Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Gazze Şeridi’nde son gerçekleştirilen operasyonların meşru savaş hedefleriyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu artık özel bir siyasi savaştır.” 

Herkes öyle söylüyor; ama bu cümleler, 10 yıl Kudüs belediye başkanlığı, 2006’dan 2009’a kadar İsrail’in 12’nci başbakanı olarak görev yapan Ehud Olmert’e ait olunca, umulur ki, herkesten daha fazla ciddiye alınacaktır. Ariel Şaron’un felç geçirmesi üzerine Kadima Partisi’nin başına geçmiş, İsrail iç siyasetinde adaleti engelleme ve rüşvet aldığı iddialarıyla tartışmalara konu olmuş bir kişi. Bu suçlardan mahkûm oldu, hapis cezası aldı. Ama kimse Olmert’i Hizbullah ve Hamas yanlısı olarak niteleyemez. Onun başbakanlığında İsrail, 2006 Lübnan Savaşı’nı, 2008 Birinci Gazze Savaşı’nı başlattı; Kuzey Kore ve İran’ın yardımıyla inşa edildiği iddia edilen Suriye’deki şüpheli bir nükleer reaktöre karşı Orchard Operasyonu adlı hava saldırısı düzenledi. Bu saldırılarda yüzlerce masum sivil Filistinli, Lübnanlı ve Suriyeli can verdi. 

Haberin Devamı

Şu var ki Olmert, Kudüs’ü Filistinlilerle paylaşmayı, Batı Şeria’da işgal edilen yerleri geri vermeyi kabul etti ve 1947’den beri evlerinden edilen Filistinlilerin dönüş hakkını tanıdı. Arap Birliği’nin 2007 Barış Girişimi’ni kabul edeceğini açıkladı ve The Guardian gazetesinde, İsrail’in Filistinlilerle barış sağlamak için “acı verici tavizler” vermeye hazır olduğunu yazdı. Nitekim, ABD’de, Filistin Yönetimi başkanı Mahmut Abbas ile 2007 Annapolis Konferansı’nda esir takası, Batı Şeria’da ve Kudüs’te toprak değişimi konularında anlaştı ve Filistinlilere kapsamlı bir iki devletli çözüm önerisi sundu. 

Bütün bunları şu noktayı belirtmek için sıralıyorum: Ehud Olmert de bütün İsrail başbakanları gibi Siyonist’tir ve onun için de İsrail bir “Yahudi devleti” demektir. İşte bu eski İsrail başkanı bile “Artık yeter!” diyor: 

“İsrail hükümeti şu anda amaçsız, hedefsiz, planı ve başarı şansı olmayan bir savaş yürütüyor. İsrail devleti kurulduğundan bu yana hiç böyle bir savaş yürütmemişti. Netanyahu’nun başını çektiği suç çetesi, bu alanda da İsrail tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir ilke imza attı.” 

Haberin Devamı

Netanyahu, gelecek hafta yapılacak erken seçim oylaması olumlu sonuçlanır ve başbakanlıktan uzaklaşırsa, muhtemelen ilk seçimi kaybedecektir. Böyle bir durumda tekrar başbakan olması muhtemel bir İsrailli siyasetçi olarak Olmert, İsrail’in Gazze’deki son operasyonunun hiçbir stratejik veya taktik amacı olmadığını belirtiyor; “İsrail askeri birlikleri Hamas savaşçılarını değil, daha çok masum sivili öldürüyor; Filistin halkının verdiği kurbanların sayısı korkunç boyutlara ulaşmıştır” diyor. 

İsrail’in Gazze’de ve Filistin’in diğer bölgelerindeki askeri harekâtı, savaş değil, işgaldir. Ancak eski başbakan Ehud Olmert, Haaretz gazetesine yazdığı makalede, (archive.md/I3oda), “Gazze’de son zamanlarda yürütülen operasyonların meşru savaş hedefleriyle hiçbir ilgisi yoktur; hükumet, askerlerimizi gayri meşru bir askeri operasyona gönderiyor” diyor. Olmert’e göre “Bu, artık özel bir siyasi savaş haline geldi” ve bunun sonucu Gazze’nin insani bir felaket bölgesine dönüşmesi olacak. 

Haberin Devamı

Yazının tümünü okursanız, eski başbakan, İsrail’in felakete doğru gittiğini ifade ediyor; kendisi daha önce soykırımı suçlamasını onaylamamış, ama şimdi Netanyahu’nun İsrail’i “etnik temizlik yapan bir ülke” haline düşürdüğünü söylüyor. Soykırımı kadar etnik temizlik de suçtur. Onurlu hiçbir ülke, savaşta veya giriştiği herhangi bir askeri operasyonda suç işlemez; ahlaki üstünlüğü korumaya çalışır. Bir asker veya bir subay savaş suçu işlemekle suçlanırsa, onurlu bir millet kendi askerinin yargılanmasını kabul eder. 

Ama artık ortada onurlu bir İsrail ve ahlaki çizgisi olan bir Yahudi Devleti kalmadı. Bunu, bizzat eski başbakanı ülkenin en büyük medyasında açıkladı: 

“Yeter! Hepimiz uluslar ailesinden sürgün edilip, savaş suçlarından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmadan önce, durmanın zamanı geldi.”