-Bu arada sadece nacizane bir öneri; eşinizden ayrıysanız ve çocuğunuza sizden daha çok emeği geçmiş çocuk bakıcınızı aç bırakıp, aşağılayıcı cümleler kurar ve fiziksel şiddet uygularsanız ve buna da 'Ben işverenim' derseniz; hem hiçbir bakıcı sizinle çalışmaz hem de o bakıcı maazallah kaçıp, ayrıldığınız eşinize sığınmak zorunda kalabilir. Ne de olsa çocuğunuz ilgiyi ondan gördüğü için ona daha çok bağlıdır...
Sibel Semerci'nin bu sözleri "Aktan'a gönderme" olarak yorumlandı. Feyza Aktan da Semerci'nin açıklamalarının ardından sessizliğini bozdu.
Aktan, "Oğlumun sağlık durumu ve gelişimi son derece iyi. Üç yıldır her ay düzenli gidilen doktor kontrolüne gerçekten önemseyip, gelselerdi süreçten haberdar olurlardı. Beklediğim süreci yaşıyorum. Küçük bir çocuğun anneden velayetinin alınması tartışmasız zalimce ve bu imajı yıkmak için ancak beni kötü ve yetersiz bir anne gibi göstermekle başarabilirler.
Günlerdir anneliğimle ilgili atılan bu iftiraları hazmetmesi güç. Şu an bunu açıklamak zorunda kalmam daha da güç. Tüm iftiralarla ilgili hukuki süreçleri başlattım. Beni zan altında bıraktıkları her şeyi yargı önünde ispatlamakla mükelleftirler" dedi.
Kuzey adında bir oğlu olan Özcan Deniz, hakkında çıkan haberlerin ardından, "Basında ve sosyal medyada çıkan, hiçbir dayanağı olmayan, yıllar önce yaşandığı iddia edilen ama nedense o zaman değil de şimdi 'Çamur at, izi kalsın' düşüncesiyle ortaya atılmış, iftira niteliğindeki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum" açıklamasını yapmıştı.
Aktan'a şiddet uygulamadığını ve eski eşini maddi manevi mağdur etmediğini dile getiren ünlü oyuncu, "Yeni bir projemin arifesinde de bunların yaşanması ayrı bir konu. Kurulacak çok cümle var ama ileride evladımı üzecek kayıtlar bırakmamak adında susuyorum" demişti.
Deniz, sözlerine, "Ben, bu hayatta en değerli varlığım olan çocuğumu düşünmekteyim ve elimden alınmaya çalışılsa da oğlumu bu çirkin kavgadan zarar görmeden kurtarmaya çalışıyorum. Onun geleceğini inşaa etmek, ona maddi manevi iyi bir miras bırakmaya çalışmakla meşgulüm. Annesi hakkında ulu orta konuşmak gibi bir davranışım olmadı ve olmayacak.
Ben ancak bir insan ve baba olarak kendimin ve çocuğumun zarar görme ihtimalinin doğması halinde, gerekli önlemleri almak için yasal yollara başvurup, haklarımı resmi mercilerde aramayı doğru buluyorum. Oğlumun geleceğinin gasbedilmesine de asla müsaade etmeyeceğim" diye devam etmişti.
Özcan Deniz'in bu sözlerinin ardından Feyza Aktan, "Bugüne kadar hem yazılı hem de görsel medyada herhangi bir açıklamada bulunmadım. Elimden geldiği kadar da kaçtım hep böyle şeylerden. Ancak içinde bulunduğum durum, artık bana bu açıklamayı yapma zorunluluğu hissettirdi. Öncelikle karşı tarafın bana açmış olduğu bir velayet davası var.
Bundan sebeptir ki, her anne gibi evladımın benden alınmaması için vermiş olduğum bir hukuk mücadelesinin içerisindeyim. Lanse edildiği gibi kimsenin kariyeriyle bugüne kadar bir derdim olmadı. Bu saatten sonra da asla olamaz. Bu zamana sessiz kalmamamın nedeni evladımdı, bu saatten sonra sessizliğimi bozmamın nedeni de yine evladım. Tek derdim evladımın velayetinin benden alınmamasıdır. Bunun dışında bir amacım yoktur" açıklamasını yapmıştı.