CaddeSıkılınca estetik

Sıkılınca estetik

19.05.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sıkılınca estetik

Sıkılınca estetik


Ruhsar'ın anne, babasını kaybetmiş çocuklar açısından önemli olduğunu düşünüyorum. İzmit depreminde annesini kaybeden bir çocuk, elinde fotoğrafla yanıma geldi. 'Ruhsar Abla bu annem. Öte tarafta onu hiç gördün mü?' dedi


Hande Ataizi için bu yaz oldukça hareketli geçecek. Önce yeni sinema filmi için kamera karşısına geçecek ardından ilk albümü için stüdyoya girecek. Ataizi ile bu yoğun tempoya girmeden önce, bir dönem ev olarak kullandığı Swissotel'in bahçesinde buluşup konuştuk. Her zaman olduğu gibi yine anlatacak çok şeyi vardı...
Yeni filmin için 15 gün sonra Güneydoğu'ya gidiyorsun.
Bu ilk gidişin mi?
Ne yazık ki bu ilk gidişim. Ne acıdır ki, bu ülkede yaşıyoruz ama tatil deyince aklımıza hemen deniz kenarı geliyor. Bu film olmasaydı belki daha uzun yıllar görmeyecektim Güneydoğu'yu. Ömer Kavur’un bütün filmlerini izledim ama onun filminde oynamak benim için hayaldi. O dönemki erkek arkadaşım bana, 'Sen hem Türkiye'de hem de Avrupa'da büyük ödüller alıp çok ünlü bir oyuncu olacaksın' demişti. Türkiye'de ödül aldım. Umarım bu filmle de Avrupa'da ödül alırım.

Koşu bandında dua ederim

Ruhsar cennette yaşıyor. Sen ölünce nereye gideceksin hiç düşündün mü?
Bence öbür dünyayı hepimiz keyifli algılamalıyız. Ne olacak diye düşünmeden. Hepimiz öte tarafta ne olduğunu göreceğiz. Ben bütün dinlere saygı duyuyorum. Bana göre, inançsız yaşam, boş bir yaşamdır. Bu düşüncede olan kişilerle daha kolay anlaşıyorum. Ama dini tamamen Allah'la kendim arasında bir şey olarak görüyorum. Duvarları yıkalım denilse de cami, kilise, havra beni çok etkiliyor. Gidip oralarda dua ederim. Ben koşu bandında bile dua ederim. Çok sayıda duayı ezbere ve Türkçe anlamlarıyla bilirim. 4444 duasını bile bilirim.

Çocuklar da merak ediyor mu cenneti?
Ruhsar'ın özellikle anne babasını kaybetmiş çocuklar açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü öbür tarafın kötü olmadığını gösteriyor. Bununla ilgili çok üzücü bir anım vardır. Annesini İzmit'te deprem sırasında kaybetmiş bir çocuk bir gün elinde bir fotoğrafla yanıma geldi ve, "Ruhsar abla bu fotoğraftaki annem, bir bak bakalım öte tarafta onu hiç gördün mü? Hiç karşılaştınız mı sana bir şey söyledi mi?" dedi. Bu benim hayatta karşılaştığım en zor soruydu.

Hırs ve karizma bir arada

Geçmişteki sade yaşamını özlediğin oluyor mu?
Asla özlemiyorum. O zaman önemsenmiyordum. Sibel Can'la dizide oynuyorduk. Konservatuvar öğrencisiyim, iyi oynadığımı söylüyorlar. Ama gidip herkes Sibel Can'la röportaj yapıyor. Ben çok üzülüyordum, hırs yapmıştım bunu, ağlıyordum üzüntümden. Bir kadın ve bir oyuncu olarak hırs yapıyordum. Kıskançlık değil bu. Başarıdan mutlu oluyorum ben. Beni başarı tatmin ediyor. Farklı karakterlerde kendimden bir parça bulmak hoşuma gidiyor.
Cem Davran da senin için, "İçinde iki tane Hande var. Biri o fotoğrafları çektiriyor" demişti.
Bunun için diyorsa sadece, yanlış. Benim içimde iki değil dokuz tane Hande var. Ama fotoğraf çektirmek kötü bir şey değil. Bir dönem yanlış yaptım. 1.5 yıldır öyle göğsümü açıkta bırakan fotoğraf çektirmedim. At üstündeki fotoğraflarım güzeldi ama şimdi yapmam. Eski fotoğraflarımın kullanılmasını engelleyemiyorum.

Hande’nin penceresi

Bu yaz hangi cama çıkacaksın?
Zaman zaman kötü depresif anlarım oluyor herkes gibi. Her şey çok ağır geliyor. Şaziye'deki olay da öyle bir şeydi. O kadar üstüme gelindi ki, olaydan sonra ben bile inanamaz oldum o pencereye çıktığıma. Gidip baktım. Benden sonra herkes denemiş, o pencere "Hande'nin penceresi" olarak meşhur oldu. Müdürü de birinin sakatlanmasından korktuğu için pencereye demir yaptırdı. O güne kadar kaçıp yakalanmamıştım. Kaçmalarım başarılıydı. Damdan dama bile atladım. Bir seferinde trafik kazası geçiriyordum.

Güzel olanı severim

Gündemde estetik ameliyat var mı?
Vallahi ben genelde sıkılınca estetik yaptırırım. Gerçi bu iyi bir şey değil. Şu an keyfim yerinde, o yüzden düşünmüyorum. Dört defa burnumdan bir kez göğüslerimden yaptırdım. Herkes sıkılınca bir şey yapar saçını boyar, kestirir. Ben de bunu yapıyorum. İlerde yüzüm sarkarsa, yağlarım olursa, bunlar için de yaptırırım. Ben, güzel olan her şeyi seviyorum. Daha iyisi olabiliyorsa yapılması taraftarıyım. Ajda Pekkan'ı çok seviyorum. Kendini yaratan kadını seviyorum.
Erkekler, güzel birini gördüklerinde dönüp bakıyorlar,
kadınlar da bakar mı?
Ben güzel olan her şeye bakarım. Kadına da erkeğe de. Kadınların bana bakıp beğenmeleri, hoşlanmaları benim için çok daha önemli, daha özel. İlgi duyulmak, kadın tarafından arzulanmak da güzel bir duygu, neden olmasın. Bu beğenidir, sonuçta zararsız bir şey. Ama birlikte olmaları dersen bu farklı bir şey.

Melekler Evi’ne yolculuk

Film projesinden söz eder misiniz?
Yönetmenliğini Ömer Kavur'un üstlendiği Melekler Evi isimli filmde başrolü Talat Bulut'la paylaşacağım. Arzuhan adlı bir kadını canlandıracağım. Macit Koper ve Metin Belgin'in de rol alacağı film Ahlat, Tatvan, Van, Bitlis ve Urfa'da çekilecek. Film, bir savaş muhabirinin tanık olduğu cinayetle başlıyor. Erkek, katilin kızıyla tanışıp aşık olunca ilginç bir yolculuğa çıkıyor.

200 milyar vergi cezası ödedim
  • Bir işi yapmaya karar verdiğimde şöyle bir yöntemim var: Annemi çok seviyorum. Hırslanmam için kendime, eğer bu işi başaramazsam, annem ölsün derim. O zaman, o işin üstesinden gelmememe imkan yok.
  • Hayatta en sevdiğim söz, "Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter, zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter."
  • İş sırasında kakara kikiri yapılmasına sinir oluyorum. Onların yüzünden iş uzuyor. Çekimler, saat beş yerine sekiz, dokuz gibi bitiyor. Bu beni çileden çıkarıyor.
  • Sadece ben değil, Cem Davran da bir hiperaktif. İkimizde de aşk var. Her anlamda aşk. Bu yüzden çok iyi anlaşıyoruz.
  • Artık, mal varlığımı ve gelirimi açıklamıyorum. 200 milyar vergi cezası ödeyince akıllandım.
  • Kaset yapmam için bİrçok şirket açık çek teklifiyle geldi. Ama iyi olacağına inanmadım. Şimdi bir firmayla anlaşmak üzereyim. Filmden sonra pop fantezi tarzdaki albüme başlayacağım. Erdem Siyavuşgil'le çalışıyorum.

    Dünyanın en kokoş kadınıyım

    ERKEK olsaydım benim gibi bir kadına dayanamazdım. Dünyanın en kokoş kadınıyım. Yüz milyon tane kremim var. Her sabah banyodan sonra yarım saat kremlenirim. Her yerime ayrı ayrı krem sürerim. Gözümün üstüne, altına, kenarlarına, basenlerime, bacaklarıma. Anlayacağınız her tarafıma. Bir tek göğsüm için krem kullanmıyorum.
    Ama kremlerim, ayakkabı rekorumu geçemedi. 150 çift ayakkabım var. Dolaplar, ayakkabılarımı almadığı için açıkta duruyorlar. Ciddi bir ayakkabı takıntım var.



  • KEŞFETYENİ
    Sevenlerini korkutmuştu! Kaza sonrası yeni paylaşım
    Sevenlerini korkutmuştu! Kaza sonrası yeni paylaşım

    Cadde | 14.05.2025 - 07:51

    Berk Atan, taburcu olduktan sonra sosyal medya hesabından yeni paylaşımlar yapmaya devam ediyor.

    Yazarlar