Esra: 4 yıl önce tanıştık. Ali’nin eski basın danışmanı Ebru Hanım’la aynı yerde çalışıyordum. Ali beni görüp Ebru’ya sormuş, kimdi diye? El takıntısı vardır Ali’nin. “Elleri ve ayak parmakları güzel mi” diye soruyor. İnternette konuştuk bir süre. En sonunda çaya davet etti beni. Önce iyi arkadaş, sonradan sevgili olduk. Öyle birbirimizi görüp çarpılma durumu olmadı ama.Rahmetli Kürt İdris’in oğlu olduğunuz için hakkınızda bayağı bir söylentiler çıktı, mafya vb... Ne iş yapıyorsunuz?Ali: 1988 senesinde kurduğum Özbir Müzik şirketim devam ediyor. MÜYAP’ta Yasadışı Ses Taşıyıcıları Komisyonu (korsana karşı kurulan komisyon) Başkanıyım. Gayrimenkul işi yapıyorum. Büyükada’da bir butik otelim var. Şimdi Ada’da bir köşk daha aldım, onu da otel yapacağım. Turizmci ve gayrimenkul yatırımcısı diyelim.Kumarhane sahibi diye babama ‘kabadayı’ dedilerBabanızdan dolayı yakıştırılan “mafya” tanımlamasına ne diyorsunuz?Ali: Mafya değil, kabadayı! Babam Karslı annem Yunanlı bir Ortodoks. Babamın araba galerisi vardı. Bir de kumarhanesi. Babamın yasa dışı işi dedikleri odur. 12 Eylül’de kumarhanemiz var diye Kenan Evren tüm mal varlığımıza el koydu zaten. Hep iyi şeyler öğretti bana babam. İlkokul mezunuydu, ama hayat üniversitesini bitirmişti ve bizi çok iyi yetiştirdi. Babamdan utanacak halim yok, tersine Kürt İdris’in oğlu olmaktan gurur duyuyorum. Utandığım şey, insanların beni tanımadan yaftalar yapıştırmaları. Bu adam kabadayı; bu adamla iş yapılmaz, bu adam silah taşır, adam vurur ve daha neler...Esra: Şu da var, bakkal Hasan’ın oğlu birine ‘lan’ dese delikanlı derler, ama Ali dediği zaman, “Bak görüyor musun ‘lan’ dedi. Adamı mı öldürecek” oluyor. Çok merak edenlere İdris Amca’yı daha iyi tanımaları adına Babaların Dünyası kitabını okumalarını öneririm.Esra’nın başarısı için gerekirse ayrılığı göze alırımNiçin beraber röportaj vermiyorsunuz?Esra: Ali hep bana “Aman Esra birlikteliğimizi kimseye söyleme, üzülürsün” derdi. Halbuki benim için o sadece Ali... Ben merhametliyimdir, ama Ali benden daha hassas, daha vicdanlıdır.Ali: Benim başım çok yandı bu konuda. Beraber gözükmeyelim istedim o nedenle. Esra’ya “İnsanlar seni de benimle aynı kategoriye koyup başka açıdan bakabilirler sana, gerek yok” dedim. Esra’ya zarar verdiğime şu an inansam, onun geleceği için ilişkimizi bitirelim, derim. Yeter ki o başarılı olsun.Silah taşıyor musunuz peki?Ali: Hayır, taşımıyorum. Kabadayılıkla alakam yok ki benim. 41 yaşındayım, İngiltere’de turizm okudum. Voleybol, hentbol, masa tenisinde İstanbul şampiyonuyum. Bir dönem modellik bile yaptım, ama babam istemeyince bıraktım.Esra Erol’un bulunduğu noktaya gelmesinde sizin etkiniz var mı?Ali: Bir insanda yetenek yoksa isterseniz altınla boyayın hiçbir şey olmaz. En fazla katkıda bulunmaya çalışırım Esra’ya, bu da yüzde 10 olur belki.Esra: Bizim ilişkimiz dört yıllık ve ben iki yıldır ekranlarda varım. Ali beni bu noktaya getirdiyse iki yıl önce niye bir şey olmadım ben? İş görüşmelerime kendim giderim, her şeye kendim koştururum. “Ali bir yardım etsen” dediğim de olmuştur ama o hep: “Siz yola bir çıkın, başarınızı gösterin, ben arkanızdan gelirim” der. Şu da var ki kafada belirlenen, Ali gibi bir adamla beraber olan kadının para içinde yüzüp hiç çalışmaması lazım.Esra Hanım’ın yapımcısı niye olmuyorsunuz?Ali: Şu an için erken. İş başa düşerse elbette ama bu en son ihtimal. Kaldı ki Esra kendi programını kendi de yapabilir yani.Esra: Bundan sonra hiçbir menajerle çalışmayacağım. Sadece yanımda akıl danıştığım, fikir aldığım, ön görüsüne güvendiğim bir yaşam koçum olacak. 3’üncü şahıslar bundan sonra hayatımda olmayacak, öbür türlü denge bozuluyor çünkü.Bana kimse yanaşamıyorBirbirinizin en çok neyinden etkilendiniz desem?Ali: Burhan taklidinden. Tam bir Avrupa Yakası fanatiğiydi Esra. Programında Esra’yı çok dikkatli izleyenler varsa Burhan ve Makbule karakterinden etkilendiğini fark ederler. Esra’nın gerçekten kalbinin güzelliğini sevdim diyebilirim ama...Esra: Bakışlarından... Ali’nin gözleri acayip hüzünlü bakar, en çok bakışlarından etkilenirim.Esra Hanım’ı kıskanıyor musunuz? O kadar popüler oldu ki eminim peşine pek çok çapkın düşmüştür.Ali: Kabadayılığın dezavantajlarından bahsettik ya belki avantajı da budur. Hiç kimse yanaşmıyor Esra’ya.Esra: Bana gelip, Ali hayatında olmasa çok daha başarılı olabilirsin diye bir beyin yıkama politikasına girdiler. Ayrıl diyenler şunun farkında değil; biz aşık, sevgili olmayı geçtik. Tatil arkadaşı, kötü gün dostuyuz, ailelerimize bile anlatamayacağımız şeyleri birbirimizle paylaşırız.Nişanlı mısınız? Ne zaman evleneceksiniz?Ali: Resmen değiliz. “Biz evleniyoruz” dedik, bu da yarı söz yarı nişan demek zaten. Bugün de yarın da evleniriz ama önce Esra’nın kafasının rahatlaması lazım.Birbirinize aldığınız en güzel hediye neydi?Ali:Sevgililer Günü’nde bir sürpriz yapıp tek taş yüzük aldım Esra’ya. Tüm gün hiçbir şey yollamayıp unutmuş gibi davrandım. Gün sonunda önce bir çiçek yolladım. Üzerinde “Unuttum mu sandın düdük?” yazıyordu. Sonra da tek taşı verdim.Esra: Ben sadece Ali’ye değil herkese hediyeler alırım. Ali’ye de gömlekler, tişörtler alırım ve buna bayılırım.İkonman’ım demişsiniz Ali Bey için, doğru mu?Esra: Yani Ali o kadar bakımlıdır ki. Saçına, sakalına, kıyafetine çok dikkat eder, çok düzenlidir. O konuda çok şanslıyım, evlendikten sonra daha da şanslı olacağım galiba.Elimde değil, image maker’ımEsra Hanım’a image maker’lık yapıyor musunuz, saçına - giyimine karışır mısınız?Ali: O elimde olmadan oluyor. Çünkü yapımcılık işinden geliyorum. Mesela ben hep Esra’ya ‘Düz saç kullan’ derim çünkü insanlar onu öyle tanıdı. Bonus kafa yapınca olmuyor, değişiklikler yavaş yavaş olmalı. Giyimine karışmam. Kıskanç değilim. Esra’yla birbirimizi sıkboğaz etmeyiz. Eskiden daha fevriydik, şimdi sakin sularda yüzüyoruz.(Vatan)
TUĞÇE Kazaz'dan boşandıktan sonra ortalardan kaybolan Yorgo Seitaridis'in, uyuşturucu kuryeliği yaparken Kos'ta yakalandığı ve cezaevine konulduğu iddia ediliyor. Yunanlı oyuncunun, Kazaz ile evliliğini bitiren asıl nedenin de bu olay olduğu konuşulanlar arasında. Yorgo'dan boşandıktan sonra Yunanistan'dan ayrılarak Türkiye'ye kesin dönüş yapan ünlü mankenin bu konuda nasıl bir açıklama yapacağı ise merak konusu. (AKŞAM)
Önce kabullenmediği fakat daha sonra yapılan DNA testi ve yıllarca süren dava sonrasında babalığı kabul eden Emrah'ın oğlu Tayfun babasını hem cüssede, hem de boyda geçti.. Oğlu ile Ortakent Scala Beach'e gelen ve öğlen yemeği yiyen Emrah, oğlu ile görüntülendiğini fark edince mekandan ayrıldı. 18 yaşına basan Emrah'ın oğlu Tayfun babasının yanında delikanlı haliyle görüntülendi...Haberler ve Fotoğraflar:Abdullah Malkoç / Bodrum/ Milliyet Magazin
Fenerbahçe ve Milli Takım kalesini başarı ile koruyan Volkan Demirel, bu yaz başında yeni yaptırdığı teknesi Number 1 ile Bodrum’da boy gestermişti, dün öğlen saatlerinde Number 1 adlı tekne Cennet Koyu'nda demirliydi. Önce teknenin önünde genç bir bayan tek başına güneşlenmeye başladı. Ardından Volkan'ın kardeşi ve arkadaşlarının teknede tatil yaptığı anlaşıldı.
Eczacıbaşı Holding’in patronu Bülent Eczacıbaşı yeni aldığı helikopterle Bodrum'a geldi. Helikopteriyle Bodrum yarımadasının Cennet Koyunun sırtındaki malikanesine gelen Eczacıbaşı dağın tepesine inerek evinin yolunu tuttu.
Önceki gece, basketbol antrenörü Koray Mincinozlu ve bir kadın arkadaşıyla birlikte Arnavutköy sahilinde yürüyüş yaparken görüntülenen oyuncu Şebnem Dönmez, yeni saç şekliyle dikkat çekti. Model bir yerlerden tanıdık... Zira Dönmez'in saçının bir tarafını iyice kısaltan bu stili Amerikalı şarkıcı Rihanna kullanıyordu.
Dönmez, "Yeni imaj bir proje için mi?" sorusuna “Hayır, kendim istediğim için kestirdim” cevabını verdi.
Akkök Holding’in patronu Ömer Dinçkök yaz boyunca çok sevdiği Bodrum’a demir atıyor, fırsat buldukça eşinin yanına Bodrum'daki muhteşem yazlığına gelen Dinçkök evde canı sıkılınca muhteşem motor yatı ile eşini alarak Cennet Koyuna demirledi sabah erken saatte gelen Dinçkök ailesi erken saatte denize girdikten sonra basın mensuplarına yakalanmamak için gün boyunca teknenin içinde dinlendiler. Bir ara kendisini takip eden basın mensuplarına soğuk su gönderen Ömer bey "Boşuna beklemeyin daha denize girmeyeceğiz" desede akşam gün batımına dayanamayıp denize girdiler.