Pazar"Aşk Boyu Sürgün"

"Aşk Boyu Sürgün"

25.11.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Aşk Boyu Sürgün"

Aşk Boyu Sürgün

"Aşk Boyu Sürgün"

Yalın şiir denilince çok kişinin aklına hemen imgelerden arınmış, kolayca anlaşılıveren basit manzumeler geliyor. Bazı okurlarla konuşmalarımda bu izlenimi edindim. Orhan Veli’nin şiirini bile yalın saymayanlara rastladım.
Yalınlığın imgeyle de, kolay anlaşılmakla da ilgisi yok bence. Yalınlık kolay elde edilemez. Çalışma gerektirir, emek gerektirir. Nice çilelerden, uykusuz gecelerden sonra erişilir ona.
Şair, şiirini kafasında çözümleyip oturtunca yalınlığa ilk önemli adımını atmış olur. Bu adımı bir türlü atamayanlar, ne kadar anlaşılır şeyler yazarlarsa yazsınlar, yalınlığı değil, olsa olsa basitliği yakalarlar.
Necati Cumalı’nın, Sabahattin Kudret Aksal’ın, Cahit Külebi’nin dupduru akan şiirleri yalın şiirlerdir. Ama Ahmet Muhip Dranas’ın, Cemal Süreya’nın, Enis Batur’ın imgelerle, özel göndermelerle yüklü şiirleri de yalın şiirlerdir.
Yalınlık şiirin mantığında gizlidir.
***
Ahmet Günbaş da yalın şiire adım atanlardan. Ne yalan söyleyeyim, yakın zamana kadar pek ilgi duymuyordum ona. "Dize" dergisinde çıkan güzel şiirleri, dönüp eski şiirlerini karıştırmama yol açtı. Haksızlık etmediğimi gördüm. Günbaş’ın 1990’ların ortalarına kadar yazdığı şiirler, ortak bir şiirin neredeyse sıradan yansımasıydı. Kendi özgün sesinin ilk belirtileri 1997’de Göçkün kitabında beliriyor, bu ses iki yıl sonra yayımladığı "Sulardan Sonra"da oturuyordu.
Yine de beni tedirgin eden bir şey vardı o şiirlerde. Sanki hepsi ilk yazıldıkları gibi bırakılmışlardı. "Demlenmemişlerdi". Üstlerinde çalışılmamış gibiydi. Biraz daha emek onları daha "içe siner" kılacaktı. Şiirler, futbol deyimiyle "doksandan dönüyordu". Ayrıca, Ahmet Muhip Dranas’la Melih Cevdet Anday’da doruğuna ulaşan "disiplin" de eksikti.
Bunun nedeni tez canlılık, denetlenmemiş coşku ya da bir an önce başka şeyler, yeni şeyler yazma tutkusuydu sanırım.
Bu ay yayımlanan yeni kitabı Aşk Boyu Sürgün (Bilgi Yayınevi), Ahmet Günbaş’ın o dönemi de geride bıraktığını gösteriyor. Sonunda özgün bir sanatçının, durmuş oturmuş, büyük ölçüde demlenmiş şiirleriyle karşı karşıyayız.
***
Ahmet Günbaş her şeyden söz ediyor. Kendinden, yaşadığı kentten, dostlarından, Zonguldak kömür işçilerinden... Olayları anlatıyor. Marmara depremini, Kosova’yı, Sivas kıyımını...
Yaşamından, tanıklıklarından oluşan geniş bir yelpaze. Bu yelpazenin bütün kanatları hüzünle örülmüş.
Günbaş, bir şiirinde söylediği gibi ("içlendikçe çırpınan bir denizdim / adsız kıyılara doğru taşınan") kendimi coşturacak fenerleri arayan bir gemiye benziyor.
Külüyle tanışan köpüğe.
Kenti arşınlayan bir çöl gezginine.
Artık sevdiğim şairler arasında. Bundan sonraki şiirlerini merakla bekleyeceğim.

BİR DAKİKA ARA
"Çitlerden geçemiyor çocuk"
Bu haftaki "Bir Dakika Ara"mızı Ahmet Günbaş’ın yanda sözünü ettiğim kitabında, Aşk Boyu Sürgün’de yer alan bir şiire ayıralım:

ÇİT
Çitlerden geçemiyor çocuk
Güneşi bir yana koydular şafağı bir yana
Çitlerden geçemiyor çocuk
Anneyi bir yana koydular kucağı bir yana
Çitlerden geçemiyor çocuk
Uykuyu bir yana koydular yatağı bir yana
Çitlerden geçemiyor çocuk
Oyunu bir yana koydular oyuncağı bir yana
Çitlerden geçemiyor çocuk
Buğdayı bir yana koydular başağı bir yana
Olan oldu o sarışın tarlaya
Olan oldu o sarışın tarlaya
Sulara da kıydılar insafsızca
Deryayı bir yana koydular ırmağı bir yana




PAZAR


























KEŞFETYENİ
Verdiği kilolarla dikkat çekiyor! Zara sır diyetini açıkladı
Verdiği kilolarla dikkat çekiyor! Zara sır diyetini açıkladı

Cadde | 23.06.2025 - 07:40

Son dönemde verdiği kilolarla magazin gündeminde adından söz ettiren Türk Halk Müziği sanatçısı Zara, fit görünüme kavuşmasının sırrını verdi.

Yazarlar