09.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Herkesin bildiği, kimsenin işine gelmediği ve Paris aşığı "mon şer" Türklerin bir türlü içlerine sindiremedikleri gibi, Fransız soyunun onda biri, artık Mağrıp kökenli Arap. Onda yarımı da Afrikalı. Fransızcayı çok özel tınılarla konuşan Afrikalılar biraz "out" kalıyorlar ama doğdukları ülkelerde zaten yaşadıkları cumhuriyetin diline gözünü açan Fas, Tunus ve Cezayir kökenli Fransızlar, daha çok gürültü çıkardıklarından olacak; sanki nüfusun yarısı gibi duruyorlar. Çok da iyi ediyorlar. Araplar Fransızları ısıtıyor, Fransızlar Arapları biraz soğutuyor, yalelliler şansonlara karışıyor, renkli, civcivli ve yeni bir bağımsız Fransa’ya hamile, postmenopoz sömürgeci Fransa.
1956 yılında Tunus’ta doğup 1998 yılında Fransız vatandaşlığına geçen Tevfik Matluti, işte bu yeni Fransa’nın siyasal, parasal ve hatta kimyasal dehası olmaya aday. Mösyö Tevfik, rasgele bir adam değil. Cin gibi bir avukat ve kanında fıkır fıkır ticaret kaynıyor. Kurmadığı iş kalmamış ama hepsini batırmış, talih 2002 yılı Mayıs ayında yürü ya Tevfikim demiş, Matluti’ye. Çocukluğundan beri Filistin davasına gönül vermiş biri olarak televizyon seyrederken bizimki, İsrail ordusunun Cenin’de yaptığı katliamdan sonra bazı örgütlerin Amerikan mallarına boykot çağrısına uyarak "Bu boykotu Fransa’da nasıl yayarım?" diye düşüneyazmış. Amerika, boykot deyince aklına ne gelir insanın? Tabii ki McDonald’s ve Coca Cola. Ama Coca Cola başta. Çünkü döner, Fransa’da da hamburgeri evire çevire dövüyor nasılsa.
Elemanımız Tevfik, telefonun üstüne atlamış ve Tahran’ı aramış. Çünkü biliyor, Coca Cola’ya ilk çelmeyi İran’da Zemzem Cola takmış. Niyeti, Zemzem Cola’nın Fransa’daki pazarlamasını üstüne almakmış. Ama hiçbir Tahran telefonu açılmamış çaldırdığı zillere, çünkü Zemzem Cola’cıların işleri başından aşkın, zaten yetişemiyorlarmış Ortadoğu ülkelerinin, özellikle Suudi Arabistan’ın bir yıl içinde dörde katlanan Zemzem Cola talebine.
Dakika bir, fikir bir Tevfik, matluten kolları sıvamış, oturmuş internetin başına, önce bir "kola" formülü bulup küçük değişikliklerle patentini almış, derken markasını tescil ettirmiş: Mekke anlamına gelen Mecca Cola. Sodalı içecek yapan ne kadar üretici varsa listesini çıkarmış. Bir de ne görsün? Fransa’da 22 sodalı içecek şirketinden 18’i ya Coca’ya ait ya Pepsi’ye. Bağımsızlıklarını koruyan dört şirketin birinin ağzından girip burnundan çıkarak Tevfik, güvendirmiş kendine. Oradan buradan borç, 22 bin euro’luk bir "sermaye" toplamış ve anlaştığı fabrikaya ilk siparişini vermiş: 160 bin şişe Mecca Cola. Ancak şan ve şöhret, tıpatıp Coca Cola şişe, ambalaj ve renkleriyle "lanse" edilen helal kolanın sloganıyla gelmiş: "Aptalca içmeyin, taraf tutun!" Altına da İngilizce yazmış, "Be engaged! Drink Mecca Cola".
Her işini internetle gören Tevfik, bir de web sitesi kurmuş helal kolasına: mecca.cola.com! Le Point dergisi, bir haberle bedava reklamını yapmış önce. 27 Eylül’de satış noktalarına dağıtılan 160 bin Mecca Cola, on günde tükenmesin mi? New York Times, La Stampa, Le Figaro, Le Monde, CNN ve tüm Arap televizyonları sıraya girmişler röportaj için, tek kuruş ödemeden dünya çapında reklamı yapılıvermiş Mecca Cola’nın.
Paris’in Türk / Arap mahallesi Saint Denis’de 18 metrekarelik bir büro tutan Tevfik, sekiz tam gün elemanıyla birkaç ayda ve yalnız Fransa’da üç milyon "aile boyu" Mecca Cola sattı. On altı milyon sipariş aldı ve yıl sonunda 250 milyon şişeye ulaşmayı düşünüyor satışta. Kazablanka’dan Amsterdam’a, Berlin’den Brüksel’e ve hatta Suudi Arabistan’a ihracata başladı; Körfez ülkelerinde ve Asya’da Mecca Cola lisansıyla üretime geçecek dört fabrika kuruluyor şu anda.
Tevfik Matluti’nin başı bulutlarda. İleride, çok ileride belki de heykeli dikilir, "ABD’ye ilk şişeyi çeken kahraman" olarak bir Paris meydanına. Eğer Tevfik kola kahramanlık yolunda şehit olmazsa, Mecca Cola, Coca Cola’yı İslam toprağına gömecek de, cenaze merasimi Fransa’da başladı.