NTV’nin kültürel mirastan anladığı

Bir ihbarım olacak Sayın NTV... “Kültür mirasına sahip çıkıyoruz” kampanyanızın en tepesine koymanız için, Hasankeyf’te planlanan Ilısu barajını öneriyorum

Bayılıyorum ya bu memlekete... Varsa üzerini kapatmak istediğin bir hadise, hemen bir ‘business plan’ yapıyorsun. Ne kadar vatansever, ne kadar duyarlı ya da nasıl çevreci olduğunu ilan ediyorsun. Bu şekilde hem kendi ayıbını örtüyor hem de imajını tazeliyorsun. Bunun adı sosyal sorumluluk projesi oluyor bir de.
Hele kendi medyan varsa yok senden daha kralı. Kimse yaptığını sorgulayamaz, herkes üç maymunu oynar nasılsa.

Ne tatlı iş, değil mi?
NTV, bir süre önce çok saygıdeğer bir projeye imza attı. Kültür ve tarihe duyarlılığını, markasına yaraşır bir şekilde göstereceğini duyurdu. Ve ‘NTV kültür mirasına sahip çıkıyor’ başlıklı kampanyayı böyle başlattı.
“Anadolu’nun dört bir yanında kaçak, izinsiz yapılaşma, çarpık kentleşme, define arama ve soygun amaçlı kültür mirasına yönelik talan ve tahribatı bize ihbar edin, sahip çıkalım” diyerek manifestosunu internet sitesinde yayınladı.

Haberin Devamı

Ya Hasankeyf?
Manifesto, aslına uygun yapılmayan restorasyonlar, insan ya da doğa tahribatına uğramış ‘kültürel SİT alanı’ olarak tanımlanmamış, ama tarihi niteliği olan bölgelere dikkat çekmeye çağırıyor bizi.
Çevremizdeki tarihi doku ve kültürel özelliği bulunan yapılara karşı saldırılarla ilgili maillerin Kültür Bakanlığı’na iletileceği de not düşülmüş. Aman ne güzel.
Merak ediyorum... Anadolu’nun kültür mirasına sahip çıkan NTV, Hasankeyf’te yapılması planlanan Ilısu Barajı hakkında ne diyecek? Yoksa, “Orası kültürel SİT alanı” veya “Talan ve soygun değil, baraj” diye mi savunacaklar yapılanı?
NTV, ‘kültürel mirası koruyoruz’ hareketine geçmeden önce, keşke biraz daha akılcı davransaydı. Ne de olsa Hasankeyf, değil Türkiye’nin, dünyanın en değerli kültürel alanlarından. UNESCO listesine alınması bile söz konusu. Ne de olsa geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanıyor ve 300’den fazla arkeolojik alana sahip. Ancak baraj, hepsini suya gömecek.

Rica ve ihbar
Sadece ‘çanak çömlek’ de değil. Baraj, Dicle Vadisi’nde yaşayan insan ve hayvanların hayatını da tehdit edecek. Doğal nehir yatağı talan olunca, Hasankeyf’in doğa ve kültür mirası yok olacak. Yabancı yatırımcılar projeden geri çekilmişken Garanti Bankası ve Akbank, projenin finansmanını sağlamaktan geri adım atmadı. Çevre Bakanlığı, barajlar krallığını zaten ilan etmiş durumda...
O zaman rica ediyorum: Kültürel mirasa gerçekten sahip çıkmak istiyorsanız, önce Hasankeyf’ten başlayın. Sonra ister define avcılarıyla uğraşın, ister çatlak duvarlarla.

SALYANGOZUN HiKAYESi

* Sinek Sekiz Yayınevi, güzel bir iş yaptı ve ‘Slow Food Devrimi-Yeni bir yemek ve yaşam kültürü’nin Türkçesini yayımladı.
* Son zamanlarda sık sık kullanılan ‘slow food’un ne olduğunu, hikayesinin nasıl geliştiğini anlatan kişi, Carlo Petrini. Yani 1986’da bizzat bu hareketi başlatıp, dünyanın dört bir yanına yayan Petrini.
* Slow Food hareketinin sembolü salyangoz, çünkü sürekli yiyerek yavaş, temkinli ama kararlılıkla ilerliyor. Dahası cüssesinden beklenmeyen mesafeler aşıp iz bırakır. 100 bin üyeli ‘Slow Food’çular bugün önemli bir gastronomi hareketi.

YOK ARTIK!

* İstanbul Akvaryumu’nun açılışında izdiham oldu. Flaşlı fotoğraf çekimi yüzünden 70 bin balık telef oldu. Bazı ziyaretçiler de para ve pet şişe atmış. Dua edin o balıkları yakalayıp mangal da yapabilirlerdi, ne de olsa denizde balık bitti.
* Harakiri dergisi, Muzır Kurulu’nun “Evlilik dışı ilişkiyi özendiriyor” ve “Tembelliğe özendiriyor” gibi muhteşem yorumları sayesinde para cezası ve poşete girme uyarısı aldı. Harakiri ekibi, dergiyi kapatacaklarını açıkladı. Peki Muzır Kurulu kimlerden oluşur, bir Allah’ın kulu merak etmiyor mu?

Haberin Devamı