Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Haftalardır İsrail’in, Trump’ın İran planını bozmak için ne gibi desiseler karıştırdığını, bu planı torpillemek için neler yapabileceğine dair görüşleri ele aldık; artısını, eksisini irdeledik ve hafta sonuna doğru, Trump’ın İran’a iki hafta mühlet verdiği haberi ile bölge halkı adına nispeten rahatladık. Ancak, Trump’ın bu iki hafta içinde, İran’la bir anlaşmaya yanaşması “tehlikesi” Siyonist İsrail’i tedirgin ediyordu. Hele Trump’ın, İran’ın elinde silah elde etmeye elverişli arıtılmış uranyum olmadığına ve nükleer silah takılabilecek uzun menzilli roket bulunmadığına ilişkin BM raporlarına kulak vermesi ihtimali bulunduğu haberleri, Netanyahu’nun ve koalisyonunun gerçekten aklını yitirmesine yetti.

Haberin Devamı

Buna bir de Trump’ın siyasal tabanını oluşturan Yeniden Büyük Amerika (MAGA) ekibinin sözcüleri, savaşları sona erdirmek vaadiyle oy alan bir yönetimin, şimdi ABD’nin ulusal çıkarlarına aykırı, mecbur olmadığı bir savaşa karışmasının hata olacağı söylemleri, Netanyahu’nun, Trump’ın planlarını bozma hazırlığını tümüyle boşa çıkartmak üzereydi.

Bizim gibi, Trump da, MAGA’cılar da, Netanyahu’nun İran’ın nükleer silah edinmesini önlemek gibi bir amacı olmadığına ilişkin haberleri görüyor, yazarların tanıklık niteliğindeki yazılarını okuyorlardı. Daha önceki gün New York Times, Trump’ın kendisine zaman kazandırdığını ve bazı yeni seçenekler açtığını yazmıştı. Ancak ne yazık ki bu zaman kaybedildi çünkü Trump yönetimindeki NeoCon’lar ve Küreselciler, İsrail liderlerinin kendilerine yalan söylemeye devam ettiğini ve onları nasıl kandırmaya çalıştığını Trump’a anlatmadılar. Bu hafta, üç siyasi analist ve yazar, Russia Today web sitesinde Robert Inlakesh; kendi blogunda Fevzi K. Doğan ve Haaretz köşesinde Chaim Levinson, Netanyahu’nun amacının İran’ın nükleer silah edinmesini önlemek olmadığını benzer başlıklarla yazdılar: “İsrail’in İran’a karşı savaşı nükleer silahlarla değil, rejim değişikliği ve İslam rejimini yıkmakla ilgili!”

Inlakesh, Netanyahu’nun Ortadoğu’daki İran destekli militan ve siyasi örgütlerin gayrı resmi koalisyonu olan Direniş Eksenini dağıtmayı amaçladığını iddia etti. Doğan, Netanyahu’nun yalanlarının Trump’ın Ortadoğu’yu yeniden haritalandırma arayışında kendisini desteklemesini sağlamaya yönelik olduğu sonucunu ifade etti. İsrailli yazar Levinson ise, Netanyahu’nun “nesiller boyunca konuşulacak tarihi değişimler gerçekleştiren büyük bir lider olma” peşinde olduğunu yazdı.

Haberin Devamı

Henüz her şey tam açıklığa kavuşmuş değil. Ancak görünen o ki, Trump, eğer Netanyahu’nun dediği gibi, Fordo tesislerinde silah üretmeye elverişli kalitede arıtılmış uranyum olduğuna inanıyor olsa idi, burayı bombalayarak 90 milyon İranlıyı ve yarım milyar Ortadoğu halkını mutlak bir radyasyon tehlikesine atmazdı. Trump muhtemelen biliyordu ki, tesislerin bombalanması ile ne bir nükleer silah, ne de silah yapımına elverişli nükleer madde yok olacaktı ve ortaya ciddi bir radyasyon tehlikesi çıkmayacaktı. Ama Trump yine biliyordu ki dört yanı Siyonistlerle, Ortadoğu gezisinde kurduklarından çok ulus yıkmış olduklarını söyleyerek, güya karaladığı Küreselcilerle çevrilidir; İsrail Lobisi ABD Kongresi’ni adeta maaşlı memuru olan milletvekili ve senatörlerle kuşatmıştır.

Haberin Devamı

Bu ekip, Trump’ın İran’la uzlaşması tehlikesini göze alamazdı; çünkü hala Orta Doğu’ya yeniden şekil verme ve İran ile İsrail arasına tampon olacak ikinci bir İsrail kurma planını gerçekleştirmek için fırsat kollamaktaydı. İşte İsrail’in on gündür sürdürdüğü İran savaşı bu planı bozmak amacıyla başlatılmıştı.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin toplantısında Trump’a bu plan hatırlatılmış olmalı. Ayrıca İsrail’in planlarını bozmaya cür’et eden ama bir suikastla erken yaşta hayatını kaybeden Kennedy’nin kaderi de kendisine hatırlatılan bir diğer gerçek olabilir.

Trump böyle bir ihtimalin ne kadar yakın olduğunu, sağ kulağındaki çentiğe dokunarak her an hatırlıyor olmalı!