22.11.2011 - 21:51 | Son Güncellenme:
Haber: Seran Vreskala
Pınar Eczacıbaşı’nın birçok unvanı var. Başarılı iş kadını, sivil toplum örgütlerinde çalışan yardımsever, mükemmeliyetçi, sosyal ve çalışkan bunlardan bazıları. Peki onun hakkında bilmediğimiz ne var? Bunları da Mecmua dergisi, sizin için Eczacıbaşı’na sordu
“Babamı ufacıkken kaybetmek, yatılı okula başlamak, amcamın yanına taşınmak hep tek başıma mücadele etmeme yol açtı. Kariyerimi bile kendim planladım, bu konuda kimse bana yardımcı olmadı” diyerek hayatının her alanında bireysel kararlar verdiğini söyleyen Pınar Eczacıbaşı, çocukluktan gelen disiplini kariyerine de entegre etmiş.
* Nasıl bir çocuktunuz?
Haşarı bir çocuktum. Hiç yerimde duramazdım. Annemle yaşadığımız mahallede erkek çocuklarıyla oynar, savaşlar yapardım. Levent’te bir perili köşk vardı, oraya geziler düzenlerdim. Elini bayağı kire, çamura bulayan bir çocuktum. Her yanım yara doluydu, hep bir yerlerim kanardı. Erkek çocuğu gibiydim, öyle prenses falan değildim.
* Babanızla ilgili neler biliyorsunuz?
Babamı hep başkalarından dinledim. Onu kaybettiğimizde daha üç aylıktım, Deniz de 1.5 yaşındaydı. Baba eksikliği devamlı hissettiğimiz bir duyguydu, hâlâ da öyle. Ailemin ve dostlarının anlattığı kadarıyla çok insancıl, merhametli ve bonkör bir adammış.
* Annenizden ayrılmak zor muydu?
Elbette çok zordu. Şartlar gereği annemden de ayrılmak zorunda kalmıştık ve bir anda ablamla ikimiz yalnız kaldık. Annem çok neşeli ve eğlenceli bir kadındı, bizimle oyunlar oynardı. Tabii ki amcamın bizi sahiplenmesi çok önemliydi ama anne de baba da olmayınca o yaşta kendinize bir şahsiyet biçmek zorunda kalıyorsunuz. Sanki çocukluğumuz bitmiş ve başka bir aşamaya geçmiştik. Yeni bir ortam, yeni bir ev, yeni bir dünya. Daha dikkatli olmamız gereken, hata yapmamıza mahal bırakmayan bir dünyaydı.
* Nasıl bir şeydi Nejat Bey ve Beyhan Hanım’la büyümek?
Daha resmi, düzenli ve planlıydı her şey. Yemek saatleri, yatış ve kalkış saatlerimiz belliydi. Bir düzen ve disiplin hakimdi. Amcam çalışma odasında olurdu, yengem evin ihtiyaçlarıyla ilgilenirdi, biz de kendi odalarımızda olurduk. Doğal olarak birçok ailede konuşulan şeyleri siz konuşamıyorsunuz, soramıyorsunuz. Amcam ve yengem şımarıklığa asla tahammül etmezlerdi. Bu yüzden çok dikkatli olmaya çalışırdık. Ama sonuçta çocuksun yani, her şeye dikkat etmen o kadar zor ki. Bütün bunlar hayata bakışınızı etkiliyor, kontrollü bir yapı oluşturmaya başlıyorsun.
Nejat amcam “Eğer düşerseniz, kendiniz başınıza kalkmak zorundasınız” tarzıyla yaklaşırdı bize. Elbette düşsek yardımcı olurdu ama bunun arkasına sığınmamızı hiç istemedi. Bu yüzden belki de bu kadar güçlü bir karaktere sahip olduk ama bir gerçek var ki arada bir düşmeniz de son derece doğal. Birinin size el uzatması da öyle.
* Peki, bu kadar köklü bir aileden gelip de nasıl bu kadar mütevazı kaldınız?
Aile, yapısı itibarıyla çok önemli bir yerde. Topluma ve başarıya odaklanmış. Ya siz de bu başarıya katkıda bulunmaya çalışacaksınız ya da diğerlerinden olacaksınız. Ben elimden geldiğince aile isminin başarısına katkıda bulunmaya çalışıyorum. Bu da ayaklarınızın yere basmasına sebep oluyor.
* Özel hayatınız da ne kadar başarılısınız?
Hayatım fazla olamadı ki. Bir müddet sonra makineleşiyorsunuz çünkü. Bu kadar yoğun tempo içinde nasıl vakit ayırabilirsiniz ki kendinize, karşınızdakine? Tam anlamıyla hakkını veremeyecekseniz olmasın zaten. Galiba bu konularda pek başarılı değilim.
Bu bir tango, doğru partnerinizin olması çok önemli. Toplumda adınız biraz duyulmaya başladığında insanlar sizi kafalarında bir yere koyuyor, bir rol modeli oluyorsunuz. Dolayısıyla bazı sorumluluklar diğerlerinden ağır basıyor. Doğru partnerler çıkmıştır karşıma ama belki onları bertaraf ettim.
* Hiç evlenmek istemediniz mi ya da hiç körkütük aşık olmadınız mı mesela?
Olmaz olur mu! Aşkın ne olduğunu biliyorum. Özel hayatıma gereken özeni göstermeye çalıştım, sadece evlenmeye karar vermedim. Çünkü o da bir karar, verseydim yapardım ama o karar noktası çok önemli. Bilmiyorum belki de ben fazla ciddiye aldım o işi. Ama evlilik kararını vermemek benim kadın olmadığımı göstermez. Gücüm olduğu kadar verecek sevgim de var. Tek tabanca olmanın birçok zorluğu var çünkü.
* Yalnız hissediyor musunuz zaman zaman?
Ne olursa olsun, neler yaparsanız yapın, aslında hep yalnızsınız. Bir arkadaşım bana “Pınar, zirve soğuk ve yalnızdır” demişti. Bu o kadar doğru ki. Sonuçta aileniz yanınızda bile olsa, dünyaya yalnız gelip, yalnız gidiyorsunuz.