18.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Televizyon izleyicisi artık öyküleri sağlam olmayan dizilere prim vermiyor.O nedenle de yapımcıların, televizyoncuların işi her geçen gün zorlaşıyor."Kartallar Yüksek Uçar" ve "Asmalı Konak" gibi dizilerin "Kurtlar Vadisi" gibi yeniden çekilmek istemesinin sebebi de dizi izleyicilerin işte bu seçiciliğinden...Oysa dizi yapımcıları ve televizyoncular, hayal mahsulü projeler yerine yaşanmış ilginç olayların dizisini yapsalar bu denli zorlanmazlar.Çünkü "Hiçbir senaryo, gerçekten daha ilginç deÇildir"."Saddam'ın Gelini" adlı bir kitap var.Gerçi kitap nisan ayında çıktı ama ben yeni okudum.Kitap gerçek bir yaşam öyküsü.Olayları yaşayan Sevim Torun adlı bir kadın, onun öyküsünü kitaplaştıran da Gül Duran.Kitabı yayımlayan Çilek Medya'nın basın ve halkla ilişkiler sorumlusu Vedat Delek'le konuştum, ikinci baskının bittiğini söyledi.Delek'e Sevim Torun'un takma bir isim, anlatılanların da gerçek değil de hayal mahsulü olup olmadığını sordum, "Hepsi gerçek, Sevim Hanım yaşadıklarını anlattı, Gül Duran da yazdı" dedi.İnanmam için de Sevim Torun'la Saddam'ın kızlarından Raghad'la bir fotoğrafını gönderdi. Kitap, 1959 yılında Samsun'un Terme ilçesinde dünyaya gelen bir köylü kızının Samsun'dan Bağdat'a, orada katıldığı bir güzellik yarışmasında birinci seçilince Saddam Hüseyin'in oğlu Uday'la yaptığı evlilik, sonra Irak'tan kaçış ve Türkiye'de takma isimlerle çıktığı sahnelerdeki şarkıcılık öyküsünü anlatıyor.Kaderi kendi kadar güzel olmayan bir kızın, sıfırdan zirveye çıkışı ve sonra yaşadığı serüveni ister film yap, ister dizi...TV izleyicisinin ilgiyle takip edeceği öyküler bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan dizi sektörünün aradan geçen dört ayda "Saddam'ın Gelini" ile ilgilenip ilgilenmediğini Delek'e sordum.Çilek Medya'nın basın danışmanı, bir Amerikan şirketinin, halen ABD'de yaşayan bir Türk oyuncu -adı bizde saklı- aracılığıyla kendileriyle temasa geçtiğini, onların "Saddam'ın Gelini"ni film yapmak istediğini ama henüz anlaşma yapmadıklarını söyledi. Peki Türkiye'den ilgilenen olmadı mı diye sorduğumda ise şu yanıtı verdi:"Naz Film'den aradılar. 5 bin dolara kitabın haklarını satın almak istediler, ama tekliflerini kabul etmedik. Çünkü bizim istediğimiz para 50 bin dolar."Bakalım bizim yapımcılar arasından bu parayı verip "Saddamın Gelini"nin sinema ve dizi haklarını alan çıkacak mı? Sonbaharda başlayan her yeni yayın döneminde aynı şey oluyor. Kanal D, Show TV, atv, Star TV, TRT 1, FOX gibi kanallar sezona onlarca yeni diziyle başlıyor. 60 - 70 diziden ancak yüzde 10'u, 15'i sezonu başarıyla tamamlıyor, diğerleri kimi ilk haftada kimi birkaç haftada "dizi çöplüğü"nü boyluyor. "Yerli Paris Hilton" sonunda bombayı patlattı. Helin Avşar bundan böyle Paris Hilton gibi gittiği partilerden para alacakmış."Parti kızı" Helin'in tarifesi de 5 bin dolardan başlayacakmış.Helin Avşar'ın, "Tanımadığım birçok insandan düzenledikleri organizasyonlara katılmam için davetler alıyorum. Artık bu teklifleri nakde çevirmeye kararlıyım" açıklaması bana bir Temel fıkrasını hatırlattı:Temel, eşini memlekette bırakıp Almanya'ya çalışmaya gider.Uzunca bir süre kadınsız kalan Temel, gözünü komşusu Helga'ya diker.Ancak ortada ciddi bir sorun vardır.Helga evlidir ve üstelik eşi de Temel'in fabrikadan iş arkadaşı Hans'tır.Bir gün iş dönüşü birahanede Temel, Hans'a bir teklifte bulunur."Hans, yarın akşam benim evde parti var gelir misin?"Partileri çok sevdiğini, seve seve katılacağını söyleyen Hans, Temel'e sorar: "Partide kimler var?"Temel, "Kalabalığı fazla sevmem. Sen, ben, Helga" der.Bu "parti işleri" sakat işlerdir, dikkat etmek lazım.Hırlısı var, hırsızı var, arsızı var, yüzsüzü var, namuslusu var, sapığı var..."Celebrity Fee'yi Türkiye'de oturtturacağım" derken sakata gelmek de var işin ucunda... aeyuboglu@milliyet.com.tr Parti kızı Helin'i bekleyen tehlike