14.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
İnanır'ın kendisi hakkında söyledikleri belli ki şekerini bir hayli yükseltmişti. Yağmurdereli, "Cevap hakkımı kullanmak istiyorum" dedi. Teybi açıp, kayda başladım. Ramazanın ilk günü böyle bir tartışmanın tarafı olmaktan yana üzgün olduğunu vurgulayan Yağmurdereli, İnanır için şunları söyledi:"Kadir İnanır'a, abim olmaktan vazgeçip beni böyle büyük bir yükten kurtardığı için teşekkür ediyorum. Çünkü bu üzerimde çok ağır bir yüktü. Ancak beyanlarının bir çoğu hayal mahsulüdür.Ben yapımcılığa 1989'da başladım. Birçok iş çektikten sonra bir gün Türkan Şoray'a iş teklif etmeye gittim. O da bana, 'Marziye' isimli romanı verdi. Ben bu romanın 4 bölüm senaryosunu yazdırdım, bütün kanalları dolaştırdım. Şu anda açıklayamayacağım bir nedenden televizyonlar projeyi çok beğendikleri halde yapmak istemedi. Ben de bu senaryoyu racon gereği yapmama kararı verdim ama hakları bendeydi, yazarın parasını ben vermiştim.Günün birinde TGRT'den Cem Akyoldaş, beni aradı ve 'Bize bu proje geldi ama hakları sizdeymiş. Kadir İnanır ve Türkan Şoray'la bu diziyi yapmak istiyoruz. Bedelini ödesek eseri bize verir misiniz?' dedi. Senariste ödediğim parayı yollayın senaryo sizin dedim. Aradan bir gün geçti beni Kadir İnanır aradı. 'O kadar güzel işler yapıyorsun. Beni niçin yabancı bir şirketle çalıştırıyorsun. Sen benim hemşehrimsin. Gel beraber çalışalım. Benim derdimden sen anlarsın' dedi. Ben de olur Kadir Abi memnuniyetle ama yapımcı arkadaşa (Faruk Turgut) ayıp olmasın dedim. Daha sonra Cem Akyoldaş, TGRT'nin Müdürü Ali Baransel ve kanalın patronu Enver Bey (Ören) bu işi kabul etmem için baskı yaptı. Ben de kabul ettim."Yağmurdereli'ye o sırada balık tutup tutmadığını sordum, verdiği yanıt şu oldu:"Ben ömrümde ne balık tuttum, ne olta bilirim ne de balık yemeyi severim. Bu bir hayal mahsulü. Herhalde insanlar zaman içerisinde bazı hayaller kuruyorlar ve sonra inanıyorlar. Ben balık tutmuyordum ama o dönemde Kadir İnanır Flash TV'de haber okuyordu. Oradan da ayrılmak üzereydi ya da ayrılmak durumunda bırakılmıştı. Flash TV'de haber okurken 'Marziye'ye geldi." Kadir İnanır'la yaptığım Cafe Sohbeti'nin yayımlandığı günün sabahında Osman YaÇmurdereli aradı. Yağmurdereli'ye İnanır'a köprüleri attıran "Eski sanatçılar artık bitti" demecini niye verdiğini sordum. Böyle bir açıklamasının olmadığını iddia eden Yağmurdereli o olayı da şöyle anlattı:"Bir gazeteci bana, 'Bu sene yapılan diziler içerisinde Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır, Tarık Akan'ın dizileri tutmadı sizce neden?" diye bir soru sordu. Ben de cevap olarak bu önemli starlarımız proje ayırt etmiyorlar. Her projede oynuyorlar. Yüzlerini eskitiyorlar. Biraz ara vererek çalışırlarsa halkın daha çok hoşuna gider. Fatma Girik hep başı örtülü beyaz saçıyla bağıran çağıran, tüküren, ateş eden, tokat atan bir anne rolünden, entel bir avukatı, hakimi oynasa yani modern dünyada yaşayan bir kadını oynasa daha çok tutacağına inanıyorum dedim. Sorunun cevabı budur. Eski starlar tutmuyor değildir. Proje seçmiyorlar, maddi nedenlerle her şeye dalıyorlar dedim. Bunun üzerine Kadir İnanır bunu kendi üzerine aldı. Çünkü o dönemde Show TV'ye yaptığı iş 2 ya da 3 bölümde kalktı. Ben doğru inandığım şeyleri söylerim. Söyleyeceğim zaman 54 yaşındayım kimseden bunu söyleyebilir miyim diye izin almam. 'O balık tutuyordu. Beni Kadir Abi diye yere göğe sığdıramıyordu' dediği zamanlarda, o da beni 'Yapımcım' diye göklere çıkarıp, gittiği dünyanın her yerinden bana hediyeler getirip, beni çok sevdiğini söylüyordu. "Eleştirirken izin almam" Bazı aktörlerin filmlerindeki söylemlerin etkisinde kaldığını iddia eden Yağmurdereli, "Bunlar plastik dünyanın naylon delikanlılarıdır bunlar" diyerek İnanır'a kendi dizisinin sloganıyla gönderme yaptı. Yağmurdereli, Kadir İnanır'ın "Kuzey Rüzgarı" dizisinin ilk iki bölümünün 7 reyting yapmasını da Oktay Kaynarca'ya bağladı. YaÇmurdereli, "Alalım Oktay Kaynarca'yı oradan X bir isim koyalım, reyting 2.5'a düşer. Oktay Kaynarca oyunculuk döktürüyor. Sempatik ve sert. Belki de oynadığı en iyi rolü oynuyor. Türkiye'de fenomen olmuş, dizide ölünce gıyabında cena ze namazı kılınmış bir rol arkadaşı olduğunu unutmasın. Daha sezon oturmadı. Hele dizi ilk 13'ü görsün de öyle konuşsun" dedi.Yağmurdereli'ye bir yıl önceki söyleşisinde Kadir İnanır hakkında, "Abi - kardeş gibiyiz" dediğini bir demecin bu krediyi nasıl bitirdiğini sordum. Yanıtı şu oldu:"Krediyi bitiren ben değilim. Ben gazeteye çıkıp artık Kadir İnanır gibi bir abim yok demedim. 'Uvertür şarkıcılar yapımcı oldular' diyor. Herkes mesleğine bir yerden başlar. O sinemaya başrolle mi girdi? 'Bir afişi olmayan yapımcılar' diyor. Madem küçümsüyor, niye gelip iş yapıyor? Neden Kadir İnanır bir sinema filmi çektiği bir şirketten bir daha teklif almıyor? Benim uvertür şarkıcılıktan geldiğimi söyleyeceğine, başka yapımcıların da ışıkçılıktan, setçilikten geldiğini söylemesi lazım. Çok ayıp." 'Daha erken' Yeşim Salkım, zamanında banka hesaplarına para yatırıp zengin ettikleri gazetecileri hala açıklamadı. Ama ya açıklayacak ya da adı iftiracı kalacak.Tercih onun... aeyuboglu@milliyet.com.tr Yeşim Salkım hâlâ açıklamadı 3