Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 12 Haziran 2025, uzun zamandır zemin hazırlanan bir kazanın yaşanmasıyla Hindistan için cevabı henüz bilinmeyen onlarca soruyu gündeme getirdi. Ülkenin en önemli havayollarından biri olan Air İndia’nın 171 sefer sayılı uçuşunda Boeing 787-8 Dreamliner, pistten teker kestikten birkaç dakika sonra havalimanının yakınındaki stajyer doktorların kaldığı yurdun üzerine düştü. Geniş gövdeli ve son teknoloji olan 787’nin içinde 242 kişi bulunuyordu. Kalkıştan hemen sonra düşmesi de yakıtla dolu deponun alevlere teslim olması anlamına geliyordu. Kazanın ardından yayılan görüntüler ve veriler pek çok tahmini beraberinde getirdi. Daha önce hiç ölümlü kazası olmayan 787 modeli nasıl oldu da kalkışın hemen ardından, henüz yükselemeden düşmüştü? Yetersiz hız ve düşük irtifa anlamına gelen ‘stall’ yani ‘perdövites’ bir sebep miydi? Yoksa pilot hatası söz konusu muydu? Soruların cevabı kokpit ses kayıt cihazı ve karakutuda yatıyor olsa da kazayla ilgili konuşulabilecek her şeyi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölüm Başkanı, HUZTAM (Havacılık ve Uzay Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Melih Cemal Kuşhan ve Boeing 747 Kaptan Pilotu Bahadır Acuner Milliyet.com.tr’ye anlattı.
‘TÜM ŞARTLAR VE DEĞERLENDİRMELER KAZAYA ÖZGÜ’
Boeing, yaşanan kazalar ve kalite sorunlarıyla son yıllarda kötü anılıyor olsa da 100 yılı aşkın geçmişi olan dünyanın en büyük havacılık şirketlerinden biri. Ayrıca hem sivil hem de askeri havacılıkta da pek çok şeyin öncüsü. Ancak Boeing'in son yıllarda kötü anılmasına sebep olan arızalarla gündeme gelen ve geçmişte kullanımı, 'lityum iyon pillerindeki hatalar düzeltilene kadar' durdurulan en önemli modellerinden 787-8 Dreamliner, 12 Haziran'da kendi modeli için ilk ve acı bir kazaya karıştı. Kazanın perde arkasında ne olduğuna ilişkin sayısız soru olsa da, ortaya çıkacak olan tek bir gerçek vardı. Dünyanın en büyük uçaklarından biri olan Boeing 747 Pilotu Bahadır Acuner de yaşanan kazaya için sözlerinin başında ‘kesin’ sebeplerine ilişkin konuşmanın henüz erken olduğunu belirterek olası ihtimalleri sıraladı. Çünkü her kaza başkaydı ve her değerlendirme de kazaya özgüydü. Bunlar da ancak, net veriler ve deliller ortaya çıkınca nihayete erebilirdi. Ancak şimdilik söylenebilecekler Kaptan Bahadır Acuner için şöyle:
“Motor arızası olsa diğer motor uçağı bir şekilde götürürdü. İki motor birden gitmediyse tabii. Motor arızası olabilir ya da uçuş ekibi yanlış bir şey yapmış olabilir. Bunun sonucunda kaza olmuş olabilir. Bu konuda değerlendirilmesi gereken bir parametre var Uçak pistin ortasından kalkmıştı, aslında pistin ortasından kalkış normal olabilir. Yani bir performans hesaplaması yapıyorsunuz. Orada diyor ki şu kadar pist lazım. Pistin ortasından da kalkarsın, ne olacak diye bakıyorlar. Ancak o anda yanlış bir hareket yapmış olmasalar bile pistin neresinden kalktıkları, kazandıkları irtifayı etkiliyor. Dolayısıyla düşmeye başladıkları yerden daha fazla miktarda irtifaya çıkmış olsalardı belki daha iyi bir yere inebileceklerdi. Burada ise uçak dümdüz kazaya gitmiş. Bir de müdahale edememe olayı da söz konusu olabilir. Orada neler yaşandı, neler bitti ona da bakmak lazım.”
'TÜRKİYE'DEKİ GİBİ DEĞİL'
Tüm bunların yanında bölgenin doğal koşullarını da ele alan Acuner, bu durumların uçağın performansı ve uçuş üzerinde etkili olduğunu anlattı. Kazanın yaşandığı yerin, bugün ölçülen en yüksek sıcaklığı 36 derece olan Ahmedabad olduğunun altını çizen Acuner ‘Türkiye’deki gibi değil’ diyerek Hindistan’da ölçülen hava sıcaklığının uçak üzerindeki olası etkisini değerlendirdi.
“Ahmedabad'tan bahsediyoruz, Güney Hindistan. Türkiye ne kadar sıcak olursa olsun Hindistan'ın güneyi kadar sıcak değildir. 45 dereceye varan sıcaklıklar ölçülebiliyor. Bu da uçağın performansını etkileyen bir şey. Dolayısıyla uçak, tek motora kaldığı zaman normalde uçabilse de zorlanmış olabilir. Şu açıdan da bakılabilir, insanlar 2 bagaj yerine 10 bagajla gelebiliyorlar. Hindistan'dan İngiltere'ye kadar gidecek olan uçuş 9 saatlik bir uçuş. Ona göre yakıt alıyor. Tabii 9 saatlik yakıt almıyor. Uçak 9 saat uçuş ama siz yakıtı 12 saatlik alıyorsunuz. O da bir ağırlık demek. Bir de insanların ve bagajların ağırlığı var. Artı hava sıcaklığı olunca, nem olunca da uçak tek motorla kaldıysa belki de tutunamamış olabilir. Çok az bir ihtimal ama o da bir ihtimal.” - Kaptan Pilot Bahadır Acuner
UÇUŞUN KRİTİK ANI! 'KAPTANIN SON ÇAĞRISI İŞARET OLABİLİR'
Uçak kazaları gündeme geldikçe havacılık, pek çok yolcunun gözünde ‘korkutucu’ olsa da, hâlâ en güvenli ulaşım olma özelliğini koruyor. Pek çok uçak modeli, kaliteli motorların gücüyle havalanıyor. Bu güvenli ulaşım araçlarından biri olan ve son derece kaliteli elemanlarla donatılmış Boeing 787’lerin gözbebeği 787-8 Dreamliner için Prof. Dr. Melih Cemal Kuşhan, “Daha önce bazı 787 uçaklarında batarya sistemlerine ve yazılım güncellemelerine dair teknik sorunlar yaşanmış olsa da, bu olayların çoğu 2013 ve öncesinde tespit edilip çözülmüştür. Uçak sistemlerinin sürekli güncellenmesi ve bakım kayıtlarının düzenli tutulması sayesinde 787 Dreamliner günümüzde aktif olarak dünyanın dört bir yanında güvenle kullanılıyor” diyor. Peki ama uçak kalkışın hemen ardından ne yaşamış olabilir? Prof. Dr. Kuşhan, açıklamalarındaki en dikkat çekici noktayı ise şu sözlerle aktardı:
“Boeing 787 Dreamliner, uzun menzilli yolcu taşımacılığına yönelik olarak tasarlanmış, son derece modern ve yüksek verimliliğe sahip bir uçaktır. Karbon kompozit malzeme kullanımı sayesinde hem ağırlığı azaltılmış hem de yakıt verimliliği artırılmıştır. Gelişmiş aviyonik sistemler, fly-by-wire uçuş kontrolü ve yüksek otomasyon düzeyi, Dreamliner'ı kendi sınıfında öne çıkaran başlıca özelliklerdendir. Ancak tüm bu ileri teknolojilere rağmen, her hava aracı sisteminde olduğu gibi operasyonel riskler tamamen ortadan kaldırılamaz. Kalkış anı, uçuşun en kritik safhalarından biridir. Motor arızası, kuş çarpması, sensör hataları ya da pilotaj kaynaklı sorunlar bu evrede hayati sonuçlar doğurabilir. Elimizdeki sınırlı bilgilere göre, kaptan pilotun kısa süreli bir ‘Mayday’ çağrısı yaptığı bildirilmektedir. Bu da kalkıştan hemen sonra kritik bir teknik aksaklığın yaşanmış olabileceğine işaret edebilir."
Dünya genelindeki uçuşlara bakıldığında iniş ve kalkış anları bütün uçuşun yalnızca yüzde 6’sını oluştururken, kalkış anları kazaların yüzde 17’sini, iniş anları ise yüzde 36’sını kapsıyor. Yaşanan kazayı aydınlatacak deliller ise Prof. Dr. Kuşhan’a göre enkazda bulunacak uçuş veri kayıt cihazı (FDR) ve kokpit ses kayıt cihazı (CVR) verilerinin incelenmesi ve bağımsız hava kaza araştırma kurumu tarafından yayınlanacak resmi raporlarda. Yani pek çok şeyde olduğu gibi bu uçak kazasında da gerçekler zamanla ortaya çıkacak.