Cadde TARKAN askerde Budizm’i okudu!

TARKAN askerde Budizm’i okudu!

06.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

TARKAN askerde Budizm’i okudu!

TARKAN askerde Budizm’i okudu


Askere giderken yanıma üç şey aldım. Diş fırçası, iç çamaşırı ve ‘Anı Yaşa’ kitabı


       28 gün askerlik yaptıktan sonra ABD’ye dönen pop müziğin megastarı Tarkan, Almanya’nın en çok satan gençlik ve müzik dergisi Bravo’ya çok özel açıklamalarda bulundu. “Kışlaya giderken yanımda sadece diş fırçam, iç çamaşırım ve Budizm felsefesini anlatan “Anı Yaşa" adlı kitap vardı. Bu tür kitaplar stresli olayları alt etmek için bana güç ve sakinlik veriyor" diyen Tarkan, yeni projelerini de anlattı. İşte, Bravo’da Tarkan’la yapılan röportajın tam metni...

       Askerlik seni değiştirdi mi?
       “Değiştirmedi ama kendimi bulmama yardımcı oldu. Yıllardır şov dünyasının parlak ışıklarından bazı şeyleri görememişim. Askerde bir anda kendimle başbaşa kalmış oldum ve bazı soruların yanıtlarını aradım."

       Yanında özel bir eşya var mıydı?
       “Sadece diş fırçam, iç çamaşırlarım ve Zen felsefesini anlatan “Anı Yaşa" adlı kitap vardı yanımda. Budizmin Japon versiyonu olan Zen felsefesini anlatan bu kitabın tek bir mesajı vardı: “Anı Yaşa". Dünyanın farklı dinlerini anlatan kitapları çok seviyorum. Bu tür kitaplar bana güç ve sakinlik veriyor."

       Askerde seni en çok ne zorladı?
       “Metrelerce kar üstünde eğitim yapmak. Hem de sabah 06.00’dan akşam 18.00’e kadar. Bazen ayaklarım donardı, hissetmezdim. Soğuktan daha az etkilenmek için önce uzun don giyerdim, üstüne eşofman. En üstte ise askeri eğitim kıyafetini... Kar yağışı altında yürüyüş yaparken kıyafetlerim sırılsıklam olurdu."

       Atış yapmak zorunda kaldın mı?
       “Tabii. Üstelik çok iyiydim. 30 saniyede üç kurşunu birbirine çok yakın tutturmanız gerekiyor. Bunu bile başardım."

       New York’ta silahın var mı?
       “Hayır. Ben şiddete karşıyım."

       Kışlada yeni arkadaşlar edindin mi?
       “Evet. Adları Erol, Mehmet, Esat ve Ali’ydi. Hiçbiri de ünlü değildi. Örneğin Erol bir polisti. Gece koğuşta bana acıklı öyküsünü anlatırdı. Nişanlısı Şenay ona ‘Seni bekleyeceğim’ diye söz vermişti. Ama zengin bir adamla tanışınca Erol’u terketmişti. Her gece ağlıyor, ben de onu teselli ediyordum. Ben hiçbir kadına Erol’un olduğu kadar bağlanmadım, o yüzden onu anlamakta zorluk çektim."

       Askerliğin bittikten sonra ilk olarak neler yaptın?
       “Her gece eğlendim, arkadaşlarımla İstanbul’un gece kulüplerini dolaştım. Daha sonra sanatçı arkadaşım Levent Yüksel’e verdiğim ‘Sen Başkasın’ adlı şarkının stüdyo çalışmalarına katıldım. İki hafta sonra New York’a döndüm ve kendi albümüm için kolları sıvadım."

       Amerika’daki günlerin nasıl geçiyor?
       “Tıpkı askerdeki gibi 05.30’da kalkıyorum. Şaka, şaka...Normal durumlarda 09.00’da kalkıyorum. Kahvaltı yapıp, jimnastik salonuna gidiyorum. Bazen de Central Park’ta koşuyorum. Öğleden sonra ise stüdyoya kapanıyorum."

       New York’ta mı kalacaksın, yoksa Türkiye’ye mi döneceksin?
       “New York’u seviyorum. Manhattan’da dairem var. Ama yerleşmek için tercihim Fransa. Ya Paris’e ya da Güney Fransa’ya yerleşeceğim.