25.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÜLİZ ARSLAN
Modanın başrol oyuncularından Armani yeni bir yeme içme markası yarattı: Emporio Armani Ristorante. “İyi ye, iyi yaşa” felsefesinden hareket eden bu yeni mekanın dünyada İstinye Park dışında başka şubesi yok. Restoran, bar ve kafe olmak üzere üç farklı konseptte müşterilerini ağırlayan mekanda Türk ve İtalyan şefler geleneksel İtalyan lezzetlerini yerel dokunuşlarla yeniden yorumluyor.
İtalya’da yaygın olan ‘Aperitivo saatleri’ uygulaması burada da var. İş çıkışı trafiğe takılmak istemeyenler için, geç yiyecekleri bir akşam yemeği öncesi atıştırmalıklar sunuluyor. Mekanın her köşesinde Armani atmosferini hissetmek mümkün; her şey sade, şık ve kaliteli. Şef Yener Özden bu atmosferin yemeklere de yansıdığını söylüyor: “Menüyü arz-talep dengesi üzerine kurduk. Her gelen kendine göre bir şeyler bulabiliyor.” Mekanın müdürü Mustafa Apak ise yeni mekanın haberini veriyor: “Yazın Suadiye’de Emporio Armani mağazası yanına Emporio Armani Caffe açmayı planlıyoruz.
* Armani markası giyim kuşamda olduğu kadar yeme içmede de iddialı sanırım...
Mustafa Apak: Armani’nin birkaç tane yeme-içme projesi var. Bu projelerden hangisini açabileceğiniz, mağazada sattığınız koleksiyona göre belirleniyor. Giorgio Armani koleksiyonu satıyorsanız Armani Ristorante açabiliyorsunuz. Emporio Armani mağazanız varsa Emporio Armani Caffe açabiliyorsunuz. Biz burada Emporio Armani satıyoruz, bu nedenle Emporio Armani Caffe’miz vardı. Ancak değiştirip restorana dönmek istedik. Armani Ristorante ‘fine-dining’ bir servis veriyor. Emporio ise biraz daha casual bir koleksiyon olduğu için genelde kafe oluyordu. Biz “Casual-dining” dediğimiz, sportif bir yemek konsepti yarattık. Ve henüz başka hiçbir yerde olmayan Emporio Armani Ristorante olduk.
* Yemekleri ‘Armani yemeği’ yapan özellikler var mı?
Mustafa A.: Armani’nin genel bakış açısı her zaman “Mümkün olduğu kadar sade olsun, şık görünsün ve en kaliteli ürünün en saf hali kullanılsın”dır. Mutfakta iki ana şefimiz var; biri Türk Yener Özden, diğeri İtalyan Christiano Cameli. Bu menüde geleneksel İtalyan ve modern Akdeniz mutfağı konsepti yaratıldı.
* Menüde neler öne çıkıyor?
Yener Özden: Menü arz-talep dengesi üzerine kurulu. Birkaç şeyi ön plana çıkartmayı asla düşünmedik. Farklı tarzlarda pişirilmiş farklı yemekler var. Gelen herkes kendine uygun bir şeyler bulabiliyor.
Mustafa A.: Deniz mahsullü risotto’da çok iddialıyız. Başlangıçlarda beş tohumlu karides salatamız var. Ana yemeklerde Türkiye’deki restoranlarda pek sunulmayan ton balığı steak fileto var. Osso buko olmazsa olmazlarımızdan.
* İki özel konseptiniz var...
Mustafa A.: Aperitivo veya ‘Happy Hour’ da diyebiliriz. Mideyi yemeğe hazırlayan, içkiyle alınan atıştırmalıklar servis ediliyor. Çok İtalyan bir alışkanlık. Bu alışkanlığı burada da devam ettirmek istiyoruz. İş çıkışında trafikten kurtulmak isteyen misafirlerimiz akşamlarına keyifli bir başlangıç yapıyorlar. Afternoon Tea konseptinde de 15.00-18.00 arası özel çay menüsü alan misafirlerimize ikramlarda bulunuyoruz. Menümüzde
10-12 çeşide yakın çayımız var.