Adalara, yalnızlığınıza kaçmak istiyorsanız; bu gezegen için üzülüyorsanız; hayata genç bakmak için çabanız varsa bu yazıyı okuyunuz... Zaten başka çareniz yok

Adalar, Modalar size ne ifade eder? İzmirlileri kıskanırız, Çeşme şu kadar saat, Bodrum bu kadar saat; dükkânı erken kapatır denize giderler.
İstanbul derya, siz kulaç oysa...
Ada; kopan bir bağlantısıdır doğanın. Yalnızlığı tercih eden kara parçasıdır. Siz de şehrin hayhuyundan gına gelince, kaçmak isteyince; bir adayı tercih edebilirsiniz.
Televizyondaki bilgi yarışmalarında; Marmara’daki o birçok güzel adanın adına ‘Prens Adaları’ dendiğini bilmediğinizi fark edersiniz, ama yine de gitmezsiniz iki adım ötenize... Yalnızlığınızı bu şehirde yaşarsınız. Hangi şehirse orada...
Tek ada İmralı değildir. İzmirliler de irfan sahibidir. Diyanet İşleri Başkanı’mız da onu söylemek istememiştir, gençleri de alkolden korumak gerekir...
Ama Adalara, Modalara gidip efendi gibi iki kadeh rakı parlatmıyorsanız; efendi gibi içerek gençlere örnek olmuyorsanız eksik gidersiniz bu dünyadan...
Bakınız İsrail bizden özür diledi. Ne mutlu... Mavi Marmara mavi kalsın. Görevi, sorumluluğu olanlar, en çok ona uğraşsın.
Öte yandan; Mavi Marmara Ulaşım Kooperatifi’nin de desteğiyle; Adalar Turizm Geliştirme Merkezi ve kültür turlarının bir numarası Antonina Turizm’in de katkılarıyla gerçekleştirilmeye başlayan bir olay var.
Adalara günü birlik turlar. Büyükada’da, Heybeli’de yürüyüş ya da denizden adalara dikiz; size bağlı...
31 Mayıs’a kadar hafta sonları,
1 Haziran’dan itibaren her gün sonbahara kadar... Profesyonel rehberler eşliğinde...
Adalardan bir yar gelir bizlere... Kim bilir belki de gelir.

Haberin Devamı

GEZEGEN ELDEN GiDiYOR

Hiç kimse hangi gezegende yaşadığına dair durup dururken kaygı duymaz. Gezegen, uzayda uydusu da olan bir şeydir insan için. Oysa kimlerin, kimlerin gezegeni olursunuz, hatta uydusu... Bu laflar, büyük laflar değil; ama bir vesile olursa kendinize bir başka gezegenden bakmak için, ne mutlu...
“Ömer Madra’yı tanımayanlar var mıdır?” diye sormak ayıp geliyor. Ama yine de anlatayım... Bir bilim; tiyatro, müzik, sinema, insanı... İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin doktoru... Başta Milliyet olmak üzere, birçok önemli gazeteden yolu geçmiş bir yazar... Açık Radyo’da ‘birlikte hareket etmek’ her neyse onu yeniden tarif etmiş bir ağabey...
Kendisi, ‘el âlem ne der’ demeden www.changes.org üzerinden bir kampanya başlattı... Hedefinde Cemil Çiçek; TBMM Başkanı. Küçük bir hayalle başladı, imzalar çığ gibi büyüdü.
İlk imzaları kim atmış, hadi magazine girelim; Harun Tekin, Adalet Ağaoğlu, Sevil Turan, İbrahim Betil, Pelin Batu, Ara Güler, Ali Nesin, Haluk Bilginer, Rakel Dink, Sezen Aksu, Şafak Pavey, Tarhan Erdem, Tarkan, Yaşar Kemal, Ümit Boyner... Hepsi; farkında olmadığımız gezegeni kurtarmak için... Magazinin böylesi daha güzel.
Yani; dünyayı değiştirmek sandığınız kadar zor değil, bir imza atmak da elinizi yormaz. #gezegeneldengidiyor

Haberin Devamı

DOĞRUDUR ABBAS, BAĞLASAN DURMAZ

Burada, Abbas Güçlü’nün misyonu üzerine laf oynatacak kişi değilim. Ancak, bir TV düzenini yerinden oynatmak için ayrıksı ot olmak gerektiğini de bilirim. Programına kimi çıkartmış, ne konuşulacak hiç ilgilenmedim. ‘Yanlış’ bir şey söylerse ‘gençler’; o durumu toparlama biçimini sevdim. Bab-ı Ali’nin en büyük eksiği ‘uzman muhabir’dir... Eğitim işlerinden sorumlu ve muhabir ruhuyla işini yapan bir adam; yani Abbas Güçlü’nün başarısına şaşmamak lazım. Bize, televizyonlarda yer alamayan adamlarla, kadınlarla ilgili bir yol gösterdiği için. Üniversiteli izleyicilerinden söz ediyorum.
Evvelki hafta yine ‘Kuzey Güney’in bitişine yakın araya girip; “Ben buradayım” dediğinde; kanalımı Abbas Güçlü’ye çevirdim. Ali Poyrazoğlu, yüksek zekasıyla (zaman zaman egosunu dahi göz ardı ederek) samimi oldu. Akabinde geçen hafta, bizzat hayali olan ‘Oyuncak Müzesi’ni dünyaya ihraç eden Sunay Akın türlü hikâye anlattı hayata dair.
Bir geziye çıkmıştık Sunay Akın’la... Trenle... Mekece Köyü İstasyonu’ndan geçmiştik. Artık trenler orada durmuyor. Hatta şimdi oradan tren de geçmiyor. Kitabını imzaladı bana... Sonuna ‘Mekece İstasyonu yakınları’ yazdı. “Niye öyle yazdın Sunay Usta?” dedim. “İstasyonu yalnız bırakmayalım” dedi. Abbas Güçlü’yü de yalnız bırakmayalım; Abbas Güçlü’yle genç bakalım...

Haberin Devamı