05.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
ELİF İPEK TÜRER - ipek.turer@milliyet.com.tr
Hayatımıza “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin İnci Hoca’sı olarak girdi Yeliz Kuvancı. Arada “Böyle Bitmesin”, “Kocamın Ailesi” gibi yapımlarda izledik onu. Şimdi ise yeni dahil olduğu “Hangimiz Sevmedik?” dizisinde izliyoruz. Aynı zamanda çocuk oyunu “Fantastik Hikayeler Makinesi”nde ve Taşra Kabare’deki “Kel Şarkıcı”da oynayan, yakında “Locman” isimli filmde de karşımıza çıkacak Kuvancı ile Hotel Suadiye’de bir araya geldik.
- “Hangimiz Sevmedik”e dahil oldunuz. Nasıl geçti ilk set gününüz?
Tanıdığım isimler de olduğu için yabancılık hissetmedim. Kadroda da öyle şahane isimler var, hepsi de o kadar güzel karşıladı ki son bir senedir onlarla çalışıyormuşum gibi hissettim.
- Bir de Itır olarak girdiniz onun avantajı/dezavantajı nasıl oldu?
Dürüst olmam gerekirse başka karakterle katılmayı istemiştim. Fakat ikna ettiler. Şu da var; karakter varlığını sürdürüyor olabilir ama benim için sıfır. Öyle ele alıp yeni bir şey inşa etmeye çalıştığım için problem yok. Olumlu yorumlar da aldım. Enerjik, sıcak, cana yakın bulduklarını söylediler. Tabii ki aralarda olumsuz yorumlar da geliyor ama bu da çok normal. Bu tepkiler haddini aşmadıkça, saygısızlığa varmadıkça hepsi kabulüm.
- Bir filmde oynadınız sanırım; Locman”.
Şükrü Alaçam’ın kendi hikayesinden yola çıkarak yazıp yönettiği çok naif bir film oldu. Beni çok etkiledi, okurken bile gözlerim doldu. Burdur’da çektik. Bir dönem işi, bir demiryolcu hikayesi aslında. Buharlı vagonlar getirildi. Ben de çok heyecanla bekliyorum çünkü filmle duygusal bir başka bağım da var. Dedem buharlı lokomotiflere hayran bir adamdı ve filmi çekerken onu kaybettim. “Filmi dört gözle bekliyorum” diyordu ama göremedi. O yüzden izleme anım özel olacak.
- Bu aradaki sürede neler yaptınız?
Yönetmen ve yapımcımızla Doğu Ekspresi ile 24 saat süren bir yolculuk yaptık Kars’a. Hayatımdaki unutulmaz anlardandı. Yataklı bir kompartımanınız var, uzanıyorsunuz ve önünüzden şehirler akıyor. Tek bir kelimeyle tanımlayabiliyorum: “Büyülü”. Orada yazdığım yazıyı hiçbir yerde yazmadım.
“Hikayeler yazıyorum”
- Ne yazıyorsunuz?
“Kafasına Göre” dergisinde yazıyorum. Denemeler, hikayeler yazıyorum. Röportaj yapma gibi planlarım da var birkaç şeyi birleştirmek istiyorum. Mesela İz Tv ile bir bağlantı halindeyiz. Gezi programı gibi insanları hareket etmeye teşvik eden bir şey yapma hevesindeyiz. İki izleyiciyi bile belgesel izlemeye çeksem ne âlâ.
- Bu sene 30’lu yaşlara ilk adımı atacaksınız. Neler hissediyorsunuz?
Plan yapmamanın önemini öğrendim. Hayatın getirdiklerini karşılamayı... Kendime, dünyaya biraz faydam olsun diye çabalıyorum, kendimi çok önemseme hatasına düşmeden.Aslında çok kıymetsiz zerrecikleriz ama bir şeyleri olumlu yönde değiştirme, birinin bile hayatına dokunma şansımız varsa durmamalı. Bütün kaygım bu, biraz olsun işe yaramak. Hiç değilse temas ettiklerimi güzel kılmak.
“İletişimsizlik çağın sorunu”