Güzel torun, farkını fark ettiriyor

Lynchburg köyünde doğup büyüyen Jack Daniel, ilk viskisini 1830'da henüz 16 yaşındayken yapmış. Kendi imalatı bu viskiyi kolunun altına koyup, 1904 St. Louis Dünya Fuarı'nda 100'üncü gösterisine çıkmış ve altın madalya ile dönmüş. O tarihten bu yana Jack Daniel's bir dünya markası.
Bu köyde viski üretimi için gerekli her şey var. Jack Daniel's üretim tesislerinde viski üretim aşamasını inceledik:
1) Viskinin hammaddesi arpa, mısır, çavdar karışımı; dev salonlarda mayalanarak 140 derece alkole dönüşüyor.
2) Lynchburg'da yetişen ve çok özel bir yöntemle yakılan ağaçlar un ufak küle dönüşmüyor, küçük çakıl taşları gibi kömür parçacıkları haline geliyor. Damıtım aşamasında 140 derecelik alkol, 3 metre yüksekliğinde muazzam silindirlere doldurulmuş kömür parçacıklarına damlalar halinde püskürtülüyor. Alkol, bu 3 metre yüksekliğindeki kömürden
10 gün boyunca damla damla sızarak hem kokusundan hem de maya ve tahıl lezzetinden arınıyor. Pırıl pırıl, şeffaf bir görüntü kazanıyor. Tavlanıyor.
3) Bu süreç sonrasında elde edilen sıvı, su ile karıştırılarak alkol derecesi düşürülüyor.
Su çok önemli. Jack Daniel's Whiskey'lerde ilk günden beri hep aynı su kullanılıyor.
Tesislerin yaslandığı dağın dibinde zemini su dolu Cave Spring (İlkbahar Mağarası) var. "Lime Stone" cinsi taştan, bir-iki santim kalınlığında binlerce tabakadan oluşan dağları hayal edin. Onlarca kaynak suyu, binlerce kademe taşın aralıklarından süzülerek mağara zemininde birikiyor. Bu doğa harikası sonucu şerbet gibi lezzetli bir su oluşuyor.
Suyun lezzeti kadar önemli olan diğer özelliği de, demir oranının "sıfır" olması... Demir, viskinin düşmanıymış.
4) Saf su görüntülü alkol oranı su ile düşürülen viskiler, iç yüzeyleri özenle yakılmış özel meşe fıçılara konuyor. Rengini, aromasını bu meşe fıçılarda beklerken alıyor.
Yoksa olduğu gibi saklansa su gibi şeffaf ve beyaz olurmuş.
5) Fıçılar uçsuz bucaksız depolarda dinlenmeye bırakılıyor.
6) Zamanı geldiğinde şişelerin sevkıyatı başlıyor.

"BBQ Yemini" ettim
Geleneksel Dünya Barbeque Yarışması için, hayvanların saman bloklarla bir arada yaşadığı ve aynı zamanda köy balolarının, country müzik konserlerinin yapıldığı geniş bir sundurma altında toplandık.
Bizim de aralarında bulunduğumuz farklı ülkelerden 60 kadar jüri üyesi vardı.
Gene farklı ülkelerden kadınlı erkekli 100'ü aşkın barbeque (BBQ) ustası ekipleriyle birlikte bu köye gelmişlerdi. Hepsi iddialı, "En iyisini biz pişiririz" havasındaydılar.
İşlerine Fransız mutfak şefleri kadar özenli ve saygılıydılar.
Yarışmada hazırlanan 200'e yakın BBQ çeşidinden ufacık parçalar tattık, görüntüye, lezzete, sosa ve ağızda dağılma kriterlerine göre ayrı ayrı notlar verdik.
Zaten yarışmadan bir gün önce bu kriterler konusunda kurs almıştık.
Örneğin iyi kaburga BBQ'sü bir çatal dokunuşuyla hiç parça bırakmadan kemikten ayrılanı ve ağızda dağılanı imiş.
Her dalda birinci, ikinci ve üçüncüler seçildi. Ödüller verildi. Country müzik çalındı. Danslar edildi. Samanlıklarda kaçamaklar yaşayanlar oldu. Panayırda çeşit çeşit soslar, reçeller satıldı.

316 nüfuslu Lynchburg köyünün yarısından fazlası Jack Daniel'ın akrabası.
Ancak biri için farkın altını çizeyim:
Torununun torunu olan genç ve güzel Jennifer Motlow Powell. Jimmy Bedford'un söylemiyle "hisselerin çoğu Brown ailesi tarafından satın alınmış olmasına
rağmen, inanılmaz bir servet çeşmesi onun için akıyor."
Bu servetin varisi Jennifer, BBQ yarışmasında sıradan bir görevli gibi et taşıyanlar arasındaydı. Ancak güzelliği ve kişiliğiyle farkını fark ettiriyordu. Gelecek yıl için beni yarışma jüriliğine yine çağırdı.
Ben de onu Türkiye'ye davet ettim.
Rakı ve balık için...

Tüm bu organizasyon boyunca tek kelime Irak lafı duymadım.
Yarışma öncesi jüri üyelerine ettirilen yemin de bu soyutlanmışlığın kanıtıydı sanki...
Söylediler, tekrarladık:
"Biz BBQ jüri üyeleri, yarışmada sunulanlara objektif (tarafsız) ve sübjektif (sadece kendi lezzet hislerimizle) oy vereceğiz."
Yeminin sonunda çoğunluk bir ağızdan bağırdı:
"Amerikan tarzı hayata katkı için..."
Keşke Amerikan tarzı yaşam, gördüklerimiz gibi olsaydı.
Naif, şeffaf, doğal...
Bu içedönük, soyutlanmış yaşamlarında dünyanın başka coğrafyalarına yansıttıkları acılardan -gerçekten- habersiz gibiydiler.

"Tennessee Eyaleti'ndeki Nashville kentinin 316 nüfuslu Lynchburg köyünde her yıl yapılan geleneksel 'Dünya Barbeque Yarışması' jüri üyesi seçildiniz. Yarışmanın sponsoru Jack Daniel's Whiskey üretim tesislerini gezeceksiniz. Viski yapımında kullanılan özel su kaynağını göreceksiniz. Özel tat seanslarına katılacaksınız.
Var mısınız?"
Hoş bir macera olarak göründü. Düşündüm.
Ağız tadım fena sayılmaz ama barbeque'de yani mangalda ette uzmanlığım yok. En azından olmadık bir lezzete 10 puan yazıp "rezil olmadan" ortalamayı tuttururum.
Jack Daniel's ise, eski gözağrımdır. O lezzeti bir de yerinde yaşamak iyi olabilir.
Bordeaux, Bogolais, Bourgogne ile Fransa ve hiç de fena olmayan ama metalik silolarda bekletildikleri için yadırgadığım Güney Afrika şarap turizmi izlenimlerime, İskoçya'da viski yapımı gözlemlerime; ABD Bourbon viskilerinin tacı Jack Daniel's deneyimi eklenecekti.
İşte böyle vurduk kendimizi country müziği, kovboyların yurdu Tennessee doğasına...
Bir garip -benzemez- gruptuk:
Jack Daniel's Türkiye Genel Müdürü ve ülkemizin az bilinen ama çok başarılı genç yeteneklerinden biri Hüsamettin Bayazıt, "Acun Firarda" programının yapımcısı Acun Ilıcalı, kamera ustası Feridun ve Acun'un dostu, eski Beşiktaş yöneticisi Bahattin Demir ile ben.
Bu benzemez grup öyle bir dostluk yarattı ki, gazetecilik yaşamımın güzel anılarından biri olarak zihin arşivimde yerini aldı.

İşin başında ilk kez aileden olmayan biri, 15 yaşından itibaren yaz tatillerinden başlayarak buraya yaşamını veren Jimmy Bedford var.
Master Distiller (baş danıtımcı) unvanına sahip.
Master oldum. İlk kez, kurum dışı birine yani bendenize de -simgesel- "master distiller" sertifikası verdi.
Buraya her yıl ünlü sanatçılar, işadamları, politikacılar geliyor; tadım seansları sonucunda kendi isimlerine damgalanan fıçıları seçiyorlar.
Şişeleri yıl içinde kendi fıçılarından doldurularak adreslerine gönderiliyor.
Bunlardan biri Oscar'lı aktör Jack Nicholson...
Ben oradayken de Texas'tan iki milyarder gelmiş, fıçı seçiyorlardı.
Jimmy Bedford beni onlarla tanıştırdı. Viskinin kokusu, tadı ve berraklığı için yapılan fıçı seçimi ayinine katıldım.
Benim tercihim Jack Daniel's Gentleman oldu.
Her cuma Jimmy Bedford ile Jack Daniel'in bir diğer torunu Bayan Lynne Tollery 23 uzmanla birlikte yeni üretilen viskileri tadıyorlar. Hep aynı tadın sürmesinin garantisi bu tadım ayini. Sloganları "Bazı şeyler değişmemeli."

Rivayete göre, Jack Daniel'in ürettiği 7 No'lu fıçı sevkıyat sırasında kaybolmuş. Bu haber uzun süre medyada No: 7 diye anılmış. Neredeyse Jack Daniel's markası ile özdeşleşmiş. Bunun üzerine etikete No: 7 eklenmiş. Benim tercihim Gentleman Jack Daniel's.