27.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bu 'tarihin son rakamı değişecek, her şey değişecek' bombardımanı insanda inadına olduğu noktaya yapışıp kalma, bir arpa boyu yol gitmeme isteği uyandırmıyor değil. "Biten yıl, başlayan yıl, yok böyle bir şey, hepsi insan icadı" demek istiyorsunuz. Ama bazen, bir sene haddinden fazla yük yüklemişse omzuna, o tarih değişimine fazlasıyla anlam yükleyebiliyor insan. "Sevmedim ben bu yılı, bitsin artık" derken 1 Ocak'ın kerametine inanmak istiyorsunuz. Her tarafta bir 'yeni yılda yenilenin' telaşıdır gidiyor ne zamandır. 1 Ocak sabahı 'bambaşka biri' olma yolunda uyanmak gibi bir sorumluluğumuz vardır ya hep. 'Sigarayı bırakın', 'diyete girin', 'spora başlayın', 'yeni bir sosyal çevre edinin', 'kendinize yeni hedefler belirleyin'... Yenilenin! İnanıp beklemekle olmaz ama önce 'eski yılla' hesabımızı kapatıp temiz bir başlangıç yapmalı. Sigarayı bırakın, kilo verin, daha sağlıklı, daha fit olun filan demeyeceğim ben. O da olursa ne ala, ama beni bu yıl biterken daha ziyade ruhun 'fit'liği ilgilendiriyor. 'Spa'yla, 'ruh detoksu'yla filan olacak iş değil, sancılı bir süreç bu aynı zamanda. Bugünlerde bütün yaptığım - yapacağım muhasebe bunun için...Ne gibi yükler getirdim geçmiş yıldan - yıllardan? Kaçını gönüllü taşıyorum, ne kadarını daha taşımak 'zorundayım', hangilerini bırakabilirim yarı yolda? Kırdıklarım, incindiklerim, seçtiklerim, vazgeçtiklerim, kazandıklarım, kaybettiklerim resm-i geçit yapıyorlar önümde. Zor bir şey, kendini kayırmadan yargılamak. Bu muhasebeden koca bir yıl haksızlığa uğramış 'ak bir kaşık' olarak çıkmak mümkün. Ama bunu yapmamanın bir yolunu bulmalı... Muhasebe... 'Başucu yazarım' Murathan Mungan koşuyor yardımıma çoğu zamanki gibi... "gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı? / yitirdim mi yoksa masumiyetimi? / borçlarımı ödedim mi? / doğru seçtim mi soruların fiillerini?" Soruların fiillerini doğru seçmek... Ne isabetli bir adım 'yeni' bir başlangıç için... Bu şiirin adı "Bir Yılın Son Günleri", Mungan'ın "Mırıldandıklarım" kitabından... Tesadüf, benim bu satırları yazdığım günden tam 16 yıl önce, 26 Aralık 1981'de yazmış.Nasıl olsa birbirimize kısa mesajlarla, maillerle sunacağız yeni yıl dileklerimizi gene epeydir olduğu gibi... Bu şiiri yollayacağım ben sevdiklerime. Bir dizi temenniyle birlikte...Dilerim bir yılı uğurlarken, bir defteri kapatırken, yeni bir sayfa açarken 'gözlerini çocukluk fotoğraflarında' bırakmasınlar, 'masumiyetlerine' sahip çıksınlar, 'duygularını yoklasınlar', 'insanları hâlâ sevebilsinler', 'umutlarını ovsunlar' diye... Hayatlarına girenlere de hakkını teslim etsinler, 'Geri versinler aldıklarını': 'Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları' diye...Hepinize 'gelecek inancını saklı tutacağınız' taptaze bir yeni yıl dilerim... Soruların fiilleri... İnsan bazen burnunun dibinde ne cevherler olduğunu göremiyor. Geçenlerde yeni çıkan bir kitap geçti elime, "Bir Porsiyon Öykü" adı. Yazan, Zeynep Fidan. Benim yıllar yılı birlikte çalıştığım arkadaşım. Ne kadar önemli iki ortak yönümüz varmış, farkına bile varmamışım. Ne lezzetle bu kadar ilgili olduğunu bilirdim, ne de yazı yazdığını... Çok heyecanlandım. Kelime Yayınları 'Yemek kitabı' diye adlandırmış ama basbayağı bir öykü kitabı bu. Lezzetin bir özelliği vardır ya, bazen tek bir lokma alır insanı 20 sene öncesine götürür. Tamamen unuttuğunuzu sandığınız bir anıya. Peş peşe sökün eder çocukluğunuzun yüzleri, oyunları, kahkahaları... Neden o günü hatırladığınızı düşünürken fark edersiniz ki o oyun arasında anneniz size o yemeği pişirmiştir mesela. Ve bir daha o lezzeti hiçbir yerde bulamamışsınızdır. Ta ki o ana kadar... Öyküleriyle beraber girer lezzetler hayatımıza. Ve hele yemekten haz alan bir insansanız - ben aksi nasıl olur anlamayanlardanım - bir ömür o öyküler eşlik eder sofralarınıza. Zeynep, çocukluğundan itibaren 'yüreğinde yer eden' insanları, anıları, sevinçleri, hüzünleri tutmuş birer yemek tarifiyle beraber anlatmış. Öyküleri yemekteki sosa benzetmiş yazarken. "Bir evvelkini hatırlamadığımız, bir sonrakini hayal etmediğimiz yemekler hep bir tadı eksik kalan sofra gibidir" diyor. "Bir Porsiyon Öykü" hoş bir tad bırakıyor insanın yüreğinde. Siz de kendi tariflerinizi, kendi öykülerinizi hatırlamaya başlıyorsunuz bir bir... Ellerine sağlık Zeynep! Yürekte kalan tatlar...