Caddeİki sokak ilerimizde daha ağır dramlar yaşanıyor

İki sokak ilerimizde daha ağır dramlar yaşanıyor

14.10.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Kanal D’nin sevilen ama bir o kadar da ağlatan dizisi “Küçük Kadınlar”ın Elif’i Ekin Türkmen, “İstanbul’un merkezinden biraz çıktığınız zaman tüm bu olayların gerçek olduğunu görüyorsunuz” diyor

İki sokak ilerimizde daha ağır dramlar yaşanıyor

İzmir’de yaşadığı dönemlerde modacı Ertan Kayıtken’in kendisini Osman Sınav’la tanıştırması sonucu oyunculuğa merhaba diyen ve ilk dizisi “Ekmek Teknesi”yle televizyon seyircisinin beğenisini kazanan Ekin Türkmen, kısa sürede yapımcılar tarafından aranılan bir oyuncu oldu. Oynadığı “Acı Hayat”, “Nefes Nefese”, “Kısmetim Otel” ve “Menekşe ile Halil” dizilerinin ardından “Küçük Kadınlar”da kamera karşısına geçen Türkmen, oyunculuk performansıyla dikkat çekiyor.
Kanal D’nin sevilen dizisi “Küçük Kadınlar”da anne ve babası ölen kardışların en büyük ablası Elif’i oynayan Türkmen, “Ben Elif kadar sabırlı ve sakin değilim” diyor.

Haberin Devamı

Yaz sezonunda başlayan ve yeni yayın dönemine devam eden nadir dizilerden biri “Küçük adınlar”. Dizinin bu kadar beğenileceğini tahmin ediyor muydunuz?
Dizinin seyirci tarafından beğenileceğinden kesinlikle emindim. Öyle bir öngörüm olduğuna inanıyorum. Şu ana kadar oynadığım dizilerde bir kez yanıldım. Bana gelen projelerin tutup tutmayacağını tahmin edebiliyorum. Ben iyi bir televizyon izleyicisiyim. Beğenip, beğenmediğim tüm programları izliyorum. İnsanlar neyi takip ediyor, hangi programları izliyor, ne tarz dizileri seviyor tüm bunları takip ediyorum. Reytingleri takip ediyorum. Bunları bildiğim için bana gelen projelerde senaryodan, kadrodan dizinin tutup tutmayacağı hakkında tahmin yürütebiliyorum.

Beş genç kız olarak kamera karşısındasınız. İçlerinden en tecrübeli ve tanınanı sizsiniz. Projeye başlarken isimler konusunda endişeniz oldu mu?
Aslında popüler olmak televizyon için çok da çekici olmuyor hatta daha riskli bile oluyor. İnsanlar beğendikleri oyuncuları birtakım nedenlerden dolayı fazla beklentiler içinde karşılayabiliyor. Evet beş genç kız kamera karşısına geçtik. Aramızda deneyimsiz isimler de vardı. Tabii ki bu beni endişelendirmişti. Çünkü oyunculuk karşılıklı bir şey ama herkes inanılmaz yetenekli ve güzel oynuyor. Genç ama inanılmaz yetenekliler. Bilge karakterini oynayan Elif İşcan “Hayat Var” adlı filmiyle Altın Portakal’a aday.

Genelde kızlar birbirini çekemezler. Bu okulda da böyledir, iş ortamında da. Sizin aranız nasıl?
Çok iyi anlaşıyoruz. Ben sette o tür mevzulara girmem. Bugüne kadar hep hırsız oyuncularla çalıştım. Birbirini geliştiren, oyunculuğuma yardım eden kişilerle çalıştım. Bana hep yardımcı oldular. Ben de daha genç oyunculara öyle davranıyorum. Bu durum ya şanstan ya da benden kaynaklanıyor. Egosu yüksek bir insan değilim. Abla gibi görüyorlar zaten beni. Hande ile birlikte daha çok vakit geçiriyoruz. Yaşlarımız birbirine daha yakın. Diğerleri de ablaları gibi görüyorlar beni. Danışacakları konularda soru soruyorlar. Çok şirin bir ilişkimiz var.

“Küçük Kadınlar” hüzünlü bir dizi. Oynarken zorlanıyor musunuz?
Sokakta insanlar sürekli “Sizi izlerken çok fena oluyoruz, ağlıyoruz” diyor. Neredeyse her bölümde hüzün ve gözyaşı var. Ağlamak konusunda ilk başta biraz zorlansam da şimdi gözyaşlarım kendiliğinden geliyor. Kendinizi hikâyenin içinde hissettiğinizde o duyguyu vermeniz ve yakalamanız daha kolay oluyor.

Anne - babası ölmüş ve başlarına gelmeyen kalmamış beş genç kız. Siz oynarken “Bu kadar da olmaz” diyor musunuz?
Her bölümde farklı olaylar oluyor. Bazen çok şey yaşadığımızda böyle hissettiğimiz oluyor. İstanbul’un merkezinden biraz çıktığınız zaman tüm bu olayların gerçek ve yaşanıyor olduğunu görüyorsunuz. İstanbul çok ilginç ve tehlikeli bir şehir. Türkiye’nin yüzde sekseni böyle zor şartlar altında yaşıyor. Kuzguncuk’ta oturuyorum ben. Oturduğum yerden birkaç sokak ilerisine gittiğinizde bambaşka bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. Daha ağır dramlar yaşandığını görüyorsunuz.

Altı yıldır İstanbul’da yalnız yaşıyorsunuz. İzmir’e dönmeyi hiç düşünüyor musunuz?
Çok özlüyorum İzmir’i ama artık orada yaşayamam. İstanbul’un temposuna alışmış bir insan bence hiçbir yerde yaşayamaz. Her şey burada. Gece dışarı çıktığında ayrı bir hayat var. İzmir’de gece 01.00’den sonra hiçbir şey yok. Bu yanıyla İstanbul çok güzel. Öte yandan İzmir çok sessiz, sakin, mutlu ve sıcak insanlarla dolu. Trafik yok. Kadınlar çok rahat dışarıda dolaşabiliyorlar. Kadınlar daha değerlidir İzmir’de. Ancak İstanbul’un her yerinde istediğiniz gibi giyinip rahatça gezemiyorsunuz. İzmir’i daha çok sevmeme rağmen İstanbul’da yaşayacağım artık.

İzmir’den İstanbul’a geldiğinizde oyunculukla ilgili hayalleriniz bugün yaşadıklarınızın gerisinde miydi, yoksa ilerisinde miydi?
Ben plan yaparak yaşamıyorum. 10 yıl sonra şu ödülü alayım, Oscar alayım gibi planlarım yok. Benim tek düşüncem oyunculuğumu her geçen gün geliştirmek. Hep özgürce oynayabileceğim bir alan, karşılıklı paslaşabileceğim oyuncular ve yönetmen hayal ediyorum.


Çocuklar için obje tasarlıyor

İki sokak ilerimizde daha ağır dramlar yaşanıyor
İş dışında özel tasarımlar yapıyorsunuz. Tasarımlarınız ne durumda, neler yapıyorsunuz?
Aslında kendime zaman ayıramıyorum. Boş olduğum zamanlarda tasarımlarımı yapıyorum. Arkadaşım Neşe Ağaoğlu ile birlikte “Fol ve Yumurta” diye bir marka yarattık. Çeşitli obje ve tasarımlar yapıyoruz. Bu tasarımların hepsi de çevreye duyarlı ürünler. Bir bardak tasarlıyorsam bunun bir mesajı, anlamı var. Kişisel olarak yardım kurumlarıyla ortak çalışmalar yapan biriyim. Bu marka sayesinde yardım kurumlarıyla ortak projeler üretiyoruz. Bir kurum bizi arayıp “Sesimizi duyurmak istiyoruz” dediğinde bir kampanya oluşturuyoruz. Onlar için objeler tasarlıyoruz. Bunu bir marka bazında yapıyoruz. Tişört, bardak, kova gibi değişik objeler tasarlıyoruz.

Şu anda birlikte çalıştığınız bir kurum var mı?
Ben popüler ve göz önünde olan insanların yardım kuruluşlarıyla birlikte çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Popüler isimler bazı şeylere destek verdiğinde daha çok ses getiriyor. Ben de bu durumu böyle kullanmak istedim. Şu anda Fol ve Yumurta olarak birkaç yardıma muhtaç okulla çalışıyoruz. Onlara kütüphanelerini oluşturmaları için yardım ediyoruz. Kütüphane için değişik bir tasarım yapıyoruz. Çevreye dost, insan haklarıyla ilgili kitaplar vereceğiz okula. En büyük isteğim birçok yardım kuruluşuyla bir araya gelip, yardıma muhtaç çocuklara yardım etmek. Çocukların benim hayatımda ayrı bir yeri var.

Sizin yaşınızdaki tanınmış isimler yardım kuruluşları yerine daha çok lüks arabalar alıp onlarla dolaşmak istiyorlar...
Tanınmak, bilinmek özgürlük kısıtlayıcı şeyler bir anlamda. Ben özgürlüğüme çok düşkün bir insanım. Tanınmak çok ilgimi çekmiyor. Birinden ilgi görmek çok güzel ama dezavantajları da var. Sadece kendimle ilgili isteklerim yok. Hiçbir şey yalnız olmuyor. Paylaşmak istiyorsun. Lüks araba, kocaman bir ev, yatlar, katlar eğer yalnızsan bir anlam taşımıyor.


Hayranlarım sete çiçek yolluyor

Genç bir kadın olarak erkek hayranlarınızdan ne gibi tepkiler alıyorsunuz?
Çok ilginç ve güzel mesajlar alıyorum. Sete çiçekler geliyor. Bir hayranım evimi öğrenmiş, kapımın önüne sürekli bir şeyler bırakıyor. Ama sıra dışı bir durum yaşanmıyor. Ben şimdiye kadar Savaş Dinçel’in kızı, Kenan İmirzalıoğlu’nun kardeşi, “Küçük Kadınlar”ın ablası rollerini oynadığım için erkek kadın fark etmiyor bir saygı durumu yaşanıyor aramızda.

“Dalga” adlı oyunla genç yetenekler ödü-lünü aldınız. Altın Portakal hayaliniz var mı?
Evet ilk oyunum “Dalga” ile genç yetenekler ödülünü aldık. Bu sezon yine devam edeceğiz. Her oyuncu onaylanmaktan, ödül almaktan keyif alır. Ama benim öyle bir hırsım yok açıkcası.

Çok mütevazı bir yapıya sahipsiniz. Mesle-ğiniz gereği biraz hırslı olmanız gerekmiyor mu?
Hırs benim hayata bakışıma ters. Ben olması gerekenin, olması gerektiği zaman olacağına inanıyorum. Yeteneksiz olup hırsı yüzünden başarılı olan birini hiç görmedim. Olsa bile bu kısa süreli bir popülerlik getirir o kadar. İlerleyerek, öğrenerek yenilenmek önemli olan. Eğer kendinizde olan yeteneği biliyorsanız, ki ben bu anlamda kendime güveniyorum, zaten o popülerlik en sonunda gelecektir. Anın keyfini çıkarmak benim için çok daha önemli. Önceden başrol değildim haftada iki üç gün çalışıyordum şimdi haftanın altı günü setteyim. Hepsinin ayrı bir keyfi var. Yeteneğimi biliyorum ve doğru adımlar atıp kendimi geliştiriyorum.

KEŞFETYENİ
Survivor'ın eski şampiyonunu gören tanıyamıyor! 'Bambaşka biri'
Survivor'ın eski şampiyonunu gören tanıyamıyor! 'Bambaşka biri'

Cadde | 20.06.2025 - 06:31

Survivor 2023 şampiyonu Nefise Karatay, Instagram'ı sık kullanan ünlülerin başında geliyor. Yeni paylaşım yapan Nefise Karatay, yaşadığı değişimle dikkatleri çekti.

Yazarlar