Geçen hafta Şanlıurfa Kültür Yolu Festivali’nde çok özel bir buluşma gerçekleştirdim. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü ve aynı zamanda Türkiye Kültür Yolu Festivalleri Direktörü Selim Terzi ile bir araya geldik. Sohbetimiz o kadar dolu doluydu ki, bu haftaki köşemde Terzi’nin Milliyet’e özel anlattığı o kıymetli bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor. Türkiye’de kültür-sanat adına beklenti büyük. Terzi de bunu açıkça dile getiriyor: “Şehirlerden çok yoğun talep alıyoruz. Yerel yöneticiler, milletvekilleri -partiler üstü bir yaklaşımla- ‘Bizim şehrimizde neden Kültür Yolu yok?’ diye soruyor.” Bu yaklaşım bile işin ne kadar doğru temeller üzerine kurulduğunun kanıtı.
Bu ilgi yalnızca Türkiye ile sınırlı değil. Azerbaycan ve Özbekistan gibi kardeş ülkeler de “Kültür Yolu nasıl yapılır?” sorusunu sormaya başlamış.
Sanat her yerde
Terzi’nin anlattığına göre, geçmişte “Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü” olarak anılan birim, 6 aylık bir çalışma sonrasında, 6 Nisan’da yayımlanan kararname ile “Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü” hâline getirilmiş. Artık hem Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin kalbi burada atıyor hem de geleneksel sanatlarımız gençlerle ve çocuklarla daha güçlü bir bağ kuruyor.
Peki, sokakta ne var? Çok şey var! “Biz aslında kültür ve sanatı sokağa indiriyoruz,” diyor Terzi. “Tiyatro gösterilerinden sokak sahnelerine, flash mob etkinliklerinden toplu taşımadaki minik tiyatrolara kadar her yerde sanatla karşılaşabilirsiniz.” Şanlıurfa’daki vatandaşlar da geçen hafta bu deneyimi yaşadı.
Ve tabii gastronomi… Her şehirde en az 13 ila 20 lezzet durağı belirleniyor. “Evlerde bile unutulmaya yüz tutmuş yemekler, orijinal reçeteleriyle tekrar hayat buluyor” diyen Terzi, bu yemeklerin festival sonrasında da menülerde kalmasını sağlamayı amaçladıklarını söylüyor. Ünlü ulusal şefleri yerel şeflerle bir araya getiren organizasyonlardan sonra ortaya çıkan içerikler, sosyal medya ve YouTube üzerinden milyonlara ulaşıyor.
Kentler hareketleniyor
Ekonomik katkı da çok önemli. Adana’daki festivalden 6 ay önce otellerin rezervasyonları doluyor. Diyarbakır’da esnaf ikinci yıla özel hazırlık yapıyor. “Sanatçılarımızı her yıl değiştiriyoruz,” diyor Terzi, “Festival canlı kalsın, farklı sanatçılarımıza fırsat doğsun.”
Bu festivaller sadece halk konserlerinden ibaret değil. Dijital sergiler, çocuk atölyeleri, operalar, geleneksel el sanatları, çağdaş performanslar… Hepsi bir arada. “Artık yurtdışından da proje teklifleri alıyoruz” diye gururla ekliyor Terzi. “Ama en güzeli, yerelden gelen güçlü talepler.”
Elbette İstanbul’un yeri ayrı. “İstanbul bizim vitrinimiz,” diyen Terzi, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki uluslararası sergilerden heyecanla bahsediyor: “Geçen yıl Picasso vardı, bu yıl ise Salvador Dali İstanbul’da sanatseverlerle buluşacak. “Ayrıca Amerikalı ünlü fotoğraf sanatçısı Steve McCurry de İstanbul galasında bizimle birlikte olacak.”
Hedef ise 2028 sonunda Türkiye’nin tüm büyükşehirlerinde olmak. “Kültür yolu festivalleri, kültürün siyaset üstü bir hizmet olarak şehirlere taşınmasıdır” diyen Terzi’nin heyecanı, inancı, emeği satır aralarında hissediliyor.
Benim de aklımda kalan en güzel cümlelerinden biri şu oldu: “Biz bu işi iyi bir ekiple, samimi bir dille ve sahici bir amaçla yapıyoruz. Sanat artık sahaya indi.”
Türkiye’nin dört bir yanında sokağa çıkan sanatla, büyüyen bir kültürle, yaşayan bir mirasla karşılaşmak dileğiyle…
Sağlıcakla kalın…
Tunca Bengin
Milletvekili olunca ne oluyor?
29 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Moskova-Kiev hattında barış için mekik diplomasisi! ‘Barış getirmek için çabalıyoruz’
29 Mayıs 2025
Hakkı Öcal
ABD haritacılıktan da vazgeçti mi?
29 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
‘Harry Potter’ın yeni yıldızları!
29 Mayıs 2025
Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)
Uçsun balonlar
29 Mayıs 2025