Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İsrail’in Gazze’ye uyguladığı kuşatmayı yarmak için dünya toplumu ayağa kalktı. Ancak biryanda da aklını, insanlığı yitiren siyasiler söz konusu maalesef... Destekleyen, yardım eden, görüp de sesini çıkartmayan, ne gibi alçaklık arıyorsan hepsi var. Dünya barışını, güvenliğini korumak için kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü de arada bir yaptığı kınama ve durum tespitiyle yetiniyor sadece... Hem de uzun yıllardır. Malum Filistin-İsrail meselesi 70-80 yıllık bir süreç, Orta Doğu’nun kanayan yarası… Niye? İsrail devlet olmanın ötesinde hukuk tanımazlığı, çatışma metotlarıyla terör yapılandırmasını andıran bir ülke, daha doğrusu örgüt görüntüsünde... Devlet dediğiniz olgunun, yapının sadece siyasi, askeri ve toplumsal güç olması yeterli değil, hukuk olması lazım öncelikle… İsrail’in yaptıklarında ise hukuk tanımazlık var sadece. Dünyanın gözü önünde çocukları, bebekleri katletti, katlediyor… Sistematik öldürme siyaseti uyguluyor. Aylardır ablukaya aldığı insanları aç, susuz bıraktı, sağlık hizmetlerine erişimlerini engelliyor. Gücü çocuklara, kadınlara, yeten olarak tescillenmiş İsrail ordusu yardıma gidenlere yaptığı askeri operasyonlar, baskınlarla övünüyor utanmadan… Tek dertleri vatanlarını, topraklarını terk etsinler diye Filistin halkını korkutup göçe zorlamak... Yoksa elbirliğiyle katliama devam... 

Haberin Devamı

Korkutmuş gibi mi, korkutuyor mu? Attıkları “terk edin burayı yoksa öleceksiniz” bildirilerine ve bu kadar alçakça bombalı saldırılarına, ablukaya karşılık Filistin halkı yerinden kıpırdamadı. İnsanlar gitmemekte, topraklarını kaybetmemekte direniyor. Giderlerse bir daha asla o topraklara geri dönemeyeceklerini biliyorlar. Direnişçileri yıldıramadığı içinde İsrail ordusu özellikle çocukları ve kadınları hedef alarak bilinçaltına korku yerleştirmek istiyor. Ancak İsrail’i endişelendiren gerçek de şu: 

Ya gelecekte daha tepkili, kin ve nefret dolu yeni kuşaklar çıkarsa?.. Çünkü Filistinli çocuklar tedirgin, endişeli bakmıyorlar aslında. Enkazların başında dururken kucağında kardeşi ya da yanında bir başka çocuk 6-7 yaşındaki abisi can verirken kararlı bir şekilde bileniyor, intikam duygusuyla kinleniyor. Bu da “gelecekte bu mücadeleyi biz yapacağız” demek. İsrail de bunu bildiği, gördüğü için, çocukları yok etmeye çalışıyor, dünyanın gözü önünde acımasızca öldürüyor. Bu nefret dalgası nesilden nesle yayılmasın diye... Dolayısıyla asıl korkan İsrail ve Netanyahu...  Bu coğrafyada kan, intikam demektir çünkü... 

Haberin Devamı

Böyle bakıldığında da yanıtı son derece kritik soru şu: Gazze sonrasını hiç düşünen var mı? Karşılıklı iki taraf arasında zaten var olan kin ve nefreti daha da körüklemenin, yeni kin tohumları ekmenin olası riskleri, sonuçları hiç düşünülüyor mu? Yeni düşman üretme, radikalizmi daha da tetikleme anlamında. ABD’nin 2003 işgaliyle beraber Irak’ta ortaya koyduğu istikrarsızlığın, bombaların kıyımın ürettiği şiddetten beslenen radikalizm örneği ve yeni örgütler türemesi gibi yani... Umarız böyle bir şey olmaz, ancak Netanyahu’nun ektiği kin ve nefret tohumlarıyla alenen antisemitizmi körüklediği                               açık ve net. Nitekim dün konuştuğum istihbaratçıların kesiştiği nokta da buydu: 

Haberin Devamı

“İsrail yaptıklarıyla geleceğe damgasını vuracak bir radikalizmin, düşmanlığın altına imzasını attı, kin tohumlarını ekti. Masumları katlettiler ama umutsuzluk insanları terörün kucağına iter... İsrail hükümet yetkilileri de Filistinlileri insan olarak görmeme, aşağılamalarıyla dünyada Filistin halkına duyulan sempatiyi artırdı, İsrail’e karşı da tam tersi öfke ve nefret gelişti. Artık bundan sonra bütün dünyada İsrail, Nazilerle aynı kefede olacak. Yahudiler açısından güvenlik tehdidi bütün dünyada artıyor. Özellikle Siyonistlere karşı. Yahudi faşizmi diğer Yahudiler için de bir tehdit oluşturuyor.” 

Yani Netanyahu koltuğunu korumak, adına yaptıklarıyla kendi halkını, Yahudilerin güvenliğini de tehlikeye soktu, şuursuz hamleleri ve çıkışlarıyla da bu tehdidi dünyaya yaydı aslında... Alenen Antisemitizmi körükleyen kişi oldu bir başka deyişle...