Bu yaz da geldi, çattı… Güneşi görünce içimiz kıpır kıpır oluyor ama iş tatil planı yapmaya gelince biraz duraksıyoruz. Çünkü ne yalan söyleyeyim, yaz tatili artık birçok kişi için hayal olmaya başladı. Hele Bodrum, Çeşme gibi gözde yerlerdeki plaj fiyatlarını duyunca insan “Yok artık!” demekten kendini alamıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım mesaj attı: “Bir plajda, kişi başı 225 euro isteniyor, ayrıca içeri girdikten sonra 5 bin 500 lira harcama şartı koymuşlar.” Şaka gibi ama değil! Bu fiyatlar, geçen seneye göre yüzde 300’e varan artışlar göstermiş. E hani deniz, kum, güneş herkesindi? Şimdi resmen lüks oldu…
Bayram tatilini Ege ve Akdeniz’de geçiren birçok dostumla konuştum, neredeyse hepsi isyanda. “Esnaf çıldırmış olmalı”, “Paran yoksa denize bile giremiyorsun” diyeni mi ararsınız,
“Yaz tatili artık hayal” diye iç geçirenini mi?
İnsan üzülmeden edemiyor.
Ama bu düzenden bir kaçış yolu bulanlar da var. Bodrum ve Çeşme’de yaşayan bazı arkadaşlarım yıllık feribot bileti almış, hafta sonları Yunan adalarına kaçıyorlar. Merak ettim, sordum: “Nasıl daha ucuz olabilir?” Cevap netti: “Adalarda biri sana zorla şezlong kiralamaya çalışmıyor. Havlunu serip denize giriyorsun, o kadar. Üstelik burada euro verip plajda girdiğin fiyata, orada üç öğün yiyorsun.”
Ticari ahlak, işte fark orada başlıyor.
Kimse seni kapıda cüzdanınla tartmıyor.
Bu anlayış bize de örnek olmalı.
İyi ki Kuşadası var!
Ama haksızlık etmeyelim. Türkiye’de bu tabloya kafa tutan yerler de var. Mesela Kuşadası. Belediye Başkanı Ömer Günel’in sahiller için verdiği mücadeleyi geçen yıldan beri takip ediyorum. Kuşadası’nda 40 kilometrelik sahil şeridinin 30 kilometresinden fazlası halk plajı olarak düzenlenmiş. Ama “halk plajı” deyip geçmeyin. Gerçekten 5 yıldızlı otel konforunda hazırlanmış: Duş, tuvalet, soyunma kabini, hasır şemsiyeler… Hepsi ücretsiz. Hatta şezlong bile bedava. Kısacası Yunan adalarına rakip!
Geçen yaz sezon başlamadan önce bir günümü başkanla geçirmiştim. Sabah erkenden başladık, akşama kadar sokak sokak dolaştık. En küçük aksaklığı bile not alıp hemen ekiplerine iletiyordu. Dürüstçe söyleyeyim, böyle bir belediyecilik anlayışı görmek insana umut veriyor. Başkan Günel hem yerli hem de yabancı turistlerin gönlünde taht kurmuş durumda. Tebrik etmek lazım.
Bu gidiş çok erken…
Bu gidiş sana hiç yakışmadı Ferdi Başkanım…
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile adaylık döneminde tanıştım, ardından birçok kez de görüşüp projelerini dinledim. Manisa için öyle hayalleri vardı ki…
Anlattıklarını hep ağzım açık dinlemiştim. Yediden yetmişe herkesin gönlünde taht kuran bir başkan değil, bir ağabey, bir kardeşti Manisalılara.
Çok kez yan yana yolda yürüdük. Çocuklar başkanı görür görmez “Abi” diye seslenerek koşarlardı; başkan bir büyüğü görse “Annem, babam” diyerek el öperdi. Bu bağı hemen hemen hiçbir ilde göremezsiniz.
Ferdi Başkan, görev süresi boyunca değil sadece, hayatı boyunca hep halkın içindeydi.
Ne koltuk sevdası vardı ne de makam telaşı… Onun sevdası Manisa’ydı, toprağıydı, insanıydı.
Bir şehre ancak bu kadar içten, bu kadar candan hizmet edilir.
Bu yüzden acımız çok büyük, bu yüzden sözler boğazımızda düğüm düğüm...
İnanın yazacak kelime bulamadım.
Başta kıymetli eşi ve evlatlarına, CHP ailesine ve Manisalı vatandaşlara Allah sabır versin. Değerli başkanı yattığı yer incitmesin, ışıklar içinde uyusun…Geride bıraktığı sevgi, bir şehri sarıp sarmalayacak kadar güçlü.
Ve o sevgi, onu asla unutturmayacak…