik yapısına bağlıdır. Bununla birlikte yaş, yaşanılan yer, mevsim, genişlemiş gözenekler, yanlış cilt bakım ürünleri, cilt bakımında aşırıya kaçmak, nemlendirici kullanmamak gibi birçok nedenden ötürü de olabilir. Uygulanan diyet de cilt bakımında önemli bir rol oynar ve uzun vadede ne yiyip ne yemeyeceğinizi bilmek yardımcı olabilir.

Narenciye grubu meyveler (greyfurt, limon, portakal); yüksek C vitamini ve antioksidan içerikleri ile kolajen üretiminizi destekler, cildin doğal PH dengesini artırmaya yardımcı olarak sivilceleri önler. Yüksek su içerikleri sayesinde cildinizi nemli tutmaya ve dış patojenlerden korunmaya yardımcı olur.

Yüksek potasyum, lif, çinko, lektin, A, C ve E vitamini içeren besinler (muz, avokado, salatalık); cildinizi oksidatif stres ve erken yaşlanmadan korur, sivilcelere neden olabilecek bakterileri uzak tutar ve sebum yağı üretiminizi düzenlemeye yardımcı olur.

Yeşil yapraklı sebzeler (kale, ıspanak, pazı, lahana); A ve C vitamini ile bakırdan zengindir. Sağlıklı hücre büyümesini teşvik eder, iltihabı azaltır ve serbest radikal hasarına karşı korur. Düşük A vitamini seviyeleri; yağlı ciltlerde sebum yağı üretimini daha da kötü etkileyebilir.

Omega 3 yağ asitleri (balık, ceviz, keten tohumu); cildin doğal bariyerini güçlendirmeye, toksinleri ve patojenleri dışarıda tutmaya yardımcı olur. Bu sağlıklı yağlar iltihabı azaltabilir, leke ve sivilce gelişme olasılığını azaltabilir.

Baklagillerin (mercimek, nohut); glisemik indeksi düşüktür, kan şekeri seviyelerinizde yağ bezlerinizin daha fazla yağ salgılamasını tetikleyebilecek şiddetli bir artış yaşamazsınız. Baklagiller sebum yağı üretiminizi düzenleyen ve cildinizin kendini onarmasına ve yenilemesine yardımcı olan çinko mineralini içerir.

Beta glukan (yulaf); bağırsaktaki dost bakterilerin büyümesini teşvik etmeye yardımcı olur, ayrıca iltihap karşıtı antioksidanlar açısından zengindir ve kan şekeri seviyenizi düşürmeye yardımcı olarak sebum yağı üretiminizi artırabilecek bir insülin artışını önleyebilir.

Faydalı besinler?

Greyfurt, muz, kale, ceviz, badem, salatalık, ananas, mercimek, avokado, yulaf, hindistan cevizi suyu, keten tohumu, yeşil çay

Zararlı besinler?

Çok fazla şeker, kafein, tuz, süt ürünü, fıstık ezmesi, gluten, işlenmiş yiyecek (et ürünleri, beyaz unlu karbonhidratlar), alkol, kızarmış yiyecekler, baharatlı yiyecekler, meşrubatlar

Yazının devamı...

Vejetaryen beslenme: Vejetaryenler nasıl beslenir? Çeşitleri nelerdir?

Bitki bazlı diyet uygulayan bireyler daha fazla meyve ve sebze, daha az tatlı ve tuzlu atıştırmalık, daha az miktarda toplam ve doymuş yağ tüketme eğilimindedirler ve bu da daha düşük kalp hastalığı, diyabet, obezite ve belirli kanser riskleriyle ilişkilendirilmiştir. Bitki bazlı diyet yiyen kişilerin aşırı kilolu veya obez olma olasılıkları et tüketen kişilere göre daha düşüktür, beraberinde daha iyi kan basıncı ve kan şekeri kontrolüne, daha az iltihaplanma ve daha düşük kolesterol seviyelerine sahiptirler.

İşin püf noktası bu diyetlerin iyi planlanmasını ve dengeli olmasını sağlamaktır. Özellikle genç vejetaryenler ve veganlar için yeterli miktarda demir, çinko, B12 ve bazıları için kalsiyum ve D vitamini içeren öğünler önem arz etmektedir.

Bir diyetin vejetaryen veya vegan olması mutlaka sağlıklı olduğu anlamına gelmemektedir. Sağlıklı bir diyet minimum düzeyde işlenmiş gıda içermelidir.

Vejetaryenlik çeşitleri

Lakto-ovo vejetaryen: Vejetaryen diyetin en sık görülen tipidir. Hem süt ürünleri hem de yumurta yiyebilir. Et, tavuk, balık yiyemez.

Lakto vejetaryen: Süt ürünleri yiyebilir ancak yumurta, et, tavuk, balık yiyemez.

Ovo vejetaryen: Yumurta tüketir ancak et, tavuk, balık, süt ürünleri tüketmez.

Pesko vejetaryen/Pesketaryen: Balık ve deniz ürünleri yiyerek çoğunlukla vejetaryen bir diyet takip eder.

Fleksitaryen/Yarı vejetaryen: Ara sıra et tüketimi ile vejetaryen yemek odaklı bir yarı-vejetaryen diyet takip eder.

Vegan: Süt ürünleri, yumurta veya herhangi bir hayvansal ürün yiyemez.

Besin öğeleri nasıl karşılanır?

Protein: Vücutta, büyüme ve devamlılık gibi çok önemli fonksiyonları vardır. Çeşitli bitkisel bazlı besinleri tüketerek protein ihtiyacını karşılamak mümkündür.

Vejetaryenler ve veganlar için protein kaynakları: fasulye, fındık, fındık ezmesi, bezelye, soya ürünleri (tempeh , tofu, sebze burgerler). Lakto-ovo olanlar için süt ürünleri ve yumurta iyi protein kaynaklarıdır.

Demir: Kanda oksijen taşımada görev alır. Kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereklidir. Etteki demir bitkisel bazlı yiyeceklerdeki demirden daha iyi emilir. Buna rağmen diyetteki demiri arttırmak mümkündür.

Vejetaryenler ve veganlar için demir kaynakları: yumurta, demirden zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar, ıspanak, su teresi, kuşkonmaz, bamya, brokoli, barbunya fasulyesi, börülce, mercimek, tam buğday ekmeği, bezelye, ve bazı kurutulmuş meyveler (kuru kayısı, kuru erik, kuru üzüm)

Kalsiyum: Kemik ve diş yapımında ve kemiklerin gücünü korumada kullanılır.

Vejetaryenler ve veganlar için kalsiyum kaynakları: Kalsiyumla zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar portakal suyu, soya, pirinç ve yulaf sütleri, kalsiyum sülfatla yapılmış tofu, bazı koyu yeşil yapraklı sebzeler (lahanagiller vb.). Bu besinlerdeki emilebilen kalsiyum miktarı değişkendir. Lakto vejetaryenler için süt mükemmel bir kalsiyum kaynağıdır. Sağlıklı seçimler için düşük yağlı süt ve ürünlerini tercih edilmelidir.

D vitamini: Vücut kalsiyumu emebilmek için D vitaminine ihtiyaç duyar.

D vitamini kaynakları: Fazlasından korunmak suretiyle güneş ışığı, zenginleştirilmiş bitkisel sürülebilir yağlar ve kahvaltılık tahıllar.

Çinko: Birçok biyokimyasal olay için gereklidir ve bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur.

Vejetaryenler ve veganlar için çinko kaynakları: birçok fasulye türleri (beyaz fasulye, barbunya, nohut vb.), çinko ile zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar, buğday tohumu, kabak çekirdeği. Lakto vejetaryenler için süt iyi bir çinko kaynağıdır.

Vitamin B12: Hayvansal ürünlerde ve B12 ile zenginleştirilmiş besinlerde bulunur. Vejetaryenler için B12 süt ürünlerinde, yumurtada ve B12 ile zenginleştirilmiş besinlerde bulunur. Kahvaltılık tahıllar, soya sütü, sebze burgerler, maya vb.

Omega 3 yağ asidi: Çoğunlukla yağlı balıklarda bulunur. Kalp sağlığını korumaya, kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcıdır.

Vejetaryenler için omega 3 kaynakları: keten tohumu yağı, kolza yağı, soya yağı veya tofu gibi soya bazlı besinler, ceviz, omega 3le zenginleştirilmiş yumurta. Bitkisel omega 3 kaynakları hayvansal kaynaklarla karşılaştırıldığında kalp hastalığı riskini azaltmaya aynı oranda fayda sağlamamaktadır. Ancak günde en az 5 porsiyon sebze- meyve tüketerek, doymuş yağ ve tuzu keserek kalp sağlığına katkıda bulunmak mümkündür.

Vejetaryen öğünler

Kalsiyum destekli soya sütleri normal sütlerle benzer miktarda kalsiyum sağlamaktadır. Yağ oranı düşüktür ve kolesterol içermez. Et veya tavuk içeren bir sürü yiyecek vejetaryen tarzda hazırlanabilmektedir. Mesela sebzeli pizza, sebzeli lazanya, sebze kebapları, fasülyesli burrito, sebzeli fajitas vb. Bu hem sebze alımını artırmakta hem de doymuş yağ ve kolesterol alımını kesmektedir. Öğünler fasülye, mercimek, tofu, soya kıyması gibi protein kaynaklarını kullanarak planlanmalıdır. Günümüzde çoğu restoran vejetaryen yemek seçenekleri sunmaktadır.

Çeşitli örnek öğünler:

Kahvaltıda: tam buğday ekmeği + bir miktar yağ ve reçel + 1 porsiyon meyve

veya fındık + üzüm + soya sütlü yulaf ezmesi

veya tam tahıllı ekmek + yeşillik + az yağlı peynir + 4-5 zeytin + 1 tane haşlanmış yumurta + 1-2 tatlı kaşığı pekmez

veya yulaf ezmesi + keten tohumu + kuru incir + soya sütü + 1 tatlı kaşığı bal

veya 1 bardak soya sütü + 4-5 yemek kaşığı kahvaltılık tam tahıl + 1 büyük muz + 2 adet ceviz

veya 2 dilim tam tahıllı ekmek + 1-2 yemek kaşığı fıstık ezmesi + 1 bardak soya sütü + 2 dilim kavun

Öğlen: tam tahıllı bir sebzeli sandviç (domates, avokado, soğan, biber, peynir (soya) vb.)

veya tam tahıllı ekmekle bir kase sebze çorbası

veya tam tahıllı sebze burger veya falafel (peynir (soya), mantar, domates ilaveli)

veya 4 yemek kaşığı kurubaklagil yemeği ve 3-4 yemek kaşığı bulgur pilavı + 1 bardak soya yoğurdu

veya 4 yemek kaşığı soya kıymalı ıspanak yemeği + 1 kase patates salatası + 1 kase mevsim salata

Akşam yemeğinde: tofulu, sebzeli esmer pirinç pilavı + 1 bardak soya yoğurdu

veya domates soslu, sebzeli (mantar, domates, patlıcan, biber ve soğan) tam tahıllı makarna

veya fasülyeli, tofu /tempehli/peynirli veya peynirsiz burrito

veya sebzeli, tofulu pizza

veya 1 kase kurubaklagil çorbası + 7-8 yemek kaşığı sebze yemeği

veya 4-5 yk esmer pirinç + 7-8 yemek kaşığı soya kıymalı sebze yemeği

veya tam tahıllı vejetaryen burger + 3-4 adet ızgara kuşkonmaz

Ara öğünlerde: taze veya kurutulmuş meyveler, yağsız patlamış mısır, kalsiyum ile zenginleştirilmiş pirinç sütü/soya sütü, havuç ve humus, tam tahıllı ekmek ve fındık ezmesi, elma ve biraz fıstık ezmesi, 1 porsiyon meyve ve ceviz, 1 bardak soya yoğurdu ve 1 porsiyon meyve, soya veya pirinç/badem sütüyle hazırlanmış smoothieler.

Yazının devamı...

Karpuzun sağlığa faydaları

1 bardak doğranmış karpuz ( 152 gram ) 43 kaloridir. 2 gram sodyum, 11 gram karbonhidrat ( 9 gramı şeker ve 2 gramı lif ) içerir, yağ içermez. 1 bardağı günlük A vitamini ihtiyacının %17’sini, C vitamini ihtiyacının %21’ini, demir ihtiyacının %2’sini ve kalsiyum ihtiyacının %1’ini karşılar.

Çeşitli meyve ve sebze tüketimi yaşam tarzı ile ilişkili oluşan sağlık sorunları risklerinin azaltılması ile ilişkilendirilmiştir. Birçok çalışma karpuz gibi bitkisel bazlı besinlerin tüketiminin arttırılması ile obezite riski ve genel mortalitenin azaltılması, diyabet ve kalp hastalıklarının oluşum riskinin azaltılması, sağlıklı bir cilt ve saç oluşumu, enerjinin arttırılması ve düşük vücut ağırlığının devamlılığı açısından önemlidir.

Astımın önlenmesi: Bazı besin öğelerini yüksek miktarda tüketenlerde astım gelişimi düşüktür. Bu besin öğesinden biri de C vitaminidir. Karpuz da dahil olmak üzere birçok meyve ve sebzede bulunur.

Kan basıncı: Amerikan Hipertansiyon Dergisi’nde yayımlanan prehipertansiyon (yüksek tansiyon başlangıcı) veya 1.evre hipertansiyona sahip orta yaş obez yetişkinlerde yapılan bir çalışmaya göre karpuz özü takviyesi alınması, azalmış ayak bileği kan basıncı ve brakiyal kan basıncı ile azalmış karotis dalga yansıması ile ilişkilendirilmiştir. Karpuz özü kullanılması arteriyel (atardamar) fonksiyonlarında iyileşme kaydetmiştir. Karpuz gibi likopenden zengin besinlerin kullanıldığı diyetler kalp hastalığına karşı koruyucudur.

Kanser: Güçlü bir antioksidan olan C vitaminin zengin bir kaynağı oluşu kansere neden olan serbest radikallerin oluşturduğu hasarı önler. Likopen alımının çeşitli çalışmalarda prostat kanserine yakalanma riskini azalttığı gösterilmiştir.

Sindirim: Karpuz su ve lif içeriğinden ötürü kabızlığı önler, sağlıklı bir sindirim sistemi fonksiyonlarının devamlılığında etkilidir.

Hidrasyon: %92 sudan oluşur ve önemli elektrolitler içerir. Sıcak yaz aylarında susuzluğu gidermeye yardımcı olmak için el altında bulundurulması gereken bir meyvedir.

İnflamasyon: Karpuz çok önemli ve çok yönlü bir besin öğesi olan kolini içerir. Uyku, kas hareketi, öğrenme ve hafıza fonksiyonlarında vücuda yardımcı olur. Aynı zamanda hücre zarlarının yapısının muhafaza edilmesinde, sinir iletimin sağlanmasında, yağ emilimine yardımcı olmada ve kronik inflamasyonu azaltmada etkilidir.

Kas ağrıları: Karpuz ve karpuz suyu kas ağrılarını azaltmak ve sporcularda egzersiz sonrası toparlanma süresini hızlandırmak için kullanılabilir. Araştırmacılar karpuzun bu özelliğinin içerdiği bir amino asit olan L-sitrulinden kaynaklandığını ileri sürmektedir.

Cilt: Saçları nemli tutmaya yarayan sebum üretimi için gerekli bir besin öğesi olan A vitaminini içerir. A vitamini, deri ve saç başta olmak üzere tüm vücut dokularının yapım ve onarımı için gereklidir. Cilt ve saç yapısında bulunan kollajenin devamlılığı için C vitamini gereklidir. Sağlıklı bir cilt ve saç görünümü için hidrasyonun tam anlamıyla sağlanması gerekir, karpuz da yüksek su içeriği ile bunu sağlar.

Doğranmış karpuz ve birkaç buz küpünü blendirden geçirip egzersiz sonrası toparlanma içeceği olarak veya güneşli bir günde serinlemek için soğuk bir alternatif olarak değerlendirebilirsiniz. Karpuz, nane, peynir ve ıspanak/semizotu ve balzamik ile de lezzetli ve hafif bir salata yapılabilir.

Yazının devamı...

Tokluk hissi veren besinler

-Yağsız et, tavuk, balık, soya fasulyesi ve yumurta, protein kaynağı olduğundan doygunluk hissi sağlar.

-Katı besinler, sıvı olanlara nazaran daha fazla tok tutar.

-Elma, içerdiği çözünür lif ve pektin sayesinde yemek sonrası tüketildiğinde 1-2 saat tokluk sağlar.

-Çözünmez lif içeren buğday kepeği, yemek sırasında bir bardak suyla birlikte 1-2 yemek kaşığı tüketildiğinde yaklaşık 1 saat tokluk sağlar. Aynı şekilde yulaf ezmesi de kullanılabilir.

-Yemek öncesinde, sonrasında veya aralarında içilen yeşil çay, içerdiği fitokimyasal ( EGCG ) sayesinde doyma hissini sağlayan hormonun (kolesistokinin) faaliyetini artırır.

-Sirkedeki asetik asit, besinin midede daha uzun süre kalmasını sağlar. Bu sayede açlık hormonu olan ghrelinin salgılanma süreci uzar. Aynı zamanda birçok besindeki glisemik indeksi de azaltarak, kan şekerinin inip çıkmasını önler. Kırmızı şarap sirkesi ise bir antioksidan olan ve kalp sağlığı için önem taşıyan resveratrol açısından zengindir. Yemekle birlikte 1 yemek kaşığı kadar tüketilebilir. Yemeğin içeriğine de bağlı olarak, 1-1,5 saat kadar tokluk sağlayabilir.

-Çam fıstığı içerdiği omega 6 yağ asidi (pinoleik asit) ile doygunluk hormonlarının salınımını arttırır. Ara öğünde tüketilebilir ve en az 30 dakika doygunluk sağlar.

Aşırı Yeme İsteği

Bir yiyeceğe karşı aşırı istek duyma durumu ise, vücuttaki bazı mineral eksikliklerinden kaynaklanıyor olabilir.

-Çikolata isteği, magnezyum eksikliğinden kaynaklanır. Çiğ kakao ve çiğ yağlı tohumlar (fındık, badem vb.) ile eksiklik giderilebilir.

-Tuzlu besinlere (patates cipsi veya tuzlu kuruyemişler gibi) olan eğilim klorid eksikliğinden kaynaklanır. Sağlıklı besinlere deniz tuzu eklenerek çözüm sağlanabilir.

-Şekerli besinlere duyulan ihtiyaç, vücutta krom, karbon, sülfür ve triptofan eksikliği olduğunu gösterir. Krom için bira mayası, elma ve muz; karbon için taze meyveler, sülfür için soğan ve sarımsak, triptofan için de patates ve ıspanak tüketilebilir.

-Kırmızı ete olan eğilimin artması demir eksikliğinin habercisidir. Çözüm olarak ıspanak tüketilebilir.

-Yağlı besinlere ve karbonatlı içeceklere istek duyulduğunda ise brokoli, hardal, şalgam ve kuru baklagiller tüketilebilir.

Yazının devamı...

Pratik ve düşük kalorili tatlı tarifleri

Baklava diğer hamur işlerinde olduğu gibi yüksek oranda yağ, şeker ve un içerir, kalorisi yüksektir. Şeker ve şekerli besinler, kalp damar hastalıkları, diyabet, obezite, yağlanma ve yaşlanma gibi birçok sorun için bir risk faktörüdür. Kilo kontrolü yapanlar ve şeker hastaları sık tüketmemelidir. Baklavanın besin içeriği ve kalorisi tarifler arasında farklılık gösterebilir. 1 dilimi ortalama 160-250 kcal arasında değişmektedir. Bir porsiyonu 2 dilim olarak hesap edildiğinde yaklaşık 350-500 kalori etmektedir. Bu kaloriyi 2 saatlik ev temizliği, 1,5 saatlik bahçe işleri, 1 saatlik zumba, 55 dk raketbol, 45 dk vücut ağırlığı egzersizleri, 2 saat oryantal dans, 70 dk boks torbasına vurmak, 65 dk yüzme vb. aktivitelerle yakmak mümkündür. En iyisi yenildiğinde 1 dilimi geçmemek ve ağırlıklı olarak sütlü ya da meyveli tatlıları tercih etmektir.

Pratik ve düşük kalorili tatlı tarifleri

1- Portakal ve Naneli Yoğurt (1 bardağı 171 kcal)

Malzemeler: 6 yemek kaşığı yağsız yoğurt, 1- 1/2 çay kaşığı bal, 1 büyük portakal, soyulmuş, dilimlenmiş, 4 adet taze nane yaprağı, ince dilimlenmiş

Yapılışı: Yoğurt ve balı karıştırın. Portakal dilimleri üzerinde yoğurt karışımını ekleyip, üstüne naneleri ilave edin.

2- Bitterli Kuruyemiş (1 adedi 39 kcal)

Malzemeler: ¼ bardak karışık organik kuruyemiş, 3 yemek kaşığı bitter damla çikolata

Yapılışı: Mikrodalga fırında ya da benmari usulü bitter çikolataları yakmadan eritin. Yağlı bir kağıt üzerine bir yemek kaşığı yardımı ile erimiş çikolatadan yaklaşık 8 adet daire yapın. Kuruyemişleri istediğiniz gibi çikolataların üzerine dizip hafifçe bastın. 40-60 dk soğuması için bırakın. Daha hızlı sonuç için buzdolabına da konabilir.

3- Hurmalı Gevrekli Toplar (1 adedi 104 kcal)

Malzemeler: 2 su bardağı tahıllı gevrek, ¾ bardak çekirdeksiz hurma, ½ bardak pikan cevizi kavrulmuş (fırın tepsisini çok az pişirme spreyi ile yağlayıp üzerine cevizleri koyun, 180°C de 5 dk kadar pişirin), 3 yemek kaşığı bal, 2 yemek kaşığı sürülebilir krem peynir, 2 yemek kaşığı portakal suyu, ½ su bardağı ince kıyılmış fındık

Yapılışı: Gevrek, hurma ve cevizi mutfak robotundan iyice çekin. Bal, krem peynir ve portakal suyunu de ekleyip hamur kıvamına getirin. Yemek kaşığı yardımı ile alıp avuç içinde küçük toplar haline getirin. Yağlı kağıt üzerine dizip oda sıcaklığında 30 dk kadar bekletin.

4- Ahududu, Elma ve Yulaflı Kıtır (1 adedi 235 cal)

Malzemeler: ½ bardak tam buğday unu, ¾ bardak yulaf kepeği, 1 çay kaşığı tarçın, 1 çay kaşığı öğütülmüş karanfil, 1 çay kaşığı vanilya ektresi, 3 yemek kaşığı akçaağaç şurubu, 2 yemek kaşığı kanola yağı, 8 bardak soyulmuş ve dilimlenmiş elma (şeftali ya da armut da olabilir), 1 bardak ahududu (yaban mersini ya da çilek de olabilir)

Yapılışı: Fırını önceden 190°C’ye ısıtın. Büyük bir kapta un, yulaf kepeği, tarçın, karanfil, akçaağaç şurubu ve yağı ufalanana karıştırın. Cam bir fırın kabına ahududu ve elmaları birleştirip dizin. Üzerine hazırladığınız karışımı serpip 40-50 dk meyveler yumuşayıp, üstü kahverengileşinceye kadar pişirin.

5- Hafif Tatlı Yoğurtlu Cheesecake (10 dilime bölünürse 1 dilimi yaklaşık 240 kalori)

Malzemeler: 1-1/4 bardak granola (50-56 gramında 10 gramdan az şeker olanlar tercih edilmelidir), 1 bardak ceviz, 1 çay kaşığı öğütülmüş zencefil, 3-4 yemek kaşığı su

İç dolgu kısmı için: 1-1/2 su bardağı yarım yağlı ricotta ya da lor, 1 bardak yağsız yoğurt, 3 yumurta beyazı, 3 yemek kaşığı bal, ¼ bardak portakal suyu, 1-1/4 çay kaşığı vanilya, 1 çay kaşığı portakal kabuğu rendesi, 1-1/4 bardak taze yaban mersini

Yapılışı: Fırını 180°C’ye ısıtın. Granola, ceviz ve zencefili mutfak robotundan geçirin. İçine suyu ekleyip malzemeler karışıncaya kadar tekrar geçirin. Karışımı ısıya dayanıklı yuvarlak bir cam kap içine alt kısmını oluşturacak şekilde yayın ve 10 dk pişirin. Yaban mersini hariç kalan diğer malzemeleri başka bir kapta karıştırın. Fırındaki alt kısım piştikten sonra üzerini hazırladığınız iç malzeme ile doldurup tekrar fırına verin. Orta kısmı pişine kadar 30-35 dk pişirin. Cheesecake piştikten sonra üzerini yaban mersini ile kaplayın ve birkaç saat buzdolabında soğutun.

6- İncir ve Kakuleli Muzlu Kurabiye (1 adedi 93 kcal)

Malzemeler: 2 adet olgun muz, püre halinde, 125 g ( 1-1/4 bardak) öğütülmüş badem

115 g (3/4 bardak) kıyılmış kuru incir, ½ çay kaşığı kakule, 1 yemek kaşığı (10 g) çia (chia) tohumu

Yapılışı: Fırını 200°C’de ısıtın. Bir kapta tüm malzemeleri karıştırıp 5-10 dk dinlendirin. Karışım çok cıvık ise biraz badem unu ekleyin. Yağlı kağıt üzerine 1 veya 1,5 yemek kaşığı şeklinde hamurları koyun, istenilen kalınlıkta ayarlayın. Kurabiyelerin kenarları altın sarısı rengini alıncaya kadar 7-10 dk pişirin. Soğumaya bırakıp, afiyetle yiyin.

7- Cevizli Armut Tatlısı (1 adedi 208 kcal)

Malzemeler: 4 adet olgun armut, 1 avuç dolusu kızılcık, 2 yemek kaşığı akçaağaç şurubu, 50 g pekan cevizi, elle parçalanmış, servis için süzme yoğurt

Yapılışı: Armutların kabuklarını soyup, ortadan ikiye bölün ve bir çay kaşığı yardımı ile çekirdek kısmını da ayıklayın. İçlerini kızılcık ile doldurup üzerlerine şurubu gezdirin ve 200°C’de fırınlayın. Piştikten sonra pekan cevizlerini ekleyip, yoğurtla servis yapın.

8- Tarçınlı Sıcak Elma (1 adedi 156 kcal)

Malzemeler: 4 tane golden elma, 1/4 fincan kuru üzüm, 1/2 bardak % 100 elma suyu

2 çorba kaşığı esmer şeker, 1 yemek kaşığı limon suyu, 1 çay kaşığı rendelenmiş limon kabuğu, 1/2 çay kaşığı öğütülmüş tarçın, 1/8 çay kaşığı muskat

Yapılışı: Mikrodalgaya konabilen bir fırın kabına elmaları yerleştirin. Eşit miktarda kuru üzümle elmaları doldurun. Kalan malzemeleri karıştırıp, elmaların üzerine dökün. Kabın üstünü dayanıklı bir plastikle kapatıp, mikrodalgada yüksek derecede veya elmalar yumuşayıncaya kadar bekleyin. Sonra elmaları kaşık yardımıyla başka bir yere ayırın. İçinde karışım kalan kabı yüksek ısıda 3-5 dk yeniden pişirin. Sıcak iken elmaların üzerine gezdirin ve servis yapın. İstenirse vanilyalı yoğurt ve bir tutam az yağlı granola da serpiştirilebilir.

9- Muzlu Ekmek (1 dilimi 139 kcal)

Malzemeler; Kuru malzemeler: 1 ½ su bardağı tam buğday unu, ½ su bardağı öğütülmüş keten tohumu, 1 yemek kaşığı tarçın, 1 çay kaşığı kabartma tozu, 1 çay kaşığı muskat (isteğe bağlı)

Islak malzemeler: 4 adet orta boy olgun muz, püre halinde, 3/4 su bardağı akçaağaç şurubu, 1/4 su bardağı zeytinyağ, 1 büyük yumurta, 1 çay kaşığı vanilya ekstresi

Yapılışı: Fırını önceden 175°C'ye ısıtın. Kuru ve ıslak malzemeleri ayrı ayrı karıştırıp, birleştirin. Bir fırın tepsisini çok hafif yağlayıp oluşan karışımı zemine yayın. 45-55 dk aralığında pişirin. Pişme sonrası da fırından çıkarıp 5 dk kadar demlendirin.

10- Granolalı Şeftali (1 adedi 191 kcal)

Malzemeler: 2 orta boy şeftali, soyulmuş ve ince dilimlenmiş, 1/8 çay kaşığı tarçın, 1/3 su bardağı az yağlı granola, 1 su bardağı vanilyalı dondurma

Yapılışı: Fırını önceden 180°C’ye ısıtın. Pişirme kabını çok hafif pişirme spreyi ile kaplayın. Şeftalileri dizin, üzerine tarçın ve granolaları ekleyin. Meyveyi köpürtene kadar yaklaşık 30 dk pişirin. 5-10 dk soğumaya bırakın. Dondurmayı iki kaba bölün. Her birini ½ adet şeftali ekleyip servis yapın.

11- Armut Tatlısı (1 adedi 150 kcal)

Malzemeler: 1 su bardağı portakal suyu, 1/4 su bardağı elma suyu, 1 çay kaşığı tarçın, 1 çay kaşığı hindistan cevizi, 4 tam armut, 1/2 fincan taze ahududu, 2 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi

Yapılışı: Küçük bir kasede meyve suları, Hindistan cevizi ve tarçını iyice karıştırın. Armutları soyun ve saplarını bırakın. Armudun alttan çekirdeğini çıkartıp sığ bir tavaya yerleştirin. Sulu karışımı da ekledikten sonra orta ateşte pişirin. Armutları sık sık döndürerek 30 dk kadar pişirin. Piştikten sonra armudu bir tabağa çıkartıp ahududu ve portakal kabuğu ile süsleyin.

12- Çikolatalı Yoğurtlu Mus (1 bardağı 170 kcal)

Malzemeler: 1/2 su bardağı az yağlı yoğurt, 1 yemek kaşığı şekersiz kakao, 1 yemek kaşığı bal, 1/4 su bardağı ahududu

Yapılışı: Küçük bir kasede yoğurt, kakao ve balı karıştırın. Üzerine ahududuları ekleyin.

13- Donmuş Yoğurtlu Mini Kek (1 adedi 30 kcal)

Malzemeler: 1 bardak vanilyalı yoğurt, 8 adet çilek, ½ olgun muz, 1 çay kaşığı damla çikolata

Yapılışı: 12 adet küçük silikon pişirme kaplarını bir dondurma tepsisi ya da küçük ahşap kesme tahtası üzerine dizin. Kapların yarısını yoğurt ile doldurun. Muz ve çileği püre haline getirip küçük bir kaşık yardımıyla önceden konan yoğurt gözükmeyecek şekilde ekleyin. Üzerine kalan vanilyalı yoğurttan biraz daha ekleyip, damla çikolataları serpiştirin. 1 saat dondurucuda bekletin. Yemeden önce 10 dk kadar çözdürün.

14- Kuru meyveli enerji topları (1 adedi 113 kcal)

Malzemeler: 50 g kuru kayısı, 100 g kuru hurma, 50 g kuru vişne, 2 çay kaşığı hindistan cevizi yağı, 1 yemek kaşığı susam

Yapılışı: Kayısı, vişne ve hurmaları çok ince hale gelmeleri için bir rondodan geçirin. Bir kapta bu karışımı hindistan cevizi yağı ile harmanlayıp, ceviz büyüklüğünde toplar haline getirin. Susama batırıp, servis yapın.

15- Çikolatalı Yulaflı Toplar (1 adedi 160 kcal)

Malzemeler: 2 yemek kaşığı fıstık ezmesi, 2 yemek kaşığı % 1 yağlı süt, 1/4 bardak bitter damla çikolata, 3/4 bardak yulaf ezmesi

Yapılışı: Kısık ateşte fıstık ezmesi, süt ve damla çikolataları 3 dk veya çikolatalar eriyinceye kadar ısıtın. Yulafı da ekleyip karıştırın. Bu karışımı bir kaşık yardımı ile 8 adet top şeklinde oluşturup, yağlı kağıda dizin. Buzdolabında 10 dakika bekletin.

Hurmalı Enerji Topları

(1 adedi 70 kcal)

Malzemeler:

14 adet çekirdeksiz hurma

1-1/2 bardak tuzsuz kaju ( veya istediğiniz tuzsuz başka bir fındıkgil)

2 yemek kaşığı keten tohumu

1 çay kaşığı vanilya ekstresi

2 yemek kaşığı su

½ su bardağı kurutulmuş kızılcık (veya istediğiniz başka bir kuru meyve)

Yapılışı:

Bir mutfak robotunda hurma, kaju, keten tohumu ve vanilya ekstresini 1 dk püre kıvamına gelinceye kadar çekin. Ardından su ve kurutulmuş kızılcıkları da ekleyip karışımı 1 dk daha çekin. 1 yemek kaşığı yardımı ile top haline getirip, buzdolabında muhafaza edin.

Yazının devamı...

Korona günlerinde kilo almamak

Karantina günlerinde hem bağışıklığı güçlü tutmak hem de fazla kilo almamak ya da diğer bir değişle obez olmamak için ne önerirsiniz?

1- Besinsel açıdan dengeli yiyecekler yiyin. Vücudunuzu hem zihinsel hem de fiziksel olarak beslemek için tabağınızın yarısını sebzelerle diğer yarısını ise yağsız protein kaynakları, sağlıklı yağlar ve %100 tam tahıllarla doldurun. Bu sayede daha iyi uyuyabilir, daha fazla enerjiye sahip olabilir ve daha az şişkin hissedebilirsiniz.

2- Daimi olarak bir su şişesini veya bir bardak suyu elinizin altında tuttuğunuzdan emin olun. Şeker ve yapay tatlandırıcı içeren içeceklerden sakının. Alkol alıyorsanız günde 1 içki ile sınırlandırın. Alkol almak uykunuzu daha kötüleştirir, ertesi gün daha fazla yemenize ve daha az egzersiz yapmanıza neden olabilir. Rahatlamak ve dinlenmek için yoga yapmak, film izlemek veya huzurlu bir müzik dinlemek gibi teknikleri kullanın.

3- Çok fazla atıştırmalık yemeyin. Evde boş zamanın fazlalığıyla başa çıkmak için mutfağa normalden daha sık giriyor olabilirsiniz. Bir karantina diyetine girmek veya tatlılara/atıştırmalıklara tamamen yasak koymak gerekmez. Yiyecekler neşe ve rahatlık getirebilir ve kararında, porsiyon kontrolü dahilinde yendiğinde herhangi bir sorun teşkil etmezler. Öğün veya atıştırmalığınızı iştahınızı dinleyerekten, telefonunuzun, bilgisayarınızın veya TV’nizin dikkatinizi dağıtmasına müsaade vermeden ve duyularınızı tatmin etmek adına yavaşça tadını çıkararaktan yiyin. Atıştırmalıkları paketlerinin içinden yemek aşırı yemeye neden olur. Yiyeceğiniz miktarı sınırlamak için muhakkak önden porsiyonlayın. Elinizden geldiğince boş karbonhidrat, şeker ve tuz içeren yiyecekler yerine havuç-humus veya elma-fıstık ezmesi gibi protein ve lif zengini yiyeceklere yönelin.

4- Çok fazla ekmek, makarna, pirinç vb. kompleks karbonhidrat yemeyin. Bunlar gibi işlenmiş karbonhidratlar aktif değilseniz ve her gün çok fazla kalori yakmıyorsanız size kolayca ekstra kilo olarak dönebilir.

5- Dışarıdan çok fazla yemek siparişi vermeyin. Bu süreçte büyük ölçüde siparişlerinize ihtiyaç duyan yerel restoranları destekliyor olabilirsiniz. Genellikle ev dışında hazırlanan yiyecekler ev yapımı yemeklerden daha az sağlıklıdır. Birçok restoran lezzeti iyi ve müşterilerini memnun eden yiyecekler hazırlar fakat gelen porsiyonlar ile kalori içerikleri bizi formda tutmaya yetmez. Sipariş ettiğiniz bir yiyeceğin 2 veya 3 farklı öğüne ayırabileceğiniz bir şey olup olmadığını düşünün. Ne kadar yediğinize dikkat etmenin yanı sıra siparişlerinizi mümkün olduğunca taze meyve, sebze ve proteinle dolu tutmaya çalışın.

6- Porsiyon kontrolünü sağlamaya çalışın. Stresli zamanlarda basit hazırlanan, yüksek kalorili ve yüksek karbonhidrat içeriğine sahip yiyecekler hazırlamaya yöneliriz. Bu yiyeceklerin bize tokluk, mutluluk, sıcaklık, duygusal veya nostaljik bir değer sağlamalarının yanı sıra dezavantajları büyük porsiyonları, tereyağı ve peynir yüklemeleri ile gelmesidir. Kiloyu düşük tutmak için porsiyonlar da küçük tutulmalıdır.

7- Kendinizi izole ederken depresyona yakalanmayın. Normal rutinlerimizden uzaklaştığımızdan depresyona ve karamsarlığa sürüklenebilir, sonuç olarak daha fazla yiyebilir, içebilir ve fazla miktarda atıştırmalığa yönelebiliriz. Bundan kurtulmak için kendinize ve sevdiklerinize bir iyilik yapıp telefon görüşmelerini, kısa mesajları ve görüntülü konuşmalarınızı sürdürmeye devam edin. Bu şekilde tüm vücudunuza fayda sağlayabilecek zihinsel sağlığınızı kontrol altında tutmanıza yardımcı olacaktır.

8- Hareketsizliğe son verin. Evden çalışmak, televizyon izlemek ve bilgisayarla/telefonla oynamak çok fazla oturma süresine ve daha az harekete yol açıyor. Vücudunuzu hareket ettirmek ve egzersiz yapmak daha sağlıklı

alışkanlıklara yol açar. Mümkünse güvenli ve sosyal mesafeli yürüyüşlere çıkın mümkün değilse de ev içinde veya varsa bahçenizde uygun egzersizleri takip edin. Ter atın ve kanınızın pompalanmasını artırın, bu sizi çok daha iyi hissettirecek ve formda tutacaktır.

9- Gün için bir plan oluşturun veya var olan rutinlerinizi devam ettirin. Geç saatlerde uyanmak, tüm gün pijamayla dolaşmak ve sabahtan akşama dizi/film izlemek çok daha kolay olsa da bir alarm ayarlayıp normal sabah rutininizi takip ederek günlük hayatınızda bir yapı oluşturabilirsiniz. Bu sayede kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri için de gerekli zaman ayrılmış olup, ne yiyeceğinizi programlayabilir ve aralardaki gereksiz atıştırmalıklardan kurtulabilirsiniz. Düzenli olarak sabah 6’da uyanan, kahve içen, 7.15’te evden çıkan ve saat 12’ye kadar bir şey yemeyen biriyseniz, yine bu süreçte benzer alışkanlıklarınızı sürdürmeyi deneyebilirsiniz. Aksi takdirde gelişigüzel bir şekilde yiyecek tüketme riski potansiyel bir sorun haline gelecektir. Psikologlara göre; bir rutinin sürdürülmesi hem zihinsel hem de fiziksel sağlığın anahtarı olan stres ve kaygıyı yönetmenin en önemli yollarından biridir.

10- Market alışverişinde dikkatli olun. Dışarıya mümkün olduğunca çıkmayı azaltmak adına raf ömrü uzun yiyecekler stok yapılmaya başlandı. Uzun raf ömrüne sahip yiyeceklerin satın alınıyor olması onların sağlıklı olmayacağı anlamına gelmez. Sodyum oranı daha yüksek olabilen konserve ürünler yerine dondurulmuş et/balık ve sebze almak daha iyi bir tercih olacaktır. Konserve ürün tercihinde ise sodyum oranı düşük olanlara bakılmalıdır. Evde can sıkıntısını gidermek için abur cuburları, kafeinli içecekleri ve alkolü stoklamayın, bu ürünler var olduğunda sağlıklı bir yaşam tarzı ve uyku düzeni sürdümek zor olabilir. İşlenmiş yiyecekleri atıştırmak yerine, yeni besleyici tarifler deneyin ve alışverişlerinizi bu yönde yapın. Hazır okullar kapalıyken varsa çocuklarınızı da yemek hazırlığına dahil etmeniz açısından iyi bir zaman olduğunu söyleyebiliriz.

Yazının devamı...

Ödem attıran bitki çayları

Vücut ağırlığınızın yüzde 55 ila 60'ı sudan oluşur. Su vücudunuzda bir bölgeden diğerine akar. Hücrelerinizin içinde ve dışında bulunur ve dokularınızı nemli tutar. Kemiklerin, eklemlerin, omuriliğin ve beyinin de suya ihtiyacı vardır. Ancak bazen dokularınızda çok fazla su birikir, bu da kollarınızda ve bacaklarınızda şişmeye neden olabilir. Buna periferik ödem denir. Bazı insanlar için periferik ödem kendi kendine geçer ya da doğal diüretikler yardımcı olabilir. Bazen de tıbbi bir sorunun (artirit, böbrek hastalığı, kalp hastalığı, akciğer hastalığı) varlığına işaret eder. Sıvı vücudun doku ve yapılar arasındaki boşluklarında veya dolaşım sisteminde biriktiğinde uzuvların (eller, ayaklar), yüzün, karın bölgesinin şişmesine, yüksek kan basıncı ve kas ağrılarına neden olabilir. Yüksek sodyum ve şeker tüketimi, hormonal değişiklikler, tıbbi koşullar ödem riskini arttırabilir. Eğer çok uzun süre oturur vaziyette veya ayakta durursanız yer çekiminden ötürü vücudunuzun belirli yerlerinde (ayaklar, bacaklar) sıvı birikmesi olur. Vücudumuz sıcak havalarda daha fazla su tutma eğilimindedir. Ödem diyet, yaşam tarzı değişikliği ve reçete edilmiş diüretiklerle tedavi edilebilir. Bunların yanı sıra evde yapılabilecek doğal bitki çayı tariflerinden de faydalanılabilir. Soğuk ve sıcak ayrı olmak üzere bir sürü ödem atıcı tarif oluşturulabilir.

Ödem atıcı çayların sağladıkları: Fazla ödemin uzaklaştırılması, mide hacmini doldurduğundan fazla yemenin önüne geçmek ve metabolizmanızı hızlandırmak. Tüm bitki çaylarını günde 3 fincanla sınırlandırmakta fayda vardır. Hamile veya emziren kadınların, kalp hastalığı, peptik ülser veya gastrik reflüsü olan hastaların içmemesi tavsiye olunur.

Çeşitli Ödem Atıcı Tarifler

Karahindiba-turna yemişi çayı: 1 sürahiye; Demlenmiş 4 çay poşeti karahindiba, ½ bardak turna yemişi suyu, 3 limonun suyu, 4 bardak su

Nane ve limonlu maydanoz çayı: 1/2 bardak taze maydanoz, 2 su bardağı su, Bir avuç nane yaprağı, limon dilimi. 2 bardak suya nane ve maydanozu ekleyip kaynatın. 5 dk dinlendirip, içmeden önce süzün ve limon dilimini ekleyin.

Böğürtlenli yeşil çay: 1 çay kaşığı kuru böğürtlen yaprağı, 1 çay kaşığı kuru yeşil çay yaprağı. 1 fincana yaprakları koyup üstüne 1 fincan kaynar su ekleyin. 5 dk dinlendirip, içmeden önce süzün.

Limonlu mate çayı: 1 veya 2 çay kaşığı mate çay yaprağı, ½ limonun suyu. 1 fincana yaprakları ve limon suyunu koyup üstüne 1 fincan kaynar su ekleyin. 5 dk dinlendirip, içmeden önce süzün.

Ananaslı zencefil çayı: ½ ananas kabuğu, 1 portakal kabuğu, 1 yemek kaşığı zencefil, 1 litre su. Tüm malzemeleri 1 lt suya koyup 3 dk kaynatın. 5 dk dinlendirip, içmeden önce süzün.

Enginar yapraklı çemen otu çayı: ½ çay kaşığı çemen tohumu, 1 çay kaşığı kuru enginar yaprağı, 1 tutam tane karabiber. 1 fincana tüm malzemeleri koyup üstüne 1 fincan kaynar su ekleyin. 5 dk dinlendirip, içmeden önce süzün.

Uzman Diyetisyen

Şebnem Kandıralı Yıldırım

https://sebnemkandirali.com/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.