Önce Papa, sonra Yıldız Savaşları’nın hayali kahramanı Jedi şeklindeki yapay zekâ fotoğrafları derken… Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile (bir İsrail sitesinin verdiği ayrıntılara bakarak) telefonla bir “buddy-buddy talk” görüşmesi yapıyorlar. Bu terim “sıkı fıkı dost, kafadar, can ciğer arkadaş” anlamına geliyor; resmi açıklamalar ne kadar “resmi” olsalar da bütün kaynaklarda Trump’ın kendi sosyal medya mesajına benzer ifadeler yer aldı: Dostane, sıcak, çok kapsamlı, yapıcı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendi sosyal medya açıklamasında, Trump ile telefon görüşmesinin “çok verimli, kapsamlı ve samimi” olduğunu söyledi. Açıklamalar, Biden zamanında her gün biraz daha soğuyan ikili ilişkilerde o kadar sıcak bir başlangıca işaret ediyor ki, uzun uzun alıntılar yapmak gerekiyor. Örneğin Erdoğan Trump için, “değerli dostum Donald Trump” ifadesini kullandı. Trump, “Erdoğan ile çok yakında birbirimizi ziyaret edeceğiz” dedi.
Bir diğer dikkat çekici yorum ise İngiltere doğumlu İsrailli gazeteci ateşli Siyonist David Horovitz’in kurduğu Times of Israel gazetesinde yer aldı: “Trump ve Erdoğan arasındaki güçlü ilişki, Türkiye ile anlaşmazlık yaşayan İsrail için zayıf bir nokta!”
İsrail, neden Türkiye ile “anlaşmazlık yaşıyor” diye sorarsanız, gazeteye göre “Gazze’deki savaş ve Suriye’de Ahmed el-Şara rejiminin yükselişi” bu anlaşmazlığa sebep olmuş! Siyonistler kendi gözlerindeki perdeyi kaldırıp da ülkelerini getirdikleri felaketler zincirinin ne zaman ve nerede başladığı anlamaya çalışmazlarsa, böyle anlamsız ve hatalı noktalardan kurtulamazlar. Gazze halkına bir yıldır yaşattıkları soykırımı, son iki aydır sürdürdükleri açıklık sebebiyle binlerce bebeği ve çocuğu ölüme mahkûm ettikleri insanlık dışı katliam sona ererse; Suriye’nin toprak bütünlüğüne kasteden komplolardan ve saldırılardan vaz geçerse, Türkiye ile İsrail arasındaki “anlaşmazlık” sona mı erecek?
Siyonistler, 1900’lerin başından uyguladıkları sinsi, 1948’den sonra aleni, 1967’den sonra kanlı işgal kolonyalizmi, toprak hırsızlığı, Filistin’i ve Filistinlileri yok etme siyasetini, Gazze savaşı biter bitmez, Türkiye’nin ve bütün bölge halkının bir anda unutmasını mı bekliyorlar? Siyonistlerin ve Amerika’daki destekçileri Evanjeliklerin, Irak ve Suriye’yi bölerek burada yeni bir İsrail kurma planlarının adım adım uygulandığını bilmediğimizi mi sanıyorlar?
Horovitz’in gazetesinin haklı olduğu bir nokta, hiç beklemedikleri “Trump ve Erdoğan arasındaki güçlü ilişki” noktasıdır. Bu nokta gerçekten de Netanyahu’nun işgalci kolonyalizm siyasetinin en zayıf noktasıdır.
Siyonistler ve ABD’deki beşinci-kolları Evanjelikler, Erdoğan-Trump ilişkisinin, ABD’nin Gazze, İran, Yemen, Lübnan ve Ukrayna siyasetlerinde önemli değişimlere sebep olabileceğini bilmelidirler. Trump’a bakınca, sadece kendisini Papa veya Yıldız Savaşçısı gibi resmeden bir “ideolojik popülist” görmek hatalıdır. Trump, bu satırların yazarı da dahil, çok kişiye zor gibi görünse de bir jeopolitik/fiskal realisttir. ABD’nin hem küresel hegemonyasının artık devam edemeyeceğini, bu yeri Rusya ve Çin gibi mevcut, Hindistan, Türkiye, İspanya ve İtalya gibi yükselen jeopolitik yıldızlarla paylaşacakları, çok-merkezli bir dünyanın önemini anlayan Trump, ABD’nin federal hükumetin hadsiz israfının önüne geçmekte de kararlı görünüyor.
Her ne kadar bu bütçe denkliği ve israfı önleme konusu, Elon Musk’ı bu işin başına getirmiş olması sebebiyle tiyatroya döndü ise de “iş adamı Trump” nerede dizginleri ele alacağını bilen bir kişi olduğu izlenimini çoktan vermişti. Aynı Trump, Gazze’yi Orda Doğu’nun Rivierası olma komedisinden de kurtarabilecektir.
Bunun için Erdoğan’ın Trump’a Gazze’deki insani krizin ulaştığı ciddi seviyeyi bir de yüz yüze anlatması gerekiyor. Siyonistlerin Suriye ve Irak’ı bölmek için varlığının devam etmesindeki ısrar ettikleri Suriye’deki ABD birliğinin yarısının çekilmekte olması, bu ciddi politikaların çok uzakta olmadığını gösteriyor.