CaddeGüney Afrika'da kabile turizmi

Güney Afrika'da kabile turizmi

22.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Johannesburg turizm gelirinin önemli bir kaynağı olan kabile hayatını suni bir şekilde yaşatıyor. Lesidi Kültürel Köyü'ndeki kadrolu kabile üyeleri mesai bitimden sonra arabalarına binip şehirdeki evlerinin yolunu tutuyor

Güney Afrikada kabile turizmi

melteminan@aim.com Güney Afrika, turizminin büyük bir kısmının bu "tam tam " imajından kaynaklandığını biliyor bu nedenle, hâlâ sayıları az da olsa yaşantılarını ataları gibi yürütmeye çalışan kabilelerin yaşam şekillerini korumaya çalışırken, çoktan kaybolmuşları ise suni bir şekilde ayakta tutmaya çalışıyor."Güney Afrika'da bir kabileye konuk olmak içi nereye gitmeliyim?" diye sorduğumda arkadaşımın cevabı kesindi... "Afrika" denildiğinde insanın aklına gelen ilk kelime, küçük çocukların konuşmasını andırır: "Tam tam". Kabileleri özetlemek için kullanılan iki basit kelime... Oysa ki uçaktan inip, Güney Afrika'ya ilk adım attığınız andan itibaren şaşırmamak elde değildir. Bulutların sırtını kaşıyan gökdelenler, son model arabalar, İtalyan, Fransız, Çin mutfağından derlenen havalı restoranlar... Yoksa Güney Afrika'da kabileler tükendi mi? Johannesburg'a sadece 1.5 saat uzaklıktaki Lesidi Kültürel Köyü. Giriş beş dolar. Kabilelerin ürettikleri takılar, battaniyeler, kupa, kalem gibi ev eşyaları raflarda satılıyordu. Güney Afrika, kabileleri ve onların el sanatlarını adeta şirketleştirmişti. Giriş parası veriyor, sabahleyin arabaları ile gelip, kabile kıyafetlerini giyip, mesai bitimden sonra günlük kıyafetleriyle şehirdeki evine dönen kadrolu kabile üyelerini ( !) ziyaret edebiliyordunuz. "Lesidi'ye" Ndebele kabilesi rengârenk kabile giysileri ve en önemlisi her tür renkten geometrik şekillere boyadıkları köy evleri ile Güney Afrika tarihindeki yerlerini almışlardı. Giydikleri battaniyeler ve boyunlarına geçirdikleri halkalarla dikkat çekiciydi. Sanatçı bir kabile sayılırlardı. Evlerinin duvarlarını rengârenk geometrik şekillere boyamak onlar için yüzlerce yıllık bir gelenekti. Bu evlerin inşasından kabilenin erkekleri, süslemelerinden ise kabilenin kadınları sorumluydu. NDEBELE KABİLESİ Saatler süren yolculuktan sonra Durban şehrinin eteklerinde uzanan dağların tepesinde bir Zulu köyüne ulaşıyoruz. Erkekler geleneksel, hayvan derisinden hazırlanmış örtüleri bedenlerine sararken, kadınlar geleneksel etekleri ve yılanları kendilerinden uzak tutmak için özel kabuklardan yapılmış halhalları takmışlar. Ancak medeniyet bir şekilde geleneksel giysilere sızmış. Eskiden üstsüz olarak dolaşan kadınlar artık bembeyaz sutyenler takıyor. Ertesi gün köyde bir düğün yapılacağını öğreniyoruz. Şanslıyız çünkü bu yörede düğünler sadece eylül ve ekim aylarında yapılıyor. Düğünde geleneksel Zulu şarkıları söyleniyor. Zulu dansları ediliyor ve geleneksel Zulu içkileri aynı kaptan aynı kepçe ile içiliyor. Hep beraber sarhoş oluyor ve gelinile damadı yine Zuluca öğrendiğimiz kelimelerle tebrik ediyoruz.Ben ise gelişimden nasibini alan Güney Afrika'da, belki 10 belki de 20 yıl sonra yok olacak bir güne tanıklık etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Kim bilir belki de ileride Zuluların yaşam biçimini görmek için de kapıda para vermek zorunda kalacağız. ZULULAR