30.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
ELİF KORAP
İstanbul'daki patlamalar unutturdu bize. Oysa haber 10 Kasım'da bütün gazetelerde yer almıştı: "Türk işadamı Bağdat'ta öldürüldü!" Gasp değildi, evine girilmemişti, ortada somut bir neden yoktu ama öldürülmüştü. Bütün nedensiz ölümler gibi bir tedirginlik uyandırdı, bize uzak zannettiğimiz yerde bir Türk işadamının öldürülmesi.
Herkes işadamının İstanbul'da yaşayan İngiliz karısını merak etti. O ise sessiz kalmaktan yanaydı. Kendisini konsolosluk görevlisi olarak tanıtıp bilgi almaya çalışan gazetecilere de kızgındı.
Irak'ta iş yapan Osman Peltek, Bağdat'ta internet kafeye giderken sokak ortasında boğularak öldürülmeseydi, kızı Rüya ve oğlu Enis'e "iyi olduğunu ve onları sevdiğini" söyleyen birer e-posta gönderecekti. Her gün yaptığı gibi...
Peltek'in İngiliz karısı ve çocukları bugüne kadar hiç konuşmadı. Onlar bu konuda ne hissediyordu, ne biliyorlardı? Osman Peltek savaşın hemen ardından Bağdat'ta ne yapıyordu? Peltek ailesi bildiklerini ilk kez anlattı.
Juli Peltek: Çok üzgündük. Gazeteciler kapımızda bekledi, dışarı bile çıkamadık. Konsolosluktan arıyor gibi yaptılar. Bütün bunlar bizi daha da üzdü. Irak'ta bir Türk işadamının öldürülmesi ilgi çekti tabii ama daha fazla saygı beklerdik.
J.P.: Eşim inşaat mühendisi. Yol yapımı üzerine çalışıyor. Irak'ta da bununla ilgili işler yapıyordu. Gerekli toplantılara gider, ihalelere katılırdı.
J.P.: Türkiye'de şirketi var. Rusya'da, İtalya'da, Amerika'da, başka Arap ülkelerinde de çalıştı.
J.P.: 1982 yılından beri Irak'a gidip geliyor. Irak-İran savaşı sırasında da oradaydık. 1,5 sene orada yaşadık. Sekiz yıldır Irak'la iş yapmıyordu. Ama bir, iki yıl önce yine Irak'ta çalışmaya başlamıştı. ABD ile savaşın olduğu dönemde gitmedi. Ortam sakinleşince tekrar gitmeye başladı. Savaştan sonra ikinci gidişiydi. Dört haftadır oradaydı.
J.P.: İki-üç günde bir telefonlaşıyorduk. En son ölmeden önceki pazartesi akşamı (salı öldürüldü) konuştuk. Çarşamba tekrar aradım. Evde bulamadım. Evini ofis olarak kullanıyordu. O zaman endişelendim. Çok tedbirli, dikkatli bir adamdı. Konsoloslukla bağlantı kurduk. Sonra öğrendik ki, cumartesi günü arkadaşları onu kimsesizler morgunda bulmuş.
J.P.: Evde bilgisayar vardı ama internet bağlantısı mümkün olmuyordu. Çocuklara her gün e-posta atardı. O gün de yine internet kafeye gitmek için evden çıkmış. Başka bir şey bilmiyoruz. Boğularak öldürülmüş.
J.P.: Hiç öyle bir şey yoktu. Endişeli değildik. Çünkü daha önce de savaş gördük.
J.P.: Evinde 24 saat bekçisi ve şoförü vardı. Koruması yoktu. Bekçi hırsızlığa karşı evi koruyordu sadece.
J.P.: Böyle bir şeyden söz etmedi.
Rüya Peltek: Orası Amerikalıların kontrolünde olduğu için işler Amerikalılardan geçiyor. Babama demişlerdi ki, "Eğer devletiniz asker gönderirse size iş de veririz." Hiçbir Türke iş verilmiyordu.
J.P.: Türk şirketleri zor iş alıyordu. Her şey İngiliz ve Amerikan şirketlerinin elindeydi. Belki daha fazla iş alma hakkı doğabilir diye düşünüyordu ama bir tehdit yoktu. Türkler ve Araplar zaten birbirine çok benziyor. Dikkat çektiğini düşünmüyorum.
J.P.: Hiç bilmiyorum.
R.P.: Neden olduğunu bilmiyoruz ama gasp olduğuna bizi kimse inandıramaz.
"Abdullah Gül bizi arayıp başsağlığı dileyebilirdi"
J.P.: Hiçbir şey söylemediler. Şu ana kadar hiçbir yetkili bize danışmadı, fikrimizi almadı. Birinden şüphelenip şüphelenmediğimizi bile sormadılar. Eşimin bize söz ettiği bir şey olup olmadığını sormadılar. Ne konsolosluk ne Dışişleri Bakanlığı bir şey söyledi. Üzülmedim, belki böyle bir şey gerekiyordu. Bence Osman ailesi için şehit oldu.
Enis Peltek: Sonuçta bir Türk vatandaşı öldürüldü. En azından Dışişleri Bakanlığı, Abdullah Gül nezaketen bizi arayıp başsağlığı dileyebilirdi. Başka ülkeler vatandaşları öldürüldüğünde eminim daha duyarlı davranıyorlardır.
R.P.: Bu olayı olabildiğince kapatmaya çalışıyorlar bence. Daha fazla kurcalamak istemiyorlar. Şu an tek isteğimiz neden öldürüldüğünü öğrenmek.
Rüya Peltek (21 yaşında, İngiltere'de politika okuyor)
"Babamı ölmeden 1,5 ay önce görmüştüm"
Babam her gün bana e-posta atıyordu. Mesaj alamayınca endişelendim ama konduramıyordum. En son 1,5 ay önce görmüştüm. Annem kesinleşinceye kadar bize söylenmesine izin vermemiş. Bir hafta sonra öğrendik. Hep o anı, "Acaba korktu mu?" diye düşünüyorum.
Juli Peltek (Eşi)
"23 yıldır evliydik"
Hem iyi bir insan hem iyi bir babaydı. İngiltere'ye İngilizce öğrenmeye gelmişti. 24 yıl önce öyle tanıştık. Onun İngilizce öğretmeniydim. Aşık olduk ve evlendik. Türkiye'ye geldik. O bir proje için yine yurtdışına çıktı. Ben ailesiyle Samsun'da köyde kaldım. Hiçbiri İngilizce bilmiyordu. Dört ayda Türkçe öğrendim. 23 yıldır evliydik."
Enis Peltek (18 yaşında, İngiltere'de işletme okuyor)
"Ailenin reisi olmamı isterdi"
Ablamla teyzemler geldi. Dayım "Kötü bir haberim var" dedi. Anneannemi düşündüm. "Daha kötü" dedi. Düşündüm ama aklıma gelmedi. "Baban" dedi. Babam ailenin reisi olmamı, sahiplenmemi isterdi ama ben henüz bunun için çok küçüğüm. Yine de elimden geleni yapacağım.