ŞU SIRALAR HABERLERİ İZLEMEK!
Haberleri izlerken paniklememek mümkün değil. Bir yandan “Panikletmeyin” demek, öte yandan “Şu ülkede şu kadar öldü bu kadar karantina var” diye haber vermek çelişkili değil mi? “Efendim, haberi dünyada durum nedir diye veriyoruz” diyecekler. Hatta, “Az bile veriyoruz aslında neler oluyor?” da diyecekler. Yapılacak iş belli, psikolojinin daha fazla bozulmasına ihtiyaç var mı? Tedbirimi alırım, sinema kanalına bakarım...
‘Abartmayalım!’
Prof. Dr. Alpay Azap, KLİMİK (Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği) başkanı ve Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu Koronavirüs Bilim Kurulu’nun da üyesi... “Her yakalananın öldüğü bir hastalık değil. Yüzde 80, doktora başvuracak kadar ağır geçirmiyor. Yüzde 15’i hastaneye oksijen desteği için gitme ihtiyacı duyuyor. Yüzde 5’i yoğun bakım ihtiyacı hissedecek kadar ağır geçiriyor. Yoğun bakım ihtiyacı duyan grup dışında ölen yok. Bu hastalığın
çok öldürücü olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hele genç ve sağlıklı erişkinler ile çocuklarda ölüm oranı griple aynı” dedi Bloomberg’de... “Ama azımsamak için söylemiyorum. Grip için elimizde ilaç ve aşımız var, burada elimizde henüz bir aşı yok. Çok hafife almamak lazım ancak olduğundan fazla abartıp, panik havasına kesinlikle gerek yok” diye ekledi.
Seyircisiz programlar
Yeri gelmişken, tedbirlerden biri de televizyonların stüdyo programları... Bol seyircili programlar ya şimdilik kaldırılıyor ya da izleyici alınmıyor Batı’da... Yedekli çekilenler ise ‘depodakiler’le idare ediyor. Çok konuklu programlarda da ‘konuk indirimi’ne gidildiği görülüyor. Bakalım bizde olacak mı?
