Pazar “Müziğimizden çok namımız yürüyor”

“Müziğimizden çok namımız yürüyor”

15.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Flört ilk kurulduğu kadrosuyla yeni bir albüm yayınladı: “Bambaşka”. Tekrar Ozan Kotra, Çağatay Kehribar ve Hakan Çağlar’a katılan Ata Akdağ “Dört kişi olmak avantaj” diyor. Kotra ise Flört’ün namının müziğinin önüne geçtiği görüşünde

“Müziğimizden çok namımız yürüyor”

Flört’ün yeni albümü “Bambaşka” ilk önce iTunes’dan ardından da tüm mecralardan yayınlandı. Bu albümün “full konstrasyon”la çok hızlı kaydedildiğini vurgulayan grup üyeleri arkadaşlıklarını, müzik piyasasını ve efsane şarkılarının “baş aktörü” Rasta Baba’yı da anlattılar.

Haberin Devamı

İlk önce “Bambaşka” ile başlayalım... Ne kadar sürdü çalışmalar?

Ozan Kotra: Ocak sonunda başladık.

Ata Akdağ: İlk önce şarkılar ortaya çıktı. Her birimiz ortaya şarkılar koyduk. Onların içinden bir seçim yapıldı. Ön hazırlığın ardından stüdyo çalışmaları bir ay kadar sürdü.

“Kötü tecrübeler bizi cezalandırdı”

Normalde daha uzun sürer sanki...

Ata A.: Normalde daha uzun sürüyor. Biz konstantre çalıştık. Aynı gün içinde bitirdiğimiz parçalar da oldu.

Çağatay Kehribar: Dördümüz aynı anda çaldığımız için kayıt bittiğinde o şarkıyla işimiz de bitmiş oluyordu.

Hakan Çağlar: Zaten albümün en önemli özelliği çok hızlı kaydetmemiz.

Üretim sürecinizden de bahsedelim... Dört kişi olmak avantaj mı dezavantaj mı?

Haberin Devamı

Ozan K.: Flört’ün en önemli özelliği dört üyesinin de şarkı yazıyor olması. Mesela, istediğimiz paraya verir ve gönlümüzü de hoş tutarsanız yarına bir albüm hazırlayabiliriz. Herkesten üç-dört şarkı çıkar.

Cepte mi şarkılar? Yoksa hemen yazar mısınız?

Ozan K.: Bu albüm için cebimizde olanlar da vardı; “Hasret” ya da “Maç Başlıyor” gibi süreç içinde ortaya çıkan şarkılar da oldu. Bir önceki albüm geçiş albümü gibiydi. Bu albümde taşlar daha da yerine oturdu. 25 yıllık tecrübemizi hissedebilirsiniz.

Ata A.: Dört kişi olmak avantaj, özetle... Şarkı havuzu da geniş oluyor. Fikirler de olgunlaşıyor.

25 senelik tecrübe önemli. Aslında zordur bu kadar süre birlikte kalabilmek. Nedir sırrı?

Ozan K.: Yaşadığımız kötü tecrübeler bizi yeteri kadar cezalandırdı. Doğruyu söylemek gerekirse Flört’ün Ata’sız (Akdağ) 10 senesi bize çok şey öğretti. Birbirimizi dinlemeyi de kabul etmeyi de öğrendik. Güven Erkin Erkal geçtiğimiz gün önemli bir şey söylemiş, “Flört’ün Paul McCartney’si geri döndü” diye. Doğru. Eskiden The Beatles’la özdeşleşmek rahatsız ederdi bizi. Şimdi etmiyor. Çünkü onlar sayesinde müziğe başladık. Kendi topraklarımızda da MFÖ, Barış Manço, Cem Karaca vardı... Naim Dilmener de bizim için “köprü” benzetmesini yapmıştı. Manço’ların, Karaca’ların müziğini bugüne taşıdığımız için. Bu tanım da hoşumuza gidiyor. Bunun sorumluluğunu da hissediyoruz.

Haberin Devamı

“Sektördeki herkes bizi dinliyor”

Şimdiki müzik piyasası hakkında düşünceleriniz nedir?

Ozan K.: Eskiden yapılan müziğe kızıyorduk. Şimdi işimize bakıyoruz. İyi bir şey olunca beğeniyoruz, kötüyse dinlemiyoruz.

Hakan Ç.: Ben çeşitlilikten çok memnun kalıyorum. Çok özgün, genç isimler var. Seviniyorum. Maalesef prodüktör eksikliği var. Çocuklarla ilgilenmiyorlar.

Son beş senede çok şey değişti. Artık şarkılarda hikayeler de var, komedi de var, aşk da var... Fakat siz bunu 15 sene önce de yapıyordunuz...

Ata A.: Biz de basit aşk şarkıları yaptık en başta. Hikaye anlatımı şarkıda ileri düzey. İş biraz orada başlıyor. Onu yapmadan hikayeye geçerseniz havada kalır.

Ozan K.: Müzik sektöründeki herkes bizi dinliyor. Herkes albümü merak ediyor, hemen dinliyorlar. Flört aslında gideceği noktanın ne olacağını bilmiyor. Ama çok kişiyi etkilediğimizi biliyoruz çünkü gelip söylediler. Müziğimizden çok namımız yürüyor.

“Rasta Baba film olsun!”

Haberin Devamı

“Rasta Baba”nın ikincisi var albümde...

Ozan K.: 2000’de yazmaya başladım “Rasta Baba”yı... Toplamda 14 kıta yazdım. Sonra onu 10’a düşürdüm.

Ata A.: 1998’de çalıyorduk nakaratını. Kemancı’da sound check yaparken...

Ozan K.: Biz onu kaydettik ve B kısmına koyduk... Tabii kafamızda “Ali Desidero” kalmış, “Anında Görüntü” kalmış... Büyüdüğümüz yer Pendik. Aristokrat havası var ama mahalle kültürü de var. Aradan yıllar geçtikten sonra bir yapımcı dostumuz TV’de canlı çalmamızı istedi. Repertuvarda yok. Israr, kıyamet... Çaldık, onlar da kaydetti. O video patladı...

Tutulan bir işin devamı hep zor olur. Riskli bir işti, değil mi?

Ozan K.: Üzerinden çok zaman geçti. Benim aklıma sürekli cümleler geliyor; “Baba herkes seni çok özlemiş” filan... Böyle yavaş yavaş cümleler derken, oturdum bir gecede yazdım.

Bende çizgi roman etkisi yaratıyor...

Ozan K.: Bir arkadaşımız film olur artık “Rasta Baba” dedi. Belki “Tehlikeli Flört”le birleştiririz.