Çölde safari

Birçok kişi “Çölde görülecek, yaşanacak ne var?” der. Hakikaten uzun yıllardır yeryüzünün en bunaltıcı sıcaklıklarının yaşandığı; susuz, uçsuz bucaksız kumlarında tehlikeli sürüngenlerin cirit attığı çöller hep hor görüldü. Halbuki örneğin Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası’nın çöllerinde milyonlarca yoksul Bedevi dünyanın bu en zor iklim ve çevre şartlarına uyum sağlayarak hayatlarını yüzyıllarca sürdürdü.
Arap ülkelerinin kapılarını Batı’ya açmasıyla birlikte Bedeviler de yaşadıkları ortamı dünya turizminin hizmetine sundu. Çöllerin de kendine has bir gizemi ve güzelliği olduğunu dünyaya göstermek istediler.

Kumda zorlu mücadele
Çöle en kolay ve rahat ulaşılacak yerlerden biri Dubai. Dubai son 20 yılda büyük yatırımlarla son derece modern
ve ekonomik açıdan önemli bir dünya markası haline geldi. Dolayısıyla farklı ülkelerden gelen işadamları ve turistler için de burada bir çöl tecrübesi yaşamak çok cazip oldu.
Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan yedi emirlikten biri olan Dubai’ye biz de gittik. Lastikleri normalden daha az şişirilmiş, çöl için özel tasarlanmış, 4x4 bir araçla şehir dışına yaklaşık bir saatlik yolculuk yaparak Dubai Çölü Ulusal Koruma Parkı’na ulaştık. Burada diğer araçlarla buluşup safariye başladık.
Araçlar güvenlik açısında tek başına hareket etmiyor, birbirlerini makul bir mesafeyle takip ediyor. Diğer araçları izleyip onun kum tepeleri üzerinden kayarak inişini, tozu dumana katarak hızla ilerleyişini seyrediyor, aynı şeyin biraz sonra bizim de başımıza geleceğini görüyor ve çölde ulaşımın arabalarla bile ne kadar zor olduğunu anlıyoruz.
Özel eğitimli şoförlerin bile kumla zorlu mücadelesi yaşaması arabanın içinde adrenalinimizi iyice yükseltti. Tabii bir saatlik bu inişli çıkışlı safari çölle tanışmamızı sağladı.
Bireysel olarak kendi hâkimiyetindeki bir araçla kumu hissederek hız yapmak isteyenler 4 çekerli küçük ATV’leri kullanabiliyor ya da kum kaykayı ile kayabiliyor. Tüm bunları denizde dalgaların üstünde jet ski veya sukayağı yapmakla eşdeğer tutabilirsiniz. Tek farkı, bu sefer altınızda su değil, kum var.

Çöldeki kampın lüks otellerden eksiği yok
Bizim için asıl önemli olan buradaki doğal yaşam. Bedeviler bizi geleneksel ulaşım araçları olan develerle tanıştırdı. Arabayla 10 dakikada çıkılan bir kum tepesine bu sefer deve sırtında bir saatte çıkınca bu insanların tarih boyunca kervanlarla ne kadar zorluk çektiğine hayretler içinde şahit olduk.
Çölde develerin yanı sıra Arap antiloplarına ve ceylanlara da rastlıyorsunuz. Ayrıca Araplar için çok önemli olan şahinlerin uçarak bize doğru gelmesi ve kolumuza konması heyecanlı bir tecrübe oldu.
Gece uçsuz bucaksız çölün ortasında, Bedevi çadırlarını andıran, yüzme havuzu dahil şehir içindeki lüks otellerden hiçbir eksiği olmayan kamplarda kaldık. Palmiye ve hurma ağaçlarının arasında yöresel şekilde dekore edilmiş kamplarda yerel Arap kıyafetlerini denemek, kına yaktırmak, nargile içmek ve Arap kahvesi ile hurma tatmak özellikle Amerikalı ve Avrupalı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Kilim desenli minderlere yayılarak Arap müziği eşliğinde oryantal dans gösterilerini izlemek ve ızgara et, sebze ağırlıklı akşam yemekleri yemek bize değişik bir atmosfer yaşattı.
Yıldızları sayabileceğimiz berraklıktaki bir gökyüzü, sadece ay ışığının aydınlattığı, denizin ortasındaki bir teknedeymişiz hissini veren sessiz bir ortam, günün adrenalin yüklü yorgunluğunu üstümüzden aldı. Sabah güneşin kızıl renkteki kumların üzerinde doğuşunu izlemek ise ayrı
bir keyifti.

Ne zaman, nasıl gitmeli?
l Arap Yarımadası’nda hava sıcaklığının yaklaşık 20-25 derece olduğu kasım-nisan arası çöl safarisi için en ideal dönem. Yaz aylarında sıcaklıklar bunaltıcı 40-45 derecelere çıkıyor.
l Çocuklarla yapılacak ideal turistik çöl turları genellikle günübirlik veya iki günlük oluyor. Daha uzun olanları yetişkinler ve sağlık durumu elverişli olanlar için tavsiye ediliyor.
l Tüm etkinlikleriyle birlikte tur fiyatları 180 avro civarında.
l Emirates Havayolları’nın İstanbul’dan direkt Dubai uçuşu, en kolay ve rahat çöl safarisi yapma olanağını sunuyor.