25.08.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Efendim, 9 Ağustos benim doğum günüm. Havalı partiler düzenlemek pek işime gelmez. Bir de çevrem o kadar kalabalık ki! Birini çağırsanız, diğerini es geçmek zorundasınız filan... Dargınlık yaşanacak. Hadi bundan geçtik, kalabalık dost çevremde herkes farklı karakterde. Parti düzenlerim, birbirleriyle uyum sağlayamayabilirler... O yüzden doğum günlerimi genellikle evimde geçiririm. Çoğu kez de tek başıma. Bu yıl da öyle oldu. Can dostum İzzet Çapa ve sırdaşım İsmail Akkaya'yı soruyorsanız; İzzet o gece hastaydı, İsmail ise çoktan İbrahim Tatlıses'i dinlemek için Bodrum'un yolunu tutmuştu. Ben de yeni yaşıma namaz kılıp dua okuyarak girdim. Bahçemde kadeh bile kaldırmadım kendime. Zaten bir gece önce acayip azmıştık. Nerede mi? Q Boat Barbarossa'da. Q Boat, Çırağan'daki Q Jazz Bar'ın teknesi. F&F Halkla İlişkiler'in patroniçesi Feza Fırat ve Azizoğlu Halkla İlişkiler'in güzel sahibesi Ayşe Azizoğlu bana sürpriz bir parti hazırlamışlardı o teknede. Sevgili Yazgülü Aldoğan o geceyi cumartesi günkü köşesinde yazdı, biliyorsunuz. O gece Q Boat Barbarossa'nın tadına doyamayınca ikinci kez yakın dostlarımı alıp bir daha, büyük hevesle gittim. Keisa Brown ve Zen'i bir kez daha sahnede izlemek için can atıyordum. Çünkü o partide bizim grubu yıkıp geçmişlerdi. Zen'i Kanal D'de yayınlanan, Hande Ataizi ve 'özgür çocuk' Yiğit Özşener'in rol aldığı 'Estağfurullah Yokuşu'ndan tanırsınız. Hani orada Ülfet'i canlandıran esmer güzeli. Aslında Zen'i 2 sene önce sevgili Emel Müftüoğlu bana tanıtmıştı. Müthiş bir gırtlağı var. O zamanlar bir albüm çıkarıyordu, sanırım şansı yaver gitmedi. Şimdilerde yeni hazırlık içindeymiş. Neyse, yine uzun atlamaya başladım. Q Boat'taki ikinci gecem de çok keyifliydi. Tekneden pek haz etmediğim halde hoşuma gitti. Ama tekne de tekne mübarek! İçinde en az 6 tuvalet vardı, hepsi de pırıl pırıldı. Açık büfe harikaydı yine. Emin Bayram hazırlamış her zamanki gibi ana yemekte tavuk, et, balık vardı. Mezeler; her türlü peynir çeşidi, zeytinyağlılar... Tatlı köşesini ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Konukların yarısı yabancıydı. Hepsi kibar, şık ve müzikten anlayan insanlardı. Müzik, yemekten sonra başlıyor. Keisa Brown'daki o enerji ne öyle! 'Sexy Mama' lakaplı Keisa gece boyunca kiminin kucağına oturdu, kiminin masasına. Gitarda Tony Jones, davulda Berke Özyunus, piyanoda Kent Mete eşlik ediyor. Bir de dansçılar var; Ebru ve Vildan. Keisa, bu kış sezonu için Q Jazz Bar ve Club için 'Cabaret Las Vegas Show' adlı bir şov hazırlıyor. Bu şovda Amerika'dan gelecek özel dansçılar da yer alacak. Keisa'dan sonra sahne alan Zen'i de mutlaka izlemelisiniz. Birileri bu kızı keşfetmeli. Sahnede tam bir showgirl. Üstelik sesi de fiziği de çok güzel. Tek kusuru, biraz kilolu olması. Söylediği Rumca, İspanyolca, Türkçe şarkılarla ortalığı yıkıp geçiyor. Dans ediyor, isteklere cevap veriyor. Bu arada geminin kaptanı, aynı zamanda da sahibi. O da çok sempatik biri. E Mehmet Ali Açılmış ve güzel karısı Esen bu işi zaten iyi biliyorlar. O nedenle kıskananlar çatlasın. Q Jazz Bar'da salı, perşembe ve cumartesi geceleri Keisa Brown-Zen, çarşamba, cuma geceleri ünlü tenor Ferhat Göçer ve Grup Metropol, pazartesi geceleri de İlham Gencer sahne alıyor. Q Boat'ta da her pazar 11.00-19.0 arasında brunch, her cuma 20.30-24.00 arasında Jazz Cruise, her salı 20.30-23.00 saatleri arasında açık büfe ve canlı müzik eşliğinde Jazz Cruise, her salı da 20.30-23.30 arasında 'Bosphorus Delight' gecesi var. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 236 21 21. Q Boat'tan çıktığımızda hızımızı alamayıp Zen'in çalıştığı ikinci yer olan DejaWoo'ya gittik. Bu gece kulübünün sahibi Cem Pişkin oradaydı ama Sibel Boronkay'ı göremedim. Ambians güzeldi. Sevgili Sabi Totah ve 2 yıldır birlikte olduğu güzel sevgilisi Sevcan ile dostları da oradaydı. Gece bittiğinde saat 04.00'dü. Zen yoğun olduğu için, çarşamba ve cuma geceleri DejaWoo'da şimdi Şimal sahne alıyor. Telefon numarası (0212) 358 05 60.
Canım uzun süredir kebap yemek istiyordu. Las Vegas'daki MCM'in casinosunda müdür olarak görev yapan sevgili Volkan Berksoy tatile gelince ve onun da canı kebap isteyince soluğu Reina'daki Köşebaşı'nda aldık. Aprido Mayoları ve Sezar Otelleri'nin sahibi sevgili ağabeyim Ergun Berksoy ve uluslararası koreograf Uğurkan Erez ile birlikte, çok keyifli bir yemek yedik. Siparişleri, müdür sevgili Rıza Akkaş ve en mütevazı patronlardan olan sevgili Ali Akkaş'a bıraktım. Lahmacun, çiğ köfte, haşlanmış içli köfte, haydari, pastırmalı ve tereyağlı sıcak humus ön yemek olarak geldi. Ardından da çöp ve terbiyeli şiş, tarsusi, kaburga, pirzola, kanat derken... Biz çöktük. Ama dolu midemiz, dondurmalı künefeyi de götürmemizi engellemedi. Maşallah, Köşebaşı çift vardiya çalışıyor. Allah daha iyi etsin. Ali ve ekibi bu işi iyi tutturdu. Volkan, Reina'ya hayran kaldı. Dünyanın pek çok yerini gezdiği halde İstanbul gibi bir şehrin olmadığını söyledi, bence de öyle. Köşebaşı'nın telefon numarası (0212) 258 06 83. Yemekten sonra, Volkan'ı gezdiriyoruz ya, hep birlikte Laila'ya geçtik. Tıklım tıklımdı. Sabi Totah ile Şenay Çelik'in işlettiği Copa Bar'a zor attık kendimizi. O gecenin bir özelliği de toplanacak olan hasılatın Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı'na bağışlanacak olmasıydı. Bu organizasyonu düzenleyen Laila'nın büyük patronu Şefik Öztek'i alnından öpüyor, Laila'da yeri olan tüm mekan sahiplerini de alkışlıyorum. Tabii vakfın başkanı ve POSTA Gazetesi yazarı olan sevgili arkadaşım Yavuz Kocaömer'i de kutluyorum. Ben de bir türkücü aleyhine açtığım davadan kazandığım parayı da buraya bağışlamıştım. Neyse, Laila bu işi hep yapıyor zaten. İki yıl önce de yapmıştı. Marmara Depremi'nin ikinci yıldönümüne denk gelen 17 Ağustos'dan bir gün sonra gece düzenlenmiş, o gecelik hasılat depremzedelere bağışlanmıştı. Copa'da Sabi ve sevgilisi Sevcan ile lafladık. Buranın müdürü Orhan Aşçı'yı yıllardır tanırım, her zaman işini bilir. Barmen Mete Ak, barmaid Saliha Çelik, sağolsunlar o kalabalıkta servisi aksatmadılar. Sezai Soysal, Hikmet Genç, Hamdi Dalyan, Birsoy Yıldırım, Murat Uzun'dan oluşan ekip çok çalışkan. Copa yine çok kalabalıktı. Avukat Ömer Durak, Ragıp Dönmez, İpek Tanrıyar, Ozan Kaçmaz, Seçkin Piriler, Deniz Akkaya, Hande Bermek-Murat Başoğlu çifti, sevgili meslektaşım Şengül Balıksırtı, Prof. Dr. Nazım Durak, Beyhan-Adil Benardete, Binnur-Selim Gazioğlu, Beyza-Ahmet Ağaoğlu, Serdar Bilgili... Tura çıktığımız için fazla kalamadık. Ama Laila'da Copa zevki, gerçekten başka. Bir kere Sabi Totah ve Şenay Çelik'in sohbetleri, sıcaklığı insana pozitif enerji veriyor.
'Muhteşem İkili' Nükhet Duru ve Cenk Eren, hafta sonlarında Bodrum ile Çeşme arasında adeta mekik dokuyorlar. Bu yoğun trafikten fırsat bulduklarında da hafta içinde kendilerini İstanbul'a atıyorlar. Bir gün canımız balık yemek istedi. Farklı bir yer ararken, epeydir methini işittiğimiz Arnavutköy'deki Fishmekan balıkçısında aldık soluğu. Patronların ikisi tanıdık; Hakan Özkaykı ve Hadi Yöney. Sevgili Hakan Özkaykı yıllardır eğlence yaşamının içinde. Hadi Yöney ise mimarlığının yanı sıra bu işleri de çok iyi biliyor ve uzun süredir Hakan'la birlikte. Bir de Çetin Kırışgil var. 4 aylık mekan, iki katlı, çok şık ve ferah. Ben alt katta oturmayı tercih ettim. Denize sıfır ya. Gerçi deniz biraz pisti ama ona da razıyım. Mutfak, masalar pırıl pırıl. Servis, ufak tefek aksamaların dışında kusursuz. Hakan her zamanki sempatikliği ile işin başında. Dekorasyonu Hadi yapmış. İlk gelişimizdi ya, siparişi Hakan ile Hadi'ye bıraktık. Önce Akdeniz otlarından güzel bir salata, ardından da fava, mücver, yalancı dolma, mıhlama, Ermeni pilakisi, deniz börülcesi, köz patlıcan, brokoli yatağında çipura geldi. Sıcağa yer kalmadı anlayacağınız ama birer parça levrek yedik. Bir de çikolatalı sufle. Hepsi çok başarılıydı Allah için. Bir balıkçımız daha olduğu için sevindim. Fishmekan balıkçısının telefon numarası (0212) 358 51 58. Nükhet ve Cenk yemeğin ardından evlerinde dinlenmeye çekildiler. E aramızda o kadar yaş farkı var tabii. Şaka, şaka. Ama gerçekten de tempoma yetişemediler. Yine birkaç kapının ipini çektim de. Ortaköy'deki Kethuda'ya uğradım. Biraz şanssız bir mekan. Aslında çok güzel bir yer. Şaka değil; dünyaca ünlü Türk mimarı Mimar Sinan imzalı, 5 asırlık Ortaköy Hamamı burası. Restoran ve bar olarak hizmet veriyor. Mönü, Akdeniz ağırlıklı. Öğle servisi de var. Hafta sonları cuma-cumartesi Burak Uçkun çalışıyor. Ben bu ismi 'Asmalı Konak'ın Dicle'si İpek Tuzcuoğlu'ndan duymuştum. Çok eğlendiriyormuş. Ama dinlemek kısmet olmadı. Kethuda'nın telefon numarası (0212) 327 41 52. O gece finali Taksim'deki Pera Palas'ın karşısında olan Akademi 14'de yaptım. Hani şu eski Cahide Meyhanesi'nin üst katındaki marjinal gece kulübünde. İğne atsanız yere düşmezdi. Dikkatimi çekti; marjinal tiplerin yanı sıra karı-koca da vardı. El ele tutuşmuşlar, bir güzel eğleniyorlardı. Bazı iş adamları, iş kadınları, sahne, sinema ve podyum dünyasının önemli isimleri oradaydı. DJ Özhan Özal öyle bir müzik yapıyor ki, ben bile dans ettim. Can dostum İzzet Çapa, buranın müdürü Tunç, Dodo, yazılarını keyifle okuduğum sevgili arkadaşım Deniz Arman ile sohbet ettik. Akademi 14 bugünlerde meşhur partileriyle de dillerde. Geçtiğimiz hafta beach parti yapmışlar. Bu akşam da 'hamam gecesi'. Çalışanlar peştemal ile servis yapacak. Ortaya kurnalar konulacak, tellak ve masör kılığına giren dansçılar geceyi şenlendirecek. Bir başka eğlenceli gece ise 22 Ağustos'ta, Beyoğlu'nun sevilen mekanlarından Şarabi'de düzenlenecek; Latin Gecesi. Müzik, dans ve eğlencenin iç içe olacağı gece için Şarabi iki seçenek hazırlamış. Birinci seçenek limitsiz Şarabi sofra şarabı ve peynir tabağından oluşuyor, kişi başı 30 milyon lira. İkinci seçenekte ise alakart mönü var. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 244 46 09. 'Asmalı Konak'ın Amerika'da çekilen filmiyle ilgili olarak bir yığın spekülasyon yapıldı. ANS'nin patronu ve filmin yönetmeni olan sevgili Abdullah Oğuz, Amerika'dan döndü. Filmin 'kesin son' olmadığına dair iddialara gülmekle yetiniyor. Dizinin devam edip etmeyeceği kesinlik kazanmadı. Oyunculardan son dönen, Nurgül Yeşilçay oldu. Yeşilçay, İzmir'de, ablasının yanındaymış. Çünkü senaryo gereği kazıttırdığı saçlarıyla ortaya çıkmak istememiş. Aynı nedenle gelen pek çok teklifi de geri çeviriyormuş. Eylülde çekilecek Pastel reklamlarında da perukla rol alacakmış. Aslında Nurgül o güzelim saçlarını kestirmeye yanaşmamış ama Abdullah Oğuz ısrar edince mecbur kalmış. Efendim, sevgili dostum ve modanın duayenlerinden Yıldırım Mayruk'a nazar değdi. Yıldırım bir haftadır evinde yatıyor. Vücut direncini yitirmiş, enfeksiyon kapmış. Hafta sonu da mide kanaması geçirince ortağı Barbaros Şansal apar topar Yıldırım'ı hastaneye götürmüş. Doktorlar kesin istirahat önermiş. Tabii tüm işler Barbo'nun üzerine kalmış. Neyse ki Yıldırım alt yapıyı hazırlamış. Evet efendim, bugünlük de bu kadar. Sağlıcakla kalın.
Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr
MAGAZİN
Türk magazinine felsefe 'bulaştı'
Kenan'a yeni rakip geliyor
Alişan 'aileyi' toplayacak!
Hande eve kapatıldı!
Ege âşığı Tina Turner
Defilede gülme krizine girdiler
Nurgül'ün milyarlık kaybı