Cadde Show'un da yemeğin de zirvedeki adı; Cahide Cabaret

Show'un da yemeğin de zirvedeki adı; Cahide Cabaret

06.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Showun da yemeğin de zirvedeki adı; Cahide Cabaret

soru sorarsa o sırada rezervasyon yaptığınız masanıza kalabalıktan birilerini oturmuş görebilirsiniz. Şaka şaka. Rose o ışıltılı, taşlı, pırıltılı görüntüsünü aynen Cahide'ye de uygulamış. Kristaller, danteller, barok koltuklar, Hong Hong'da iki ayda bitirilen 15 bin taşlı dev kristal avize, siyah kadifelerden kapitone yapılmış localar, sahnenin iki yanında yer alan piyano barlar ilk gözüme çarpan değişiklikler. Sonunda tepeden tırnağa yenilenen ve adı Cahide Cabaret olan can dostum İzzet Çapa'nın Maçka Parkı'ndaki muhteşem yerine gittim. Aslında bir gece yarısı şöyle bir uğramıştım. Bu kez erkenden gidip masama kuruldum. Yanımda diş doktorum Dentan'ın patronu Tankut Gürsoy, yine diş doktoru eşi Gül, avukatım Ersan Taştekin ve eşi Burcu vardı. Cahide şovları ve muhteşem mutfağı ile o gece bizi şaşırttı. Dekorasyonu Çapa Group'un CEO'su Murat Özalp, İzzet'in sağ kolu Rose Kar yapmışlar. Yine İzzet'in 20 yıldır dostu ve danışmanı olan Ergun Yıldız ise sahneyi uçurmuş. Tabii Burak, Barış, Mustafa, Gazi-Bilal Ateş kardeşler Cahide Cabaret'in başarısındaki bana göre önemli imzalar. Dilerseniz Cahide Cabaret'e birlikte girelim ve geceyi yaşayalım; Kırmızı yatak odasından içeriye girdiğinizde Deniz'i makyaj tazelerken ya da yatağına uzanmış kitap okurken görürseniz şaşmayın. Aldırmayın ve dalın. Her an sizi yakalayıp sürekli Kalabalıksanız ve özel bir kutlamanız varsa o zaman VIP odayı öneririm. Atla deve değil. Sadece rezervasyonda zorluk çekebilirsiniz. Çünkü bir ay öncesinden dolu. Odadaki şöminenin ateşine karşı içkinizi yudumlarken, bir yandan da Türkiye'de bir ilk olan, teknolojik görselliğin kullanıldığı ve can dostum İzzet'e hayli pahalıya mal olan Mona Lisa tablosunun içinden geçebilirsiniz. Bastığınız zeminde su damlacıkları dağılırken dikkat edin, düşmeyin. Sahnedeki dev perdede bütün gece yanan mumların ışığında arka planda şov ekibinin nasıl hazırlandığını VIP odadan röntgen edebilirsiniz. VIP odada özel gece Gelelim gecenin diğer esprilerine. Sakın masanızda 'Burada mönü yok' yazısına aldırmayın. Çünkü Cahide Cabaret'nin müthiş ekibi sizin isteklerinize falcı ya da medyum gibi cevap veriyor. 'Tefe Tüfe-Kuru Fasulye', 'Kötü kadın mantısı', Türkiye'de ilk kez döner ile risotto kompinasyonu, kalın platformlu Sezen Aksu'nun ayakkabılarına benzer kocaman ayakkabı içinde sunulan 'Ajan Propagatör-İki kadın göğsüne benzeyen krem brulee' gibi tatlı çeşitleri sizi şaşırtmaya devam ediyor. Yemek öncesi muhteşem kokteyllerden tatmak isterseniz önerilerim; Porn Star, Lolipop Martini. Mönüye dikkattt! Dünyanın her köşesinden pek çok ünlü yine Cahide'de. Geçen kış olduğu gibi bu kış da Grace Black alkışı topluyor. Ben bayıldım. Ardından Hala'nın 'Hula Hop' çevirmesi o şişman haliyle. Metin, Cengizhan, Şilan, Hala, Nihat, Drag Queen ekibi fırtınalar estiriyor. 'In Absoult World'un Türkiye'deki ilk ayağı olan Cahide'de 'Live Statue-Pandomim, hareketsiz heykeller' büyük ilgi görüyor. Cahide'nin yıldızlarından Jeyan ve Ali Kemal'in 'Quik Change-Hızlı değişim' şovu da bir harika. Yine Jeyan'ın Pink Floyd'un klasikleşmiş şarkısı The Wall, trampetlerle çıkan dans grubunun eşliğinde yaptığı şov da ayrı keyif. Nihat'ın sunumu, şarkıları, ilk açılış Liza Minelli şov, ellerinde müzik aletlerini çalan ekip, şemsiyelerle bir perdenin arkasından dans ederek çıkan kızlar, Müjde Ar'ın esprisinden yola çıkarak konuklara dağıtılan 'Bedri Gazozları'. Denizkızı kostümü içinde Metin, Deniz ve Şıla'nın dansları büyülüyor. Nükhet Duru ve Cenk Eren Muhteşem İkili'den Alaturka Show pazartesi gecelerinin en renkli eğlencesi, kaçmaz... Yine dünyanın en ünlü modellerinden olan, Madonna'nın en yakın arkadaşı Amanda Lepore, İstanbul seyahati sırasında 15 Kasım'da Cahide Cabaret'de. David La Chapelle'in bir numaralı modeli olan, Armani Jeans, Swatch ve Dolce &Gabbana'nın da mankenliğini yapan Amanda 3 saat boyunca Cahide'de olacak. Amanda hem şarkı söyleyip show yapacak hem de kulüpte eğlenecek. Bu arada Ergun, Cahide Cabaret'nin web sitesini kurmuş, siteyi altın örümcek ödüllü firma Paternika yapmıştır. İlgilenenler için: www.cahidecabaret.com. Tel: (0212) 219 65 30 ve 31. Ve show başlıyorrr... Şaşırdınız değil mi? Başlığa bakıp. Allah kimseyi düşürmesin tabii. Bunu yazarken de aklıma sevgili Tuğba Özay geldi. Neyse sadede geleyim. Alfa Yayınları'nın patronlarından sevgili Vedat Bayrak, güzel eşi İkbal ile uzun süredir görüşememiştik. Üçüncü kitabın da hazırlıklarında olduğumuz için biraraya gelelim istedik. Vedat benim ilk kez gördüğüm Sultanahmet'de Four Seasons Hotel'in restoranını seçmiş. Bayıldım. Bir de restoranın Müdür Yardımcısı Pınar Gülen, soyadı gibi zarif biri. İlker Kaçan ile bizi bir güzel dolaştırdılar, hayran kaldım. Bugüne değin gezmemişseniz büyük kayıp, yemek olmasa bile çaya gidin. Hele yazın teras keyfi harika. Burası İstanbul'da çağdaş anlamda yapılmış ilk hapishane binası. Bu yıl da Four Seasons Hotel, dünyanın en iyi otelleri arasında. Tabii gurur duydum. Dış cephede yoğun olarak kullanılan ve Kütahyalı Hafız Mehmet Emin'e ait olan çinilere hayran kaldım. 1994 yılında, binayı deluxe bir otele dönüştürmüşler. Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun iznine göre dış cephe aslına sadık kalınarak, olduğu gibi korunmuş. Binanın içi ise deluxe bir otelin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde modernize edilerek yenilenmiş. Restorasyon sırasında binanın kimliğinin ve ana karakterinin korunmasına büyük önem verilmiş. 1996 yılında restorasyon projesinin tamamlanmasıyla, bina 65 odalı butik bir otel olarak hizmete açıldı. Dünyanın önde gelen deluxe oteller zinciri Four Seasons Hotel İstanbul, açıldığı günden beri devamlı olarak, Conde Nast Traveler, Travel+Leisure, Andrew Harper's Hideway Report Ve Zagat Guide gibi sayılı seyahat dergileri tarafından ödüllendirilmiş. Tarihinize saygı duyuyorsanız, çoluk, çocuk bir pazar Four Season Hotel'e kahvaltıya ya da çaya gidin. Bence değer. Yemeklere değinmedim. Çünkü yediğimiz her şey muhteşemdi. Tel: (0212) 638 82 00 Cezaevi'nde keyifli bir yemek.... İpek Tuzcuoğlu yazarlığa iyi alıştı. Şu günlerde Mahir Günşiray, Emre Karayel, Şahnaz Çakıralp ve Mehmet Uz ile atv ekranlarında yayınlanacak olan 'Mahşer' adlı dizide oynayan İpek Tuzcuoğlu ikinci kitap müjdesini verdi. Kısmetse Kadınlar gününde ikici kitap... 8 Mart'ta Dünya Kadınlar Günü'nde gençlik, estetiksiz güzellik, aç kalmadan formunu koruma gibi kendi özel sırlarını okuyucularla paylaşacak olan Tuzcuoğluçok heyecanlı. cnbs-e ekranlarında 24 adlı dizinin versiyonu olarak atv ekranlarında yayınlanacak olan 'Mahşer' dizisi ile de artık şeytanın bacağını kıracağına inanan İpek, "Asmalı Konak'ın ardından istediğim bir proje olmadı ve hatalı rollerde oynadığımı kabul ediyorum. Ama sanırım artık bu son bulacak" dedi.... ...Karanlıkta konuşulanlar...... Size bu anlatacaklarım karşısında öncelikle söyleyeyim 'şok' yaşadım ve bir o kadar da üzüldüm. Çünkü sinemanın, tv dünyasının ve de sahnelerin pek çok ünlü isminin böyle bir illetin pençesinde olmasını yadırgadığım gibi lanet de ettim. Dizileri ve filmleriyle hayli ünlü bir yönetmen öncelikle sigarasını içine sardığı kendine göre keyif verici bir ot ile başlamış. Ardından da sentetik haplarla devam etmiş. Ama sonunda alışkanlık haline gelmiş. Çok istemesine rağmen kendini bu illetten kurtaramamış. Bu arada hayatına yine dizi ve sinema filmlerinin güzel mi güzel bir ünlü ismi girmiş. Genç ve güzel kadın hayatı boyunca içki ve sigara bile içmezken gel zaman git zaman otla giriş yaptığı uyuşturucu dünyasında şimdilerle sentetik hapla devam ediyormuş. Durun bitmedi. Bu yönetmen ve oyuncu sevgilisi zaman zaman evde partiler düzenleyip rol arkadaşlarını, dizilerde görevli zavallı set işçilerini bu partilere davet edip onları da kendi çirkin ve acımasız dünyalarına sokuyorlarmış. Şimdilerde bir uyuşturucu kardeşliği başlamış. Aralarında ünlü tiyatro oyuncuları, yönetmenler, yapımcılar varmış. Üstelik bu uyuşturucu kardeşliği öyle bir hale gelmiş ki; aralarındaki yapımcı ve yönetmenler kendilerine yakın olan isimlere iş vermeğe başlamış. İşin kolayını da bu arada bulmuşlar. Özel bir kliniğe iki ayda bir gidip kanlarını temizletip, 7-8 şişe serum yiyip hayatlarına devam ediyorlarmış. Bana güvendiğim birinden gelen mailde aynen bunlar yazıyordu. Ne diyeyim Allah ıslah etsin... sdudek@posta.com.tr Uyuşturucu kardeşliği