SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

İkisi bir arada olamaz mı?

İlişkiler serimizde bir başka yanlış kodlanmışlığı yalanlamak için bir aradayız: “Erkekler başarılı kadınları istemez.”

Bu düşünceye inandıkça kendimizi nasıl bir çıkmaza sokuyoruz?

“İlişki ya da işten birini seçmek zorundasın tatlım!”

Peki sana bir sorum var: Hiç mi etrafında başarılı ve güzel ilişkisi olan bir kadın yok?

Var, değil mi?

Demek ki bu “doğanın kanunu” değil!

Doğru olmak zorunda da değil.

Sen bir erkekle buluştuğunda sadece işinden bahsedersen, işindeki başarılarınla onu etkilemeye çalışırsan, işte orada beklediğin etkiyi alamadığın için “Başarılı kadından korkuyorlar” gibi gibi hikayeler aklına geliyor olabilir, ama bu doğru değil.

Senin beklediğin tepkiyi vermiyor olabilir çünkü; O senin feminen, yumuşak, sevgi yayan manyetik enerjine çekilmişti, performans notuna değil.

Sen de onun güçlü, başarılı, kendine güvenen tarafından hoşlanıyorsun.

İşte bu; doğanın kanunu.

Ya da işte sürekli planlamalar yapıp, kriz çözüyorsun (hangimiz yapmıyoruz ki!); ilişkine bunu taşıdığındaysa “andan keyif alamamış” oluyorsun (feminen enerjinin en önemli özelliklerinden biri).

İhtiyacımız olan; Feminen enerji, maskulen enerji dengesi.

Kurumsal hayatta başarılı ve yalnız olduğum dönemde benden yaşça büyük bir iş arkadaşımın (evli ve çocuklu) bana “Sevil ama tabii erkekler de korkar şimdi başarılı kadından” dediği anı hatırlıyorum.

Neyse ki, hazırlıklıydım:) Bu cümleyi kabul etmeyecektim.

Şu cevabı verdim:

Beğendiysen, sen de al ve mantran yap!

Biz kadınlara “İstediğimiz herşeye sahip olamayacağımız” çok derinlemesine işlendiği için hep eğer bir şey istiyorsak, başka bir şey kaybedecekmişiz gibi geliyor. Bu korkuyla yaklaştıkça da, ya baştan bir şeylerden uzak duruyoruz ya da hayatımıza aldığımızda korkuyla yaklaşıp tadını çıkaramıyoruz.

Hepsini yapabiliriz! Kendimize izin verdiğimiz, kendi değerimizi ve kapasitemizi hatırladığımız sürece işlerimizde de çok başarılı olmaya devam edebiliriz, hayalimizdeki ilişkiyi de yaratabiliriz.

Yarın bu haftaya özel ilişkiler serimizin 4. yazısında buluşmak üzere.

*Feminen enerji ve maskülen enerji dengesi üzerine daha önceki yazılarıma göz atmak isteyebilirsin.

Sevgilerimle

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyonun indir: www.sevileskicioglu.com

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Yazının devamı...

Online Dating’e Önyargımız

Günümüzde market alışverişinden kıyafete birçok şeyin siparişini online veriyoruz, diğerlerini de mutlaka Google’da aratıyoruz.

Öyleyse, söz konusu dating olduğunda, önyargılarımız olmasına gerek var mı?

Zamanının çoğunu bilgisayar başında geçiriyorsan, dışarıda farklı ortamlara girerek farklı kişilerle tanışma şansı yakalamıyorsan, online dating güzel bir alternatif olamaz mı?

Evet kötü örnekler var.

Ama güzel örnekler de var.

Eminim senin de çevrende online tanışmış ve güzel ilişkileri olanlar vardır. Benim var;) Evlenenler de!

Biz hala 1950’lerin kuralları ile ilişki yaşamaya, ilişki başlatmaya çalışıyoruz. Ama bir yandan da o kuralları da sevmiyoruz;) İlk yazımda belirttiğim gibi; ilişkilerle ilgili bilinçaltımızda bizleri hala bugün yöneten çok eski bilgimiz var.

-Online dating kötüdür: Yanlış! Nasıl insanlarla tanıştığına göre iyi ya da kötü bir deneyim olabilir senin için, tıpkı sosyal medyaya tek başına iyi ya da kötü diyemeyeceğimiz gibi.

-Online dating’de düzgün birini bulamam: Yanlış! Sen düzgün biriysen ve orada oluyorsan, demek ki senin gibi düzgün biri de orada olabilir.

-Online dating yaparsam umutsuz görünürüm: Yanlış! Hadi ama! Biraz önce yukarıda yazdıklarımı hatırla. Online alışveriş yaptığın için kendini teknolojik ve becerikli görüyorsun, bunu da kısa zamanda daha çok kişi tanımak için güzel bir fırsat olarak görebilirsin.

Amacım sana illaki online profil yarattırmak değil:) Öyle bir websitem filan da yok:) Amacım önyargılarının seni nasıl etkilediğini online dating üzerinden örneklendirmek.

Flörtleşmek, birini tanımak ve iletişim.

İlişkinin ilk başlangıç adımları. Kendini buna nasıl açmak istersen, açabilirsin. Çünkü aşk her yerde ve seni bekliyor!

İster online dating yap, ister kafede tanıştığın çocukla bir yemeğe çık, ister arkadaşının arkadaşı ile tanışmaya bir şans ver. Önemli olan, o akışta ol, insanlarla tanış, yeni birini keşfet ve ilişki yaratımının her aşamasından zevk al.

Sevgilerimle

Sevil Eskicioğlu Özkal

Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyonun indir: www.sevileskicioglu.com

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Yazının devamı...

"2 Yarım = 1 Tam" hayaline son

Bilinçaltımıza kodlanmış bu 2 yarım elma bir tam elma etsin hikayesine bir son verebilir miyiz?
Seninle açık konuşacağım; bunu "ilişki"nin merkezine koymak istersen tabii ki koyabilirsin -sana karışamam- ama ben sana bunun nasıl bir ilişki yaratacağını ve sonuçlarını kısaca özetleyeyim.

"Neden ilişki istiyorsun?" diye sorsam, aklından geçenler:

-Ben sevgiye açım, kendimi çok sevmiyorum; bir sevgilim olsun ve beni çok sevsin, böylece kendimi daha iyi hissedeyim.
-Kendimi çok yalnız hissediyorum, beni ilgiye boğacak tek odağı "ben" olacağım, başka hiç bir şeyle ilgilenmeyecek birisi olsun, böylece ben bir daha hiç yalnız hissetmeyeyim.
-Maddi olarak güçlü olsun, benim ihtiyaçlarımı karşılasın, böylece ben de şu endişelerimden kurtulayım.
.....

Gibi gibi cümleler ise kendini yarım görüyor ve "O"nun seni "tamamlamasını" istiyorsun!

Peki bunun nasıl sakıncaları var?

1. Çekim Yasası senin söylediğini değil, yaydığın enerjiyi sana getirir. Yani sen, "ben yalnızım" enerjisini yaymaya devam edersen, bir ilişki yaşasan bile o ilişkinin içinde "yalnız" olacaksın.

2. Sen odağında "seni tamamlayacak" birini tuttun ve o da karşına geldi diyelim. Peki sen onu, o seni tamamlarken; bir gün ikinizden biri "Bir dakika, ben zaten tam ve bütünüm, dışarıda aradığım ne varsa bende var, ben zaten sevgiyim, özelim, süperim" farkındalığına girmeye başladığında, yani diğerine ihtiyacı kalmadığında ne olacak?

3. Bağımlı olacaksın! İhtiyaç üzerine kurulu ilişkide bağımlı olmaman imkansız. Yani, ilişkin korku üzerine kurulmuş olacak. Her an, "ya bu ilişki biterse" korkusu ile yaşadığın ilişkiden ne kadar keyif alabilirsin? Bu kadar korku hissederken, kalbini açabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sana gelen sevginin tadını çıkarabilir misin?

"O"nda kendini keşfetmeyi iste, "O"nun seni tamamlamasını değil!

Bugün ilişki listene bir daha bak. Yazılı listen yoksa mutlaka yaz, çünkü ne de olsa zihninde bir kalıp var;) Yaz ki, neler geçiyormuş zihninden net olarak gör. Şimdi de, o listedeki "ihtiyaç" enerjisi taşıyan maddelerle ilgili dürüst ol. Hangi başlıklarda "yok" enerjisi yayıyorsun?

Ve hemen bugün o yazdığın şeyi hayatında daha fazla "var" etmeye başla!

Sen bugün tam olduğunu hatırla, hayatına kişi gelsin!

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyonu indir: www.sevileskicioglu.com

Facebook Grubu: https://www.facebook.com/groups/yaratimkulubu/

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Youtube: https://www.youtube.com/c/sevileskicioglu

Yazının devamı...

2020'de Eski Sen Olmayı Bırak

En çok kendi kendimize konuştuğumuzu fark etmiş miydin? Peki kendine en çok tekrarladığın cümleler ne?Hayatında mutlu olduğun şeyleri mi konuşuyorsun, yoksa şu anda sevmediklerini tekrarlamaya devam mı ediyorsun?

Çekim Yasası senin her dediğini emir olarak algılayıp gerçekleştirmek için harekete geçiyor. Senin cümlelerin sonunda "istemiyorum" demen, ya da o konulardan bahsederken "şikayet ediyor" durumunda olman birşeyi değiştirmiyor.
Sen "ne"ye bakıyor,
"Ne"yi konuşuyor,
"Ne"ye odaklanıyorsan onu hayatına daha çok davet ediyorsun.

Evren de çok kibar bir davetli olduğu için davete katılıyor.

Sen "benim hayatım çok zor" dediğinde de haklı çıkıyorsun, çünkü "hayatın zor olması" durumuna gücünü vermeye devam ettiğin için o enerji çoğalıyor.
"Her şey kolaylık ve rahatlıkla gerçekleşiyor" dediğinde de haklı çıkıyorsun; çünkü o enerji sana daha rahatlıkla akan deneyimleri getiriyor.

Biliyorum çok kolay değil, zıttını yaşarken olmasını istediğin şey özelinde konuşmak. Borçların varken "bereketi", yalnız hissederken "ilişkiyi". Ama sistem bu. Kural bu.
Şu andaki durumun seni kısıtlamasına izin verirsen şu andaki durum tekrarlamaya devam edecek. Ya da düşüncelerimizi ve yaydığımız enerjiyi değiştirerek dışarının onu getirmesini sağlayacağız.
Dış dünya, bizim içerideki düşüncelerimizin ve duygularımızın yansıdığı bir sahne.

Ve iç dünyanda nasıl bir enerji oluşmasını istiyorsan, onu daha çok konuşmalısın: Bereket ise, bereketi; kolaylık ise kolaylığı; şans ise şanslı olmayı.

Peki şimdi bu kuralı hatırladığına göre; 2020'de "neler konuşacaksın?"

Wayne Dyer'ın meşhur sözünü hatırlayalım: "Neyin gerçekliğin olmasını istiyorsan, bugün öyle bakmaya başla.

Ve bunun için de; "eski sen" olmayı ve "eski düşüncelerinde haklı çıkmakta ısrar etmeyi" bırakmak zorundasın. Kağıdı kalemi alıp, yazıya dökme vakti geldi:

2019 ile birlikte "hangi cümlelerini" geride bırakacaksın ve 2020'de "hayatına neleri davet edeceksin?"

Sevgilerimle,

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyonu indir: www.meditasyonum.com

Facebook Grubu: https://www.facebook.com/groups/yaratimkulubu/

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Youtube: https://www.youtube.com/c/sevileskicioglu

Yazının devamı...

Evren Boşluk Sevmez

İlişki istiyorsun ama programın sürekli arkadaşlarınla yaptığın planlarla dolu; işinin büyümesini ya da ek fırsatları çağırıyorsun ama ağzından "Meşgulüm, çok yoğunum, nefes almaya vaktim yok" cümleleri eksik olmuyor; ya da yaratıcılık ve yeni fikirler istiyorsun ama 7/24 programın mevcut düzeninle kapılmış durumda...

Siparişlerinin gelmesi için onlara "boşluk" yaratmalısın!

Yaratıcılık ve Yenilik istiyorsan "boşluk" yaratmalısın!

Yaratıcılığı ve yeniliği akan su gibi düşün, onları alabilmen için kabında boşluk olması lazım: Hayatında ve Programında.

Herşeyi planlarsan güzel sürprizlere nasıl izin vereceksin? "Benim hayatım zaten dolu, buna yerim yok" alt mesajın olacak.

O zaman gel şimdi bilinçli bir seçim yap ve hem yaratıcılığının hem siparişinin hayatına akması için aşağıdaki 3 adımı uygula:

1- O isteğin hayatına geldiğinde onun hayatında kaplayacağı yeri düşün. Ve bugün onun için boşluk yaratmaya başla: Cüzdanında yeni akacak paraya yer ayarlamak, evdeki dolapta sevgilinin kıyafetlerine yer açmak ya da dizi izlemeyi bırakıp "yeni işin" için zaman yaratmak gibi...

2- Her gün en az 15 dakika ya da haftada 2 saat boşluk yarat. Eğer bunu takvimine not edeceksen, "Evren ile randevu" diye not alabilirsin. Bu anlarda sadece kendinle baş başa kal. Dikkatini dağıtan başka bir şey olmadan. Gün içinde hep biz Evren ile konuşuyoruz; onu ne zaman dinleyeceğiz?

3- "Evren boşlukları sevmez, doldurur" bu mantrayı tekrarla. Yer açmamamızın, kendimizi sürekli birşeylerle meşgul etmemizin en büyük sebebi Evren'e güvenmemek ve "kaybetme" korkusu. Eksik kalmaktan, yoksun kalmaktan korkuyoruz ve bu Ego. Eğer bıraktığında çok daha güzelinin geleceğini bilsen, sence kaybetme korkusu kalır mı?

Güvenmeyi seç. Sen güvenip adım attığında, o boşluğun doldurulduğunu göreceksin.

Boşluk yarat ve tekrarla: "Evren, ben yeri açtım, siparişimi bekliyorum!"

Sevgilerimle

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyonun indir:

Facebook Grubu: https://www.facebook.com/groups/yaratimkulubu/

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Youtube: https://www.youtube.com/c/sevileskicioglu

Yazının devamı...

Harekete Geç

Harekete geçmek neden bu kadar zor? O ilk adımı atmak? Seni hayallerine yaklaştırma ihtimali olduğunu düşündüğün şeyi yapmak?

Çoğunlukla konu aslında "ne yapacağını bilmemek" değil, onu yapacak gücü içinde bulamamak ya da bir sürü bahane sıralayıp o adımı atmak yerine dizi izlemek, öyle değil mi?

Peki ya sonra?

Adımı atmadığın için duyduğun suçluluk, pişmanlık, kendine kızgınlık...

Evet hepsini biliyorsun, Ego'nun seni nasıl kandırdığını da. Ama bildiğin halde yine de harekete geçemiyorsun. Neden?

Nasıl ki bir arabanın harekete geçip yola çıkması için yakıta ihtiyacı var, senin de MOTİVASYONA.

Seni harekete geçirecek, zihninin vıdılamasına rağmen adım atmanı sağlatacak olan şey; motivasyon!

"Her gün spor yapmam gerekli",

"Sınava çalışmam lazım",

"Bunları halletmeliyim".

Bu tür "zorunluluk" cümlelerini ne kadar sık kullanıyorsan, motivasyonu unutabilirsin. Çünkü ruhunun en dipte istediği şey, "özgür" olmak ve bu zorunluluk cümleleri seni motive etmeye yetmiyor.

Gel, o zaman nasıl kendini motive edebilirsin kısaca bakalım:

1- Ertelediğin adımı düşün; cv güncellemek, kendini sevmek üzerine çalışmak, meditasyon yapmak, finansal durumunu yazıp çizmek ya da yürüyüşe başlamak...

2- O adımı ne için atmaya karar verdiğini hatırlat kendine. O çalışacağın hayallerinin işini, kendinle sevgi dolu bir ilişkinin sana kazandıracaklarını, finansal olarak özgür olmanın nasıl bir hayat getireceğini, daha sağlıklı ve enerjik hissetmenin nasıl olduğunu... Kendine bu atacağın adımın sonunda neler elde edebileceğini hatırlat.

Hadi bugün harekete geç: O sana zor gelen, ertelediğin şeyi yapmanın sana getireceklerini yaz, kendini hatırlat, heyecanlan, gözünü kapat kendini onu yaşarken gör ve sonra da o adımı at.

Sevgilerimle,

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyonu indir:

Facebook Grubu: https://www.facebook.com/groups/yaratimkulubu/

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial

Youtube: https://www.youtube.com/c/sevileskicioglu

Yazının devamı...

3 Adımda Daha Cesaretli Sen

Senden bir şey hayal etmeni istesem, yapabilir misin?

"Çocukken sana hep "cesur olman", "isteklerini takip etmen", "düşmekten korkmaman" öğretilseydi, sence bugün nasıl bir SEN olurdun?

Ya da,

"Negatif hikayeler anlatılmasaydı, korku, tehlike öğretilmeseydi", bugün nasıl biri olurdun?

Senden çok uzaklara bakmanı istemiyorum, sadece içine dönmeni, içindeki gücü hatırlamanı ve kendi doğrularını dinlemeye başlamanı istiyorum.

İçindeki sesi dinlediğinde "korkuna rağmen" adım atabilirsin.

İçindeki sesi dinlediğinde "alışılmışın dışında" davranıp, olağandışı bir hayat yaşayabilirsin.

İçindeki sesi dinlediğinde "olmak için geldiğin" o muhteşem SEN olabilirsin.

Peki içindeki sesi dinleyerek nasıl daha cesur olabilirsin?

1- Evren ile BİR olduğunu hatırlayarak

Evren ile birlikte olduğunu ve onun hep senin yanında olduğunu unuttuğun zaman korkarsın.

A Course in Miracles'ta söylediği gibi; "Korku, kendi gücüne dayandığının işaretidir."

Korktuğun anlarda fark et; o anda herşeyi tek başına yapmaya çalışıyorsun. Arkanda seni destekleyen bir Evren olduğunu unutmuş durumdasın.

Sen ve Evren "bir"siniz. Ondan destek iste.

2- Negatif kodlanmaları unut

Şu anda, senden bir telefon numarası söylemeni istesem, kimin numarası gelir aklına?

Neden?

Çünkü en sık o numarayı aradığın için öyle değil mi? En sık o numarayı hatırladığın, düşündüğün için.

"Aman dikkat et", "Bunu yaparsan başına .... gelir", "Ya ..... olursa"...

Risk almak, ya da adım atmak istediğin anlarda aklına ilk gelen düşünceler sadece sen hep bunları duyduğun, düşündüğün için o anda otomatik aklına geliyor.

Korku, sadece bir düşünce.

Ve eğer çocukken hep negatif senaryoları düşünen, hep korkularını yansıtan ebeveynlerle dolu bir ortamda büyüdüysen, aklına ilk olarak bunların gelmesi çok normal.

Peki bunu nasıl değiştirebiliriz?

Zaman makinesini icat edip, geçmişteki bütün böyle anıları tek tek değiştirmek zorunda değilsin.

Kendine sor:

"Daha cesur yetiştirilmiş olsaydım bu durumda hangi adımı atmayı seçerdim?"

"Eğer bundan korkmasaydım, şu anda ne yapardım?"

Bu sorulara verdiğin cevaplar içsel rehberinin yani gerçek senin sesi.

En büyük gücün şu anda yeniden seçim yapabilmek.

İç sesini takip etmeyi seçiyor musun?

3- Kendini küçültmeyi bırak

Bu cümleyi okuduğunda ne demek istediğimi çok iyi anlıyorsun!

-Olduğundan daha az olmaya çalışma.

-Ortama uyum sağlamak için kendini azaltma.

-Kendinden, olduğundan azını bekleme.

Sen çok büyük şeyler yapmaya geldin hayata !

Şimdi, içindeki sesin sana yap dediği aklından geçen 3 şeyi yazarak başla.

Nasıl olacak sorusunu ya da korkularını düşünmeden önce sadece yaz.

Sonra 2. maddeyi tekrar oku:)

Sevgilerimle

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyon ve Detaylı Bilgi İçin:

Facebook Grubu: https://www.facebook.com/groups/yaratimkulubu/

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Youtube: https://www.youtube.com/c/sevileskicioglu

Yazının devamı...

Mutluluğu Çocuklardan Öğren

Biraz da biz çocuklardan öğrenelim mi?

Çocuklar için çok doğal ama bizlerin yıllar içinde unuttuğu bazı temel alışkanlıklarla hayatımızı çok daha mutlu ve bizi tatmin eder şekilde yaşayabiliriz.

Nasıl mı?

1- Seni üzen konularda takılı kalma

Kaç kere çocukların bir konuda ağlayıp, sızlanıp ama 5 dakika sonrasında başka bir konuya yönelip "mutlu" hallerine geri döndüklerini gördün?

Büyüdükçe problemimiz bizi üzen konulardan çok, o konulara takılmaktan, saatlerce oraya odaklanmaya devam etmekten geliyor.

Bu hafta çocuk olmayı hatırla:

Üzüldüğünü fark ettiğinde, hemen seni mutlu eden şeylere odaklanıp gülümsemeye başla. Bu odak değiştirmeyi yapıp birkaç dakika yeni enerjinde kalırsan, göreceksin ki güzel ve daha yüksek enerjili şeyler seni çok daha kolay bulacak.

2- Yeni şeyler denemekten korkma

Çocuklar yeni şeylere heyecanla, merakla, ilgiyle bakarlar. Onlar korkuya değil, o yeniliğe, keşfetmeye odaklıdırlar.

Bu hafta korkuyu hissettiğin anda sor kendine:

"Korkuyu öğrenmeseydim, bir çocuk merakıyla bu konuya nasıl bakardım? Şimdi ne yapardım?"

3- Eğlen

Büyüdükçe en çok unutuuğumuz şey "eğlenmek". Sorumluluklar, yapmak zorunda oldukların...

Unutma biz istediğimizi değil, "olduğumuzu" yaşarız.

İsteklerini bir düşün. Onlar gerçekleştiğinde nasıl hissetmek istiyorsun?

Nasıl biri olmayı?

Mutlu olmayı ve eğlenmeyi istiyorsun öyle değil mi?

O zaman bugün eğlenmeye izin vermelisin ki, daha da çok eğleneceğin fırsatları hayatına çek.

Enerjin düştüğünde hızlıca odağını değiştirmek; "korkuyorum" demek yerine "heyecanlıyım, merak ediyorum" demek; ve eğlenmek. Çocuklardan öğrenebileceğimiz 3 güzel alışkanlık!

Senin favorin hangisi? Hangilerini alışkanlık haline getirmeyi seçiyorsun?

Sevgilerimle,

Sevil Eskicioğlu Özkal
Yaşam Koçu ve Kundalini Yoga & Meditasyon Eğitmeni

Ücretsiz Meditasyon ve Detaylı Bilgi İçin Websitem:

Facebook Grubu: https://www.facebook.com/groups/yaratimkulubu/

Instagram: https://www.instagram.com/sevileskiciogluofficial/

Youtube: https://www.youtube.com/c/sevileskicioglu

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.