Yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmelerinde ücretin yabancı bir para cinsinden kararlaştırılması sıklıkla karşımıza çıkıyor. Türkiye’de yapılan iş sözleşmelerinde ücretin yabancı para cinsinden kararlaştırılmasının sınırları, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de düzenlenmiş durumda. Kural olarak; “Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.” Fakat bazı durumlarda yapılan iş sözleşmelerinde yabancı para cinsinden ücret belirlenmesi mümkün. Bu tür sözleşmelerde bunun hangi para cinsinden ödeneceği, Türk Lirası karşılığı ödenecekse hangi kurdan ödeneceğinin belirlenmesi gerekiyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri, ihracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri, Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri dövizle yapılabilecek sözleşmeler olarak karşımıza çıkıyor. Sayılan istisnaların temelde yurt dışı ile bağlantılı işler olduğu görülüyor. Son eklenen istisna olan konaklama hizmet sözleşmeleri ise ağırlıklı olarak yabancılara hizmet veren ve yabancı çalışan yoğunluğunun olduğu bir nevi döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında değerlendirilebilecek sözleşmeleri kapsıyor.
İş Kanununun 32. maddesine göre; “Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir.” Borçlar Kanununun 99. maddesine göre de; “ Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir.” Dövizle yapılabilen iş sözleşmelerinde doğrudan döviz ile ödeme mümkün iken ödeme günündeki kur üzerinden Türk Lirası ile de ödeme yapılabilecektir. Sözleşmede aynen ödeme kararlaştırılsa bile Yargıtay’a göre; “6098 sayılı Kanun’un 99. maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup hakkın kullanılması bozucu yenilik doğurucu nitelikte olduğundan talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.” İşçi döviz üzerinden geciken alacaklarının Türk Lirası ile ödenmesini istediğini açıklamışsa artık geri dönemeyecektir.
Hangi tarih geçerli?
Türk Lirası ile ödemeye karar verildiyse iki sorun karşımıza çıkmaktadır. Birincisi hangi kurun esas alınacağı, ikincisi hangi tarihteki kurun esas alınacağıdır. Bu hususların sözleşme özgürlüğü içinde taraflarca istenildiği şekilde düzenlenmesi serbest bırakılmamıştır. Yabancı para cinsinden kararlaştırılan ücret ancak ödeme günündeki rayice göre Türk Lirası ile ödenebilecektir. Esas alınacak kur ise ödeme yaptığı günkü TCMB ilgili döviz kurunun efektif satış tutarı üzerinden yapılması gerekecektir. Çünkü bu şekilde işçinin anında ücreti dövize çevirebilmesi mümkün olacaktır.
32 sayılı Karara aykırılığın idari para cezası bulunmaktadır. 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre, “Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.” (f.1). 2025 yılında işlenecek fiiller nedeniyle de yaklaşık, 72.198 TL’den başlamak üzere 602.501 TL’ye kadar idari para cezası uygulanabilecektir. Ancak Tebliğ’e aykırılıklara ilişkin olarak Cumhuriyet Başsavcılıkları nezdinde işlem başlatılabilmesini teminen Bakanlığa gönderilen ihbarların ekinde söz konusu iddiaları destekleyici somut bilgi ve tevsik edici belgelerin (fatura, sözleşme örneği, fiyat teklifi vb.) yer alması gerektiği özellikle vurgulanmaktadır. Hiçbir somut belgeye dayanmayan ihbarlar hakkında Bakanlıkça işlem tesis edilememektedir.
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Ve sonunda Trump yenildi
23 Haziran 2025