Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doç. Dr. Oytun Erbaş, medyatik bir doktorumuz. ‘Oytun Hoca ile Bilim’, TV100’de yayınlanıyor. Konuğu, kendisi gibi ‘medyatik’ bir isim Hamza Yardımcıoğlu. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Çok izleniyorlar, takipçileri fazla ve onlar da bunu değerlendiriyor. Düzen böyle diyelim. Oytun Hoca’mız bir soru sordu: “Bizim burada neden çok felsefeci yok?” diye... Hamza Yardımcıoğlu da cevapladı: “İnsanın felsefe yapması ve düşünmesi için, düşüneceği zamana ihtiyacı var. Hayatta kalma mücadelesi içerisinde olduğun bir ortamdaysan, hayatta kalma çözümlemesine odaklanırsın ve düşünsel mesaini bu konuda harcarsın. Bilim, felsefe ve sanat bir refah düzeyi gerektirir.”

Haberin Devamı

Felsefe için rahat ortam

Sonra hemen ‘savunma mekanizmasını’ şu sözlerle kurdu: “Toplum içerisinde refah düzeyini yakalamış bireyler, kendi adlarına bunu yapabilirler ama toplumun geneline yayıldığı zaman bunun içerisinden daha yüksek sayıda bilim insanları fikir insanları mütefekkirler ortaya çıkabilir.” Felsefe, düşünmek vs., paran varsa olur, yoksa ‘açken sen sen değilsin’ durumu. Bu minvalde gidersek, bazı sorular olabiliyor tabii ki. Mesela felsefe ve mantık derslerinin ‘zorunlu olsun mu olmasın mı?’ diye tartışılmış olması bile bu ülkede, bir gösterge değil midir? Kaç felsefe öğretmeni atanmaktadır okullara? ‘Düşünce suçu’yla felsefe bir arada olur mu? Felsefe yapmak için karnın doyması mı lazım? Düşünmek yerine, dizi izlemek mi daha çok tercih ediliyor? Aklıma bu sorular geldi izlerken...

SADECE ÜÇ HAKEM

Erman Hoca söyledi: “UEFA, üç hakemimize maç veriyormuş; Cüneyt Çakır, Halil Umut Meler ve Ali Palabıyık.” Bir haber gördüm, bu yıl 25 olan hakem sayısı seneye 43’e çıkacakmış Süper Lig’te. Çıksa ne olur? Erman Hoca, UEFA’nın başka hakemlerimize maç vermediğini hatırlattı. Şimdi bu lig nasıl değerli olabilir?