Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MERYEM UZERLİ  İŞ Mİ ARIYOR
Meryem Uzerli’nin Cannes Film Festivali açılışında giydiği kıyafet
çok konuşuldu ve tartışıldı.
Gündeme gelmek ve o sayede iş bulmak isteyenlerin çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz, bu açıdan tartışmaya şaşırmadım.
Ancak her olayda bir genelleme
yapmak da mümkün değil.
Uzerli bir dizide oynamıyor şu an ama işsiz de değil. Sosyal medya hesabına bakarsanız, dünyanın bir sürü yerinden iş aldığını görebilirsiniz. Daha önemlisi pek de bizim yıldızlar gibi yaşamıyor bu genç kadın.
Almanya’da metro başta olmak üzere toplu ulaşım kullandığı bir sürü paylaşımı var yine sosyal medya hesabında.
Kıyafet kısmına gelince, yok içinde ten rengi külot vardı vesaire, bir sürü şey söyleniyor.
Moda eleştirmeni değilim ancak
birçok kırmızı halı geçişi seyrettim ve genel havayı bilirim.
Gördüğünüz diğer kare de Bella Hadid’e ait, üç yıl önce, Cannes Film Festivali sırasında giydi bu kıyafeti ünlü model.
Adının tüm dünyada parladığı bir dönemdi, haliyle gündeme gelmek ve
o sayede iş bulmak gibi bir derdi yoktu.
Kıyafetler üzerinden zevk ya da zevksizlik tartışmasına evet ama genellemeler yapmaya, “İş bulmaya çalışıyor” yargılarına hayır!

Kenan Doğulu’nun yerinde olmak
Sevdiğiniz bir kadın var. Ve o kadının kalbinde de talihsiz bir kaza sonucu yarım kalmış bir aşk hikayesinin gölgesi... Yarım kalan aşk hikayeleriyle başa çıkmak çok zordur.
Taraflar yeniden birleşse, hikayeyi devam ettirse, zaman içerisinde yıpranabilir, yıpratabilir ve aslında eskisi gibi hissetmeyebilirler. Ancak Kenan Doğulu-Beren Saat evliliğinde böyle bir durumun olması imkansız, zira Efe Güray bir trafik kazası sonucu vefat etti.
Şarkıcı açısından baktığınızda, başa çıkılması zor bir durum ama diğer yanda düşünülmesi gerekenler de var.
Oyuncu, belki de çok mutlu hissetmediği için eski günleri ve Güray’ı özlüyor.
Bazı hassas durumlar vardır, saygı ve sessizlik gerektirir.
Saat ve Doğulu’nun hayatında da öyle bir dönem yaşanıyor şu an.
Her gördüğümüzde “Boşanacak mısınız?” diye sormaktan imtina etmemiz lazım...

‘O zaman kızına sahip çıksaydın’
Bir adam, bir kızın babasına söyledi bu lafı. Sokakta ya da bir kafede değil, bir mahkeme salonunda.
“Kızına sahip çıksaydın” denilen baba, kızını kaybetmiş bir baba, lafın söylendiği yer de olaya dair mahkemenin görüldüğü salon. Daha vahimi, lafı söyleyen de, babanın kızının ölümünden sorumlu olduğu gerekçesiyle yargılanan sanıklardan birisi.
Hayatımda daha utanmaz, daha pişkin, daha vicdansız ve daha aşağılık bir başka
cümle duymadım.
Mahkeme ne karar verir bilmem ama bu utanmazlık abidesi cümleden sonra kamu vicdanı kararını verdi:
Bu cümleyi kuran
bir adam her suçu işleyebilir...

‘Kral Şakir’ rüzgarı
Türk dizilerinin ihracatının gerilediği bir dönemde, Türk yapımı bir çizgi film, tüm Orta Doğu’ya açılmaya hazırlanıyor. Varol Yaşaroğlu’nun yaratığı ‘Kral Şakir’den bahsediyorum.
Şu ana kadar çıkan beş kitabının toplam satış rakamı milyonu geçti.
Tiyatro oyunu dolup taşıyor. Eylülde vizyona girecek ikinci sinema filmi, yine bir sürü salonda gösterimde olacak. Durduk yere gelen bir başarı değil aslında bu. Yaşaroğlu’nun kendi çocukluğunda ‘Pembe Panter’ izlerken kurduğu bir hayalin gerçeğe dönüşmüş hali. Severek yaptığı bir işten para kazandığı için, “Kendimi sürekli izinde hissediyorum” diyor ama başardığı büyük bir iş. Orta Doğu’da çocukları yakalayan bir çizgi film serisi, 20 yıl sonra Türkiye’ye siyasi bir avantaj haline gelir. Abartmıyorum, hepimiz çocukluğumuzda en çok sevdiğimiz çizgi filmleri hatırlar, yaşımız kaç olursa olsun, gördüğümüz zaman seyrederiz.
Yani çocuklar için olduğunu düşündüğümüz Disneyland’ler aslında anne ve babalara da hitap eder,
o yüzden hep doludur.

Polis gözüyle, Deniz Seki
gözüyle...

Bazı ünlü isimlerin uyuşturucu
davası sonuçlandı.
Yerel mahkemenin verdiği ağır cezalar, üst mahkemede hafifledi, beş yıl ertelemeli, 10’ar ay hapis cezası verildi sanıklara. İddianameyi kaç kişi gördü bilmiyorum ama set ortamında uyuşturucu partisi dahil, oldukça ağır suçlamalar vardı. Kararı ilk duyduğumda, ‘Operasyonu yapan polisler acaba ne hissetmişlerdir?’ diye düşündüm.
Ardından Deniz Seki geldi aklıma...
Tek başına yaşadığı bir vakada, Türkiye’deki en ağır cezayı alan ünlü oldu.
Vatandaş gözüyle bakınca, insan
anlamakta güçlük çekiyor...