Sınavların gölgesinde işsizlik konusunu bir kez daha tüm detayları ile ele almakta sonsuz yarar var.
Sonuçta en iyi lise ve fakülte arayışının da en iyi meslek seçiminin de temelinde yatan en önemli etkenlerden birisi de istihdam!
Peki popülerler olan meslekleri mi seçmeniz gerekir yoksa alacağınız puana göre girebileceğiniz öğretim kurumlarından birine ya da uzun süredir hayalini kurduğunuz bir mesleğe yönelik olarak mı o ilk adımı atmalıyız?
Tercihlerin sınavlardan çok daha zor ve karmaşık bir süreç olması bu yüzden.
Genelde sınavlar için yıllarca süren bir hazırlık yapıyoruz ama tercihlere sadece birkaç gün ayırıyoruz!
Bu yüzden de her yıl sınavı kazanan yüzbinlerce üniversite öğrencisi yeniden YKS’ye giriyor ya da okuduğu bölümle hiç alakası olmayan işlerde çalışıyor. Ana neden işsizlik gibi görünse de pek çoğu seçtiği mesleği sevmediği ya da bir türlü sevemediği için o sektöre yönelmiyor…
Veli ve öğrencilerin eğitime bu kadar öncelik vermeleri, çocukların çocukluğunu, gençlerin gençliğini doyasıya yaşatmayan sınavlara böylesine yoğun bir şekilde hazırlanmalarının en önemli gerekçesi “daha iyi bir gelecek!”
Geriye dönüp baktığınızda “Çok emek verdik, çok zaman harcadık, yemedik, içmedik, gezmedik tüm kaynaklarımızı çocuklarımızın geleceği için harcadık” diyen ailelere ne mutlu. Keşke aynı yola çıkan öğrencilerin, anne babaların tamamına yakını böylesi bir gururu yaşasa. Özellikle de feragatin her türlüsünü yapanlar ve alın teri dökenler…
Önem sırası?
Tercihler neye göre yapılmalı puana ya da yüzdelik sırasına göre mi, kesenize göre mi, yaşadığımız kent ya da farklı bir kent olmasına göre mi, ileride size iş kapılarını açacak okullara ve mesleğe göre mi yoksa çok uzun yıllar keyifle yapacağınız bir iş olmasına göre mi yapılmalı?
Sıralama kişiden kişiye göre elbette değişecektir. Değişmeli de ama önceliğiniz kesinlikle istek sıranız olmalıdır! Yoksa aklınız hep onda kalacaktır. Başarı ve mutluğun anahtarının da severek yapacağınız bir olduğu da aklınız bir köşesinde bulunsun…
Karneler nasıl?
Bir öğretim yılının daha sonuna geldik. Her ne kadar sınavlara giren için yaz ayları zor geçecek ama diğer tüm öğrencilere, öğretmenlerimize, velilerimize ve eğitimin diğer paydaşlarına canı gönülden keyifli bir tatil diliyoruz…
Karneler artık eskisi kadar ürkütücü değil ama 5 ve 9’lar için uygulanan yeni düzen biraz baş ağrıtabilir.
Eğitim bir disiplin işidir ve her açıdan bir işe yaradıysa diğer sınıflara da yansıtılabilir, yok eğer can yakmanın ötesine geçmiyorsa bir kez daha düşünmekte yarar var!..
YKS
Üniversite sınavlarına da sayılı saatler kaldı. “Spor olsun diye giriyorum” diyen milyonların yanı sıra yıllardır çok büyük özveriyle hazırlanan tüm adaylara başarılar diliyoruz.
Emek verenler, hak edenler, alın teri dökenlerin karşılığını fazlasıyla aldığı bir sınav diliyoruz.
Soruların nasıl olduğu, sınavın nasıl geçtiği, hangi üniversiteye, hangi fakülteye gireceğiniz elbette çok önemli ama daha önemli olan moral ve motivasyonunuz. Asla bozmayın, kendinize güvenin, hedefe kilitlenin gerisi gelecektir. Belki bu sınavlarla, belki de daha sonra ama akan suyun yolunu bulduğu gibi hedefi belli olanlar mutlaka mutlu sona ulaşıyor.
YKS’de sorularla didişmeyin yaptıklarınızı yapın, yapamadıklarınızı pas geçin, üst üste üç, beş soruyu hiç anlamasanız da moralinizi bozmayın ve hiçbir soruyu iki, üç kez asla okumayın! Yoksa zamanınız yetmez ve hiç okumadığınız sorular içerisinde kolaylıkla çözebilecekleriniz olabilir!
Sorular zor ya da kolay ise sadece sizin için değil herkes için zor ya da kolaydır.
Böylesi sınavlarda herkes kendi yüzde 3’lük kulvarında yarışıyor. En iyiler, en çok emek verenler kendi aralarında yarışıyor, çok fazla iddiası olmayanlar yine kendi aralarında bir adım daha önce olmanın çabası içerisinde.
Fen lisesi mezunları ile meslek lisesi mezunlarının ne kadar takviye eğitim de alsalar aynı kulvarda yarışmaları mümkün değil. İstisnaların kaideyi bozduğu elbette oluyor. Meslek lisesi mezunu olarak, fen lise mezunlarından daha yüksek puanlar olmuyor mu? Fazlasıyla oluyor ve en büyük alkışı da onlar hak ediyor. Ama genele bakıldığında fen liseleri mezunlarının genel puan ortalamaları ile meslek liselerinin puan ortalamaları arasında adeta uçurumlar var. Bu da meslek lisesi mezunlarının başarısızlığından değil soru seçiminden kaynaklanıyor.
İşte bu yüzden sınavların içeriği ve yönlendirme konusuna YÖK ve ÖSYM’nin çok daha fazla kafa yorması gerekiyor.
Özetin özeti: Her öğrencinin başarılı olacağı bir alan mutlaka var. Onu keşfedip, geliştirmek de MEB, YÖK ve ÖSYM’nin görevi. Daha iyi bir gelecek her çocuğumuzun hakkı ama en çok da alın teri dökenlerin!..