SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Vajinismus Nedenleri

Alt periner kasların kişinin iradesinden bağımsız olarak cinsel birleşme öncesinde istemsiz bir şekilde kasılarak penis-vajina birlikteliğinin yani koitusun tamamen imkansız hale gelmesi durumuna ''Vajinismus'' diyoruz.

Bu kişilerin 3 tip korkusu vardır

1. Oraya hiçbir şekilde hiçbir şey giremez.
2. Oraya başkasına ait olan birşey giremez.
3. Oraya penis giremez korkusu.

Her 10 kadından 1i ağrılı cinsel işlev bozukluğu yaşıyor.

NEDENLERİ

Ana neden cinsel bilgi eksikliği.
Abartılmış ilk gece deneyimleri. (Kadının kan kaybından öleceğinden korkması)
Kızlık zarı ile ilgili abartılı inanışlar. (Kızlık zarının korunması gerektiği)
Cinselliğin konuşulmadığı ayıp, yasak günah diye nitelendirildiği ortamlarda yetişmek.
Ödipal çatışma. (Yani kişinin partnerinin kişiye abisiymiş, babasıymış gibi gelmesi.)
Hamile kalma korkusu.
Cinsel travmalar. (Taciz, tecavüz)
Cinselliğin pis ve kötü olduğuna dair inanışlar.
Eşler arası ilişkisel problemler. (Statü farkı)
Eşe duyulan öfke, nefret ya da kişinin zorla evlendirilmiş olması.
Takıntılı ve obsesif bir kişilik.

TEDAVİSİ

Kişinin sorununun organik mi psikolojik mi olduğunu anlamak için öncelikle bir jinekolog muayenesi olması gerekir. (sorun genellikle psikolojiktir). Daha sonra alanında uzman bir cinsel terapistten eşi ile birlikte giderek cinsel terapi alması gerekir. Bu terapiler çoğunlukla yapılandırılmıştır ve %99 kişi tedavi sonunda sağlıklı bir cinsel yaşantıya kavuşur.

Sevgilerimle
Uzman Klinik Psikolog/İlişki ve Cinsel Terapisti

www.gulcinkeskin.com.tr
Mail:bilgi@gulcinkeskin.com.tr
Instagram: psk.gulcinkeskin


Yazının devamı...

Aldatmanın Nedenleri

Kişinin yakın ilişki kurduğu partneri dışında 2. bir şahsa karşı duygusal ve cinsel anlamdaki ilgi ve yakınlığına aldatma diyoruz. Aldatma 4 çeşittir.

Duygusal Aldatma: Yakın ilişki kurduğu partneri dışında ötekine karşı duyduğu salt duygu ve ilgi. Fiziksel bir birlikteliği içermez. Kişi seviyordur, bazen karşılıklı bazense platoniktir.

Cinsel İçerikli Aldatma: Partneri dışında kişinin ötekine karşı duyduğu cinsel anlamdaki ilgi ve yakınlık. Mastürbasyon yaparken başka birini düşünmek bile aldatmadır. Kadınların %40ı Erkeklerin %80 i aldatıyor.

Pasif Aldatma: Eyleme geçmemiş duygusal ve cinsel aldatma biçimine denir. Birinin ilgisinden hoşlanma, birini takip etmekten hoşlanma gibi.

Aktif Aldatma: Partneri dışındaki kişiye duymuş olduğu fiziksel duygusal ve mekânsal anlamdaki ilgi duyma biçimi.

Peki ya kişiler neden aldatıyor?
Aile baskısıyla yapılan gönülsüz evliliklerde kişilerden biri aldatıyor.
Pasif, bağımsız ve sorumluluk almayan partnerler aldatıyor.
Fiziksel şiddete maruz kalan partnerler aldatıyor.
Eşlerden birinin alkol ya da başka bir bağımlılık yapıcı madde kullanımı varsa zaman içinde aldatmalara sebep oluyor. (Kumar, porno, oyun)
Aşırı kıskanç ve pornografik bağımlılığı olan partnerler aldatıyor.
Erkeğin ya da kadının başka adamlara ya da kadınlara ilgi gösterip eşine göstermemesi aldatmaya sebep oluyor.
Aile çatışmalarında ne olursa olsun annesini tutan eşini savunmayan kişiler aldatıyor.
Eşin uzun süre evden ayrılmasını gerektirecek işler yapması aldatmaya sebep oluyor.
Eşleriyle kaliteli zaman geçiremeyen eşler aldatıyor.
Uzun süre baskı altında kalan partnerin statü anlamında yükselmesi durumunda aldatma görülüyor.
Eşinden başka hiç flörtü olmamış kişiler aldatıyor.
Doğum sonrası rollerle ilgili sıkıntılar ve cinsel anlamdaki uzaklaşmalar.
Cinsel açıdan tatminsizlik ve doyumsuzluk.
Etrafında eşini aldatan kişinin çok olması aldatmalara sebep oluyor.
Sosyo ekonomik problemler ilişkinin bozulmasına ve aldatmaya sebep oluyor.

Sevgilerimle
Uzm. Klinik Psikolog/İlişki ve Cinsel Terapisti
Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr
Mail: bilgi@gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

Duygusal Açlık Nedir?

Duygusal yeme nedir?

Sürekli birşeyler yemek istiyorum.

Tok olduğumu farketsem de yemek yemeye devam ediyorum diyorsanız duygusal yeme bozukluğu olabilirsiniz.

Bu bozukluğa sahip kişiler, çevrelerinden görmedikleri ilgi ve sevgiyi kendilerine verebilmek için yemek yemenin vermiş olduğu o zevkten faydalanırlar.

Eğer siz de diyetisyene gidiyorsanız, diyetisyenden fayda görmenize rağmen diyete devam edemiyorsanız. Kilolu olmaktan hoşlanmıyor ama buna rağmen yemek yemeye devam ediyorsanız, yazımı okumaya devam edin.

Duygusal yemenin nedenleri

Yalnızlık, ilgi ve sevgi ihtiyacı, negatif duygulardan kurtulmak.
Pozitif duygulardan kaynaklanan aşırı yeme. (kutlamalar)

Kendimizi kötü hissettiğimizde negatif duygulardan kurtulmak için kendimizi yemek yemeye veririz. Daha sonra her negatif duygumuzda o duygudan kurtulmak için yemek yemeye başvururuz ve böylece bir kısır döngünün içine düşmüş oluruz.
Kutlamalar gibi ödül amaçlı yenilen yemeklerden sonra gelen pozitif duygu hissi kişiyi bir süre sonra tekrar o duyguyu yaşaması için yemek yemeye sevk eder.

Duygusal yemenin tedavisi

Yemek yemenize sebep olacak duyguları keşfedin ve bu duyguların temeline inin. Sizi tetikleyen duygu yalnızlık mı? Sosyalleşmeye çalışın. Sevgisizlik mi?

Kendinizle barışın ve sevilmeye değer yönlerinizi farkedin. Bütün bunları tek başınıza yapamazsanız bir psikologdan destek almayı deneyin.

Sevgilerimle

Uzman Klinik Psikolog Gülçin Keskin
www.gulcinkeskin.com.tr

Instagram: psk.gulcinkeskin

Yazının devamı...

Çocuklarda Şiddet Davranışı

Birçok ebeveyn çocuklarının kendilerine ya da akranlarına şiddet uyguluyor olmasından şikayetçi. Bu soruna sebep olan birçok etken var. Çocuğun ebeveyni tarafından şiddet görmesi, ebeveynler arası şiddet, çocukla kurulan sağlıksız iletişim, boşanmalar, sevgisizlik ve ilgisizlik gibi. Bu yazımda size şiddet davranışına yol açan iletişim engellerinden bahsedeceğim.

Emir vermek ve yönlendirmek: Çocuklar bu tutum karşısında duygularının önemsenmediğini ve söylenileni yapmak zorundaymış gibi hisseder.

Ahlak dersi vermek: Bu tür bir iletişim çocuğa yapmamalısın etmemelisin mesajı verir, bu da çocuğu ebeveyne karşı koymaya zorlar.

Göz dağı vermek, uyarmak: Çocuk isteklerine saygı duyulmadığını düşünür ve bu durum karşısında çocukta öfke ve düşmanlık oluşur.

Öğüt vermek: Çocuğun problemlerini kendi kendine çözemeyeceğine inanıldığını gösterir.

Yargılamak: Çocuğun kendini yetersiz ve değersiz görmesine sebep olur.

Ad takmak, alay etmek: Çocuğun benlik saygısı üzerinde olumsuz etki yapar.

Aşırı övgü: Aşırı övgü çocukta sürekli beklentiye sebep olur. Benliğiyle bağdaşmayan övgü ise çocukta kızgınlığa sebep olur.

Sınamak, sorgulamak: Çocuk sorgulanıyor hissine kapıldığında öfkelenir ve bu durum onda güvensizlik ve kuşkuculuk oluşturur.

Söz verip tutmamak, oyalamak: Böyle durumlarda çocuklar anne babalarının onları umursamadığını düşünür. Çocuklar sorunlarını dile getirirken daima ciddidir. Onları geçiştirmek, alay etmek çocukta itilmişlik duygusuna sebep olur.

Uzman Klinik Psikolog Gülçin Keskin
www.gulcinkeskin.com.tr
Mail:
Instagram: psk.gulcinkeskin

Yazının devamı...

Sevgililer Günü'nde Yalnızlık

Hiç şüphesiz ki yalnız olanlar için yılın en zor günlerinden biridir Sevgililer Günü. Sanki dünya üzerinde herkesin bir sevgilisi var da sadece o yalnızmış gibi hisseder kişi. Tabii artık eskisi gibi sevgilileri sadece yolda parkta sinemada görmüyoruz. İnsanlar artık o gün onlar için gerçekten önemli olduğundan değil sosyal medya da gelen hediyeyi veya o romantik anı paylaşıp beğeni alabilmek için 14 Şubat'ı bu kadar önemsiyor.

Peki ya sevgilisi olmayanlar? Onlar o gün ne yapmalı?

Sevdiğiniz arkadaşlarınızla buluşun. Sevgiliniz yok diye o günü yalnız geçirmek zorunda değilsiniz. Eminim sizin gibi yalnız olan arkadaşlarınız da vardır. O gün evde oturup sosyal medyada kim kime ne almış diye bakmak yerine arkadaşlarınızla eğlenebileceğiniz bir program ayarlayabilirsiniz.

Siz kendinizin sevgilisisiniz. Mutlu olmak için ille de karşı cinsten hediye almanıza gerek yok. Çok beğendiğiniz, görüp de almadığınız bir şey varsa siz de kendinize o gün onu hediye edin.

Başkalarına iyilik yapın. Birilerine iyi gelebilmek insana kendini her zaman iyi hissettirir. O günü olabildiğince verimli geçirmeye çalışın. Sokak hayvanlarını besleyin, huzur evine gidip yaşlılara çiçek alın. Emin olun günün sonunda kendinizi sevgilisi olanlardan daha iyi hissedeceksiniz.

Günü fırsata çevirin. Eminim birçoğunuz yoğun iş temponuzdan dolayı kendinize vakit ayıramıyorsunuz. Okumak istediğiniz o kitabı yorgunluktan bir türlü okuyamıyorsunuz, kendinizle baş başa kalıp kendinizi dinleyemiyorsunuz. O gün sizin için bir fırsat olabilir. Uzun güzel bir duş alıp kendinize en sevdiğiniz yemeği yapabilir ardından güzel bir kahve eşliğinde okumak istediğiniz o kitaba başlayabilirsiniz.

Siz yalnız değilsiniz! Bunu hatırlamanın en güzel yolu sizi çok seven ailenizle beraber olmaktır. Ailenizle beraber güzel vakit geçirin, onlara sürprizler yapın. Eminim kendinizi hiç yalnız hissetmeyeceksiniz.

Kendinizi üzmeye çalışmayın. O gün duygusal müzikler, romantik filmler yasak. Eğlenceli müzikler açıp dans edin, komedi filmleri izleyin. Kendinizi üzmek yerine mutlu etmeye çalışın.

Eski erkek arkadaştan uzak durun. O gün her yerde el ele göz göze çiftleri göreceğimiz kesin. Buna kapılıp eski erkek arkadaşla olan fotoğraflara bakıp, geçmiş anıları düşünüp eski erkek arkadaşınıza mesaj atmayın. Daha sonra pişman olabilirsiniz.

Sevgilerimle
Uzman Klinik Psikolog/Çift ve Cinsel Terapist
Gülçin KESKİN

www.gulcinkeskin.com.tr
Mail: bilgi@gulcinkeskin.com.tr
Instagram: psk.gulcinkeskin

Yazının devamı...

10 Adımda Özgüvenli Çocuk

Kendisiyle gurur duyan çocuklar mutludur ve başarılı olma olasılığı yüksektir. Özgüvenli çocukların sevme, öğrenme, üretme becerileri diğer çocuklara nazaran daha güçlüdür. Bu yeteneklere sahip çocukların gelecekteki yaşamlarında oldukça pozitif bir kişilik özelliğine sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ebeveynler çocukların özgüven gelişiminin ilk ve en önemli basamağıdır. Bu yüzden onların payı bu anlamda oldukça büyüktür.

Peki aileler bu gelişimi desteklemek için neler yapmalı?

1. Onu koşulsuz sevmelisiniz. Çocuğunuz ne yaparsa yapsın onu sevdiğinizi hissetmelidir. Ör; Odanı dağıtmana rağmen, notlarının kötü olmasına rağmen, seni çok seviyorum gibi. Eğer çocuğunuzun yanlış davranışlarını düzeltmek istiyorsanız, doğru davranışları için ona teşekkür etmeli ve doğru davranışı sürdürmesini sağlamalısınız. Sürekli kötü davranışını vurgulayarak iyi davranış geliştirmesini bekleyemezsiniz.

2. İstekleriniz konusunda açık olun. Çocuğun olumsuz davranışı yerine mutlaka alternatif önerilerde bulunun. Örneğin; Mutfakta portakallardan futbol oynamaya çalışan bir çocuğa hadi gel beraber onlardan portakal suyu sıkalım sana masal okurken sende onu içersin diyebilirsiniz.

3. Çocuğunuzu aktif olarak dinleyin. Çocuğunuz size bir şey söylemek istediğinde başka bir şeyle ilgilenmeden tamamen çocuğunuza odaklı onu dinlemelisiniz. Eğer uygun değilseniz, seni yarım saat sonra dinleyeceğim şuanda bir işle meşgulüm şeklinde cevap verip daha sonra da mutlaka söz verdiğiniz saatte onu dinlemelisiniz.

4. Çocuğunuzun her duygusunu önemseyin. Size komik ya da saçma gelen duygular onlar için önemli olabilir. O yüzden onu karşınıza alın ve duygusuyla ilgili onun anlayacağı dilden konuşun. Duyguları ciddiye alınan çocuk kendini ifade etmekten ve duygularını yaşamaktan korkmaz.

5. Çocuğunuzu değerlendirin. Çocuklar kötü şeyler yaptıklarında ilgi çekmek isterler, iyi şeyler yaptıklarında da aileleri onları görsün ve takdir etsin isterler. Bu yüzden küçük bile olsa yaptığı şeylerle ilgili pozitif geri bildirimlerde bulunun ve onu teşvik edin.

6. Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Çocuklar onlarla gerçekten ilgilenip ilgilenmediğinizi anlarlar. Bir elinizde telefon diğer taraftan çocuğun oyununa katılmaya çalışırsanız bu onu tatmin etmez, onlarla gerekirse sadece yarım saat ama çocuk odaklı oyunlar oynayın, yürüyüş yapın, parka gidin.

7. Çocuğunuzun kendi başına bir şeyler yapmasına izin verin. Ebeveyn olarak bazen onun yapamayacağını düşündüğünüzden bazen de sabırsızlıktan onların yerine bir işi yapıyor olabilirsiniz. Bu, çocuğunuza ‘’sen bunu yapamazsın’’ mesajı verebilir ve onun özgüvenini zedeleyebilir. Bu yüzden çocuğunuzu bazı şeyleri tek başına yapabilmesi için yüreklendirmelisiniz.

8. Çocuğunuza saygı gösterin. Bir şeye karar vermeden önce onunda fikrini alın. Bazı konularda kararı onun vermesine izin verin, kararında payınızın olmasını istiyorsanız ona sınırlı seçenek sunun. Örneğin; Parka giderken bu iki kıyafetten hangisini giymek istersin.

9. Çocuğunuzla daima göz seviyesinde konuşun. Bu onunla daha yakın bir ilişkiniz olmasını sağlayacaktır.

10. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Başkasıyla kıyaslanan çocuklar kendilerini yetersiz hissederler bu da onların öfkeli ve mutsuz olmasına sebep olur.

Sevgilerimle
Uzman Klinik Psikolog Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr
Instagram: psk.gulcinkeskin
Mail:bilgi@gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

DEHB Belirtileri ve Tedavisi

Dikkat eksikliği günümüzde hızla yayılan bir sorun haline geldi. Bunun birçok nedeni var: Beslenme, uyku düzensizliği, internet-tablet kullanımı, yanlış eğitim uygulamaları, aşırı ders yükü gibi..

Dikkat Eksikliğinin Belirtileri:

Eşyalarını sık sık kaybeder.
Ödevlerini yaparken odaklanamaz, çalışmasını sonuca götüremez.
Arkadaşlarıyla oynarken belirli bir eğlenceyi sürdüremez.
Oyun ve ödevlerden sık sık kaçmaya çalışır.
Okulda verilen ödevleri unutur, sık sık dalar.
Aynı hatayı sık sık tekrarlar.
Dinlemez ya da dinlemiyor gibi yapar.
Çok basit işlem hataları yapar.
Soruları okumadan cevaplar.

Hiperaktivite Belirtileri:

Her şeyi ellemek, tutmak ister.
Dur, yapma gitme gibi emirlere uymak istemez.
Oturduğu yerden kıpırdar ve sallanır.
Sürekli ayağa kalkar ve yürümek ister.
İnatlaşır, yapma denileni yapmak ister.
Gördüğü her şeyin içine bakmak ister.
İstedikleri olmazsa tutturur.
Çok hızlı ve yüksek sesle konuşur.

Eğer yukarıdaki belirtiler çocuğunuzda varsa çocuğunuzda dikkat eksikliği ve hiperaktivitebozukluğu olabilir. Mutlaka bir uzmandan destek alınız. Çünkü bu bozukluk çocuğunuzun akademik başarısını olumsuz etkilediği gibi sosyal yaşantısına da engel olur.

Bu çocuklar nasıl beslenmeli?

Balık omega 3 bakımından zengin olduğundan hem bellek sorunlarına hem de dikkat eksikliği ve konsantrasyon sorunlarına iyi gelir. Omega 3 bakımından zengin olan diğer besinler de (ceviz, köy yumurtası, et) mutlaka çocukların beslenme alışkanlığına kazandırılmalıdır. Sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Çocuğa şeker ve şeker içeren besinleri yasaklanmalıdır. (meşrubatlar, meyve suları, çay bazlı içecekler, tatlılar, şekerlemeler) Paketlenmiş gıdalar, fast foodlar, trans yağ içeren yiyecekler ve gıda boyalarından çocuklar uzak tutulmalıdır.

Ailelere Öneriler:

Çocuğunuzun ilgi duyduğu konularla akademik konuları birleştirmeye çalışın çünkü çocuklar ilgi duydukları konuya yoğunlaşmakta güçlük çekmezler. Çocuğunuza çok dikkatsizsin, kırk kere söyledim neden dikkat etmiyorsun gibi cümleler kurmayın. Bu çocuğun dikkatini toplamasına sebep olmaz aksine çocukta yetersizlik ve beceriksizlik duygusunu pekiştirir. Çocuğunuzun küçükte olsa doğru davranışını vurgulayın, bu onu cesaretlendirecek ve özsaygısını geliştirecektir. Bu çocukların dikkati çok çabuk dağıldığından, ders çalışma ortamı iyi düzenlenmeli, dağınık olmamalı, iyi aydınlatılmalı ve havalandırılmış olmalıdır. Çalışma masası yemek ve oyun için kullanılmamalıdır.


Sevgilerimle
Uzman Klinik Psikolog Gülçin Keskin

www.gulcinkeskin.com.tr
Instagram: psk.gulcinkeskin
Mail: bilgi@gulcinkeskin.com.tr

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.