HINCAL ABİ ÇELİŞKİSİ...

Bu ülkede aynı suçu defalarca işleyip, sanıkların adliyeden elini kolunu sallayarak çıkmasına olanak sağlayan yasa ve kararlara en fazla tepki gösteren isimdir Hıncal (Uluç) Abi. Ama Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin söz konusu olduğunda kendisiyle çelişiyor. Başka ölümle sonuçlanan trafik davalarından örnek verip, Çetin’in medya yüzünden tutuklu yargılandığını yazıp duruyor Hıncal Abi. Durum gerçekten öyle mi acaba?

Rüzgar Çetin’in tam 28 trafik suçu var. İki kez alkollü araç kullanırken yakalanmış, ehliyetine el konulmuş ve bu dönemde araba kullanırken yakalanmış. Ceza puanlarını doldurduğu için yine ehliyetine el konulmuş. Aşırı hız, tehlikeli şekilde şerit değiştirmek gibi başka suçlar da var listede.

11 kez kemer takmama cezasını hafif suç sayanlar oldu dava sürecinde. Oysa savunma avukatı, mahkemede Rüzgar Çetin’in çarptığı araçta ölen polis memuru için, “Kemer taksa ölmeyecekti” demişti. Rüzgar Çetin’in tutuklu yargılandığı davada yöneltilen trafik suçlamalarının tamamı sanığın daha önce de işlediği suçlar. Tek fark, bu davada taksirle ölüme sebebiyet verme suçlaması da var.

Mahkeme, ‘Bu adamı tutuksuz yargılarsak, aynı suçları tekrar işleyebilir ve başka masumların da canını tehlikeye atmış oluruz’ diye düşünmüş olamaz mı? Medyanın Sinan Çetin’den çok hoşlanmadığı konusunda Hıncal Abi haklı, ben de pek sempatik bulmam kendisini. Ancak oğlunu hapisten kurtarma çabasına da kızmam. Her baba, evladı neyle suçlanırsa suçlansın, çocuğunu hapisten çıkarmak ister. Buraya kadar olana da itirazım yok ama Rüzgar Çetin, mağdur edildi gibi bir sonuca da gönlüm asla razı gelmiyor.

İşini yapamaz hale getirmek

Size borcu olan bir sütçünün ineğine haciz koyarsanız ne olur? Adam bir daha para kazanamaz ve siz alacağınız ne olursa olsun, ancak açık artırmada satılacak bir inek parası kadar tahsilat yaparsınız. Peki size borçlu bir restoranın tüm mutfak, servis ekipmanlarıyla masa ve sandalyelerine haciz koyarsanız ne olur? Aslında haciz koyduktan sonra ne yapacağınızı belirler bu sorunun cevabını. Mesela malların mülkiyetine el koyabilir ama yediemin olarak mekanda bırakabilir ve oranın çalışması ve size olan borcunu ödemesine olanak sağlayabilirsiniz.

Seda Sayan’ın Şamdan olayında yapmadıklarından birisi de bu. Dükkan tahliye edildi diyoruz ama işin doğrusu şu: Ortada bir tahliye kararı yok, bunun yerine tüm eşyalarına haciz konup kaldırılmış ve iş yapamaz hale getirilmiş bir mekan var.

SEVİMSİZ İŞLER...

Asena Atalay, paragöz bir kadın olmadığını ispat etmek için durmadan konuşuyor, konuştukça da hata yapıyor. Caner ve Şükran Ovalı soruları geldiğinde. konu yargı sürecinde deyip geçmek yerine, durmadan cümle kurmak Asena’ya zarar veriyor.

Sinem Kobal ve Kenan İmirzalıoğlu’nun 18 Şubat’ta başlayan ve 5 Mart’ta bitecek tatilleri bir sürü yerde haber oldu. Ne güzel demek ki aralarında sorun yokmuş diye haberleri okuyunca, adam başı 11 bin TL olan tur masrafının da her yerde yazıldığını gördüm. 22 bin TL Türkiye’de çok büyük bir kesim için oldukça yüksek bir rakam. Bu parayı insanların gözüne sokmaya gerek yoktu.

Türk medyası her türlü cinsel saldırı haberini nedense erotik hikaye gibi yazıyor, ona göre başlık seçiyor. Ünlü olmayan insanların tecavüz haberlerinde uygulanan bu yöntem, Şenay Akay’ın davası haberinde de, “Altı erkek beni bir odaya kapatıp...” diye duyuruldu. El insaf arkadaş, suç haberi erotik hikaye gibi mi yazılır?

Angelina neden akrep yedi?

Kamboçya’dan Angelina Jolie ve çocuklarının, akrep başta olmak üzere çeşitli böcekleri yerken fotoğrafları geldi.

Herkes bu yemeğin film tanıtımı için yapıldığını zannetti ama değil. Dünya Sağlık Örgütü son üç yıldır, özellikle Afrika’da böcek yenmesini tavsiye ediyor. Yoksulluk nedeniyle protein alamayan insanları kurtarmak için akla en yatkın formülün bu olduğunu söylüyorlar. Görünen o ki, Angelina Jolie de bu kampanyaya destek vermek istemiş.

Yeni kimlik kartı krizi

Daha önce yazmıştım; insanlar randevu almadan gidiyor, nüfus müdürlükleri iş yapamaz hale geldi diye. Mesai saatleri yeniden düzenlendi. Artık daha fazla sayıda başvuru alınabiliyor ama kartların basım ve dağıtım hızı aynı. Kendi adıma söyleyeyim, başvurumun üzerinden yaklaşık üç hafta geçti, gelen giden yok. Neyse ki ÖSYM durumun farkına varmış ve yeni kimlik kartını bekleyenlere verilen geçici belgenin geçerlilik tarihini uzatmış. Yani YGS’ye girecek ve yeni kimlik kartlarını bekleyen öğrenciler, bir nebze olsun rahatlamıştır. Ancak şimdi bu kararın tüm sınav salonlarında uygulanmasını sağlamak ve resimsiz geçici kimliklerle sahtekarlık yapılmasının önüne geçmek gerekiyor. Yoksa alınan karar fayda değil zarar verecek hale gelir.