İstanbul'da eğlence başlıyor

Efendim, Ramazan ayını sağlık içinde geçirdik. Bayramınız da dilerim iyi geçmiştir. Gerçi terör olayları nedeniyle hepimiz bayrama keyifsiz girdik. Ama yaşam devam ediyor ne olursa olsun tabii. Ben şöyle biraz uzaklara gittim. Sürpriz ama anlatacağım tabii. Sizden saklım gizlim olmaz biliyorsunuz. Zaten bu satırları da laptopum ile size uzaklardan yazıyorum. Bayramda iki gün İstanbul'daydım ama. Eş-dost ziyaretleri yaptım. Sevdiğim dostlarımdan Nedim Keçeli ve başarılı işletmeci Ali Sayar ile buluşup uzun süredir methini duyduğum Gayrettepe'deki Hüsrev Lokantası'na gittim. Rize'nin Çayeli ilçesinden kalkıp önce Ankara, daha sonra da İstanbul'a şubelerini açan Fahri Hüsrev, 75 yıllık emeğini oğulları Abdullah, Selahattin ve Muhammet Hüsrev ile paylaşmış. İstanbul'daki lokantanın başında, Nedim'in askerlik arkadaşı Abdullah Bey duruyor. O gün yaklaşık 100 kişi kapıdan geri dönmüş. Aman ha rezervasyonsuz gitmeyin. ANAP'ın eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz, mekanın hastalarından, zaten Ankara ve İstanbul şubelerinin açılmasını o istemiş. Biz oradayken bir masada sevgili Emel Müftüoğlu, sevgilisi Davud Güloğlu vardı. Bizden önce Can Tanrıyar, Petek Dinçöz, spor yorumcusu Faik Çetiner ve Mahsun Kırmızıgül varmış. Zaten çıkarken baktık İzzet Yıldızhan, İbrahim Erkal ve Doğuş geldi. Beş yıldır mideme fasulye ve turşu girmemişti. Çekinerek yedim. Hem de iki tabak, üstelik üzerine bol kırmızı pul biber dökerek. Şimdi POSTA Gazetesi Yayın Yönetmeni olan Rifat'ım Ababay'ım, "Kolitin başlayınca ağlama" diyecek. Ama hiçbir şey olmadı dostlar. Zaten her ihtimale karşı yanıma ilaçlarımı da almıştım. Sokağa attım. Yaşasın! Hüsrev'de her şey pırıl pırıl. Mutfak açık ve tertemiz. Servis muhteşem. Fiyatlar komik. O pilav tane tane ve mis gibi tereyağı kokuyor. Her çeşit ızgara da var. Biz dayanamayıp dana etinden Hüsrev köfteyi de tattık, ona da bayıldım. Fırın sütlaç ise yıkılıyor. Revanisi de öyle. Abdullah Hüsrev tipik bir Karadeniz erkeği, sohbeti hoş, dünya beyefendisi. Valla Hüsrev'e gidin, memnun kalmayanların hesabını ben ödeyeceğim. Telefon numarası (0212) 347 42 10. Yemek sonrası sevgili Nedim yeni boşandığı için pek ortalıkta olmak istemedi. Bizi sinemaya davet etti. Valla ben de 'Güneşin Gözyaşları' adlı filmi çok merak ediyordum. Hepimizin evine yakın diye Maslak CineMALL'a gittik. Nedim torpil yaptı, üç kişilik yer bulduk. Sinema doluydu. Muhteşem bir film. İzlemeyeniniz varsa öneririm gidin izleyin. Bruce Willis büyük oyuncu. Film ABD Deniz Kuvvetleri ve Savunma Bakanlığı'nın tam işbirliğini ve desteğini elde eden, deniz komandolarını konu alan ilk film üstelik. Soluk almadan izledik. Nedim evine kuzu kuzu giderken, biz Ali ile Çırağan Oteli'nin içinde yer alan Q Jazz Club'a gittik. Hemen kapının girişinde f&f Halkla İlişkiler'in patroniçesi Feza Fırat'ı gördük. Feza, Q Jazz Club'ın da halkla ilişkilerini yürütüyor. Biz laflarken patron Mehmet Ali Açılmış ve güzel karısı Esen geldi. Önümüzdeki günlerde Q Jazz Club'ın içinde yer alan Supper Club'da yemek servisine başlanıyor. Sahnede Zen vardı. Bu kızın sesine ve sahnesine hayranım. 4 Aralık'tan itibaren Q Jazz Club'ın içinde yer alan Q Club'da salı geceleri rock and jazz, çarşamba ve perşembeleri Broadway'den sürpriz şov, cuma-cumartesi geceleri ise artık burayla özdeşleşmiş olan güçlü bir ses Ferhat Göçer ile grubu Metropol yer alacak. Q Jazz Club sonrası Şamdan'da final yaptık. Bodrum Tampa'nın iki ortağı Emre Ergani, Ersoy Çetin, Mustafa Hocam'ın (Denizli) kızı Selin ve sevgilisi Mehmet Ertem, Yavuz Bingöl, Mehmet Mutlu ve Helin Avşar ile sevgilisi Baran Süzer'i gördüm. Şamdan o gece eğlenceliydi ama pek fazla renkli isim yoktu...

Kaşla göz arasında bir de kitap bitirdim. Ahmet Ümit'in Doğan Kitapçılık'tan çıkan kitabı 'Beyoğlu Rapsodisi'. Polisiye. Final büyük sürpriz. Mutlaka alın ve okuyun. Efendim, Ankara'dan önemli konuklarım vardı. Bize sevgili Ali Sayar'da katıldı. Zaten Ali'de, AvantGarde'ın patronu can dostum İzzet Çapa ile buluşacakmış. Kısmetse aralık ayının ilk haftasında İzzet'in Levent'te Le Select'in yerine açacacağı People 13'ün işletmesini Ali üstlenecek. Üst katta Tayland ve İtalyan mutfağı ağırlıkta olacak. Alt kat ise bar ve gece kulübü. Bu konuda Ali de İzzet de çok iddialı. Mutfakta yine Gazi-Bilal Ateş kardeşler ile Taylandlı bir aşçı olacak. Yemekte ortaya içinde Lübnan böreği, fallafelle, sebze köftesi, çıtır parmak tavuk ve Meksika usulü çıtır söyledik. Ha bir de buranın spesyali olan hamursuz patlıcanlı mantı ile çıtır Lübnan mantısı istedik. Tabii doyduk. Ama masaya bakan garson sevgili Ayşen chili soslu tavuk ve İtalyan usulü külbastıyı methedince ortaya bir porsiyon söyledik ve birer parça tattık. Gerçekten de enfesti. Zaten Gazi-Bilal Ateş'in lezzet konusunda mutfaktaki başarıları tartışılmaz. Nedense o akşam tatlıya hepimiz 'Hayır' dedik. AvantGarde'da olduğumuz akşam Zerrin Özer vardı. Konuklarım ertesi gün yurtdışına çıkacaklardı bu yüzden fazla kalamadım. Ama bana göre Türkiye'ye gelmiş geçmiş en büyük ses Zerrin. O okurken tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu. Bir daha gideceğim ve keyifle dinleyeceğim. Zaten Zerrin'i dinlemek bir ayrıcalık bence. Her salı AvantGarde'da kaçırmayın. Ayrıca AvantGarde'da perşembe geceleri Clio'nun partisi, cuma geceleri DJ Mercedes ve iki kemancı kızın muhteşem şovu devam ediyor. Telefon numarası (0212) 291 44 42.

Aralık ayı ile birlikte İstanbul gece yaşamı şenleniyor, renkleniyor. Gazinolar, yeni gece kulübü ve restoranlar hizmete giriyor. Maksim, son anda Fahrettin Aslan yine karar değiştirmezse Petek Dinçöz, İzzet Yıldızhan, Mehmet Ali Erbil ile açılıyor. Aslında Fahri Bey, Sibel Can'a teklif götürmüş. Sibel'in menajeri Orhan Alkan ile üç kez görüşmüş. Sibel'in eşi Sulhi Bey karşı gelince de bu çalışma olmamış. Şişli'de artık bir klasik haline gelen Günay'da ise büyük ilgi gören Muazzez Abacı-Adnan Şenses ikilisi yılbaşına kadar devam edecek. Ardından Gülben Ergen, Nükhet Duru&Cenk Eren ikilisi sahne alacak. Bu arada Mr. Cole ve Özlem Ulusoy, Günay'ın değişmeyen ve yemek müziğinde çok beğenilen yeni ikilisi. Günay'ın patronu Günay Tuncel ise biraz heyecanlı. Ocak'ın ilk haftasında genç eşi Ahu'dan, bir kızı dünyaya geliyor. Adı bile hazır Ahucan. Türkçe müzik de canlanıyor. Haftasonları Levent Scala'da Serdar Ortaç, Etiler Nispet'te ise Demet Akalın, Aydın ve Utku dönüşümlü olarak sahne alacak. Maximum'da ise Altay çıkacak. Ortaköy'deki birbirine rakip iki şık mekan Reina ve Laila da aralık ayının ikinci haftasında açılıyor. Tolga Çinkitaş Çeşme'de bu yaz en popüler beach'lerden olan Caliente'yi İstanbul'a taşıyor. Ortaköy'de eski Garden 74'ün yerinde açılacak olan mekanın ortakları Tolga Çinkitaş, Murat Tok, Yalçın İlkuçar ve Nadir Ermiş. Aralık ayının ilk haftasında açılacak olan Caliente'nin mutfağı uluslararası olacak. Mönüler Tolga Atalay'a emanet. 100 kişilik bir restoran ve 400 kişi kapasiteli bir de kulüp hizmet verecek. Tolga'nın annesi Fatoş ise Turgut Aysan ile Arnavutköy'de Shosho adlı bir lounge-restoranı işletecek. 120 kişi alabilen mekanın diğer bir özelliği de 1. derece tarihi eser olması. 3 katlı binada daha önce ünlü bestekar Münir Nurettin Selçuk yaşamış. Shosho'nun 40 kişilik restoranının mönüsü ise İtalyan ve Türk mutfağının seçme lezzetlerinden oluşacak. New Yorker grubun ortaklarından Mehmet Kurşuncu Beyoğlu Balo Sokak'ta bulunan New Yorker Balo'nun giriş katını da canlandırdı. Barbaros Baykal'ın sahibi olduğu Kuruçeşme'de yazlığı, Nişantaşı'nda ise kışlığı olan Cafe-inn bir şube de buraya açtı. Alt katta ise Gunz adlı yeni bir club açılıyor. Kısacası İstanbul'u eğlence açısından hareketli gün ve geceler bekliyor. Evet efendim, bugünlük de bu kadar hoş kalın ve hep mutlu yaşayın.

Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr



MAGAZİN


Karakola gidince hatasını anladı...
Sayan'ın suçu 'suçu övmek'
İstanbul'a yerleşecek
Bu kez Popstar'ın kapısı fena karıştı!
Batista, 19 bira içmeden kalkmadı...
'Bayhan agresif bir insan değil'
İstanbul'da eğlence başlıyor