Pazar ‘Neler Oluyor Bize’ benim zirvemdi, belki de onu hiç geçemeyeceğim

‘Neler Oluyor Bize’ benim zirvemdi, belki de onu hiç geçemeyeceğim

17.06.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yarın İlhan Şeşen’in doğum günü. Şeşen 64’üncü yaş gününü sahnede kutlayacak. Üstelik bu herhangi bir konser olmayacak. Şeşen şarkılarını seslendirenlerin de katılacağı, 41 şarkı ve 41 hikayeden oluşan bir resmigeçit olacak...

‘Neler Oluyor Bize’ benim zirvemdi, belki de onu hiç geçemeyeceğim

Konsere katılanlar “Neler Oluyor Bize”, “Ellerimde Çiçekler” ve “Rüzgar” başta olmak üzere hepimizin ezbere bildiği birçok şarkıyı hep bir ağızdan söyleyecek. Konseri kaçıranlar geçen hafta çıkan beş CD’lik koleksiyon albümüyle belki biraz olsun avunabilir. Yeni şarkılar için ise eylüle, ekime kadar beklemek gerekecek. Şeşen’le yeni dizisinin çekimlerinin başladığı günde, evinin yakınlarındaki parkta buluşuyoruz. “41 yıl dile kolay, hadi bu 41 yılın 41’ini de anlatın...” diyorum. “Hazır mısın?” diyor gülerek...

Haberin Devamı

Bu konsere gelenleri neler bekliyor?
Konserde şarkılarımı kendi albümlerine koymayı seçen sanatçı arkadaşlarım bana eşlik edecek. Bir resmigeçit ama resmi bir geçit değil, samimi bir geçit olacak. Aralarda hikayeler, komik anılar olacak.

Nasıl karar verdiniz böyle bir konsere?
Bir gün ortağım arabadayken “Abi ne kadar oldu senin?” dedi. Bir hesapladım, ilk plağımı yapalı 41 yıl olmuş. “Bir 41 yıl konseri yapalım mı?” dedi. Ben de boş bulundum, “Yapalım” dedim. O da yaptı.

“10 yıl avukatlık yaptım”

41 yıl önce nasıl başlamıştınız?
Dans müziği orkestralarında solistlik yapıyordum. Bir gün orkestradaki arkadaşıma bir şaka yaptım, o da beni kovdu. Kovulduktan sonra bir 45’lik yaptım, satmadı. Öğrenci hareketlerini anlatan bir şeydi, denetimden geçmedi. Plak şirketi sahibi “Evladım şöyle oynak bir şeyler yap” dedi. Yapmadım. Hukukta okuyordum zaten bölümümü bitirdim. 10 yıl avukatlık yaptım.

Haberin Devamı

Öyle kalsaydınız nasıl olurdu?

İçimde çok katı, habis bir ur kalırdı. O da beni mahvederdi. Huysuzun biri olurdum.

Nasıl bıraktınız avukatlığı?

Ağabeyim gençlik idolümdür. Şarkılarımı da ilk seven kişidir. Bir gün “Ya müzikle uğraşırsın ya beni abilikten silersin” dedi.
O sırada bankada avukattım. İstifa ettim.

Sonra Grup Gündoğarken macerası başladı. Ne oldu da bitti o macera?

Yeğenler bitirdiler. Birlikte çok güzel konserler verdik. Bir gün bir firma bana solo plak teklif etti. Yeğenlere “Bunu yapıyorum ama siz ‘Bunu Gündoğarken albümü olarak çıkaralım’ derseniz Gündoğarken albümü olarak çıkar” dedim. “Tamam” dediler ama bir kere bile stüdyoya uğramadılar. Defalarca çağırdım. Bitince Gökhan (Şeşen)’a dinlettim. “Çok kötü olmuş” dedi. Albüm bir çıktı, patlayanlar listesine girdi. Afişlere ‘İlhan Şeşen ve Grup Gündoğarken’ yazmaya başladılar. Bunu görünce muazzam buruldum. Teklifler bana gelmeye başladı. Böyle böyle koptu... Onlar uzaklaşmasalardı kopmazdık. “Çocuklar istemiyor musunuz artık beraber çalışmayı?” diye sordum, “İstemiyoruz” dediler. “Peki” dedim.

Haberin Devamı

Nedenini sormadınız mı?

Hayır. Yıpranmalar oluyor demek ki...

Şimdi ilişkiniz ne durumda?

Bir sorun yok. Şimdi Gündoğarken olarak ikisi görünüyorlar ama istedikleri an onlarla plak yaparım.

Hayatınızdaki iki önemli kadın sizinle ilişkileri üzerine röportajlar verdiler. Siz konuşmadınız. Şimdi bir şey söylemek ister misiniz?

Gerek yok. Böyle dediğimi yazabilirsiniz. Boşandık ama hâlâ hayat arkadaşımlayım.

Çocuklarınız şimdi neler yapıyorlar?

Melis müzik eğitmeni. Fuat da müzisyen ve tercüman.

“Neler Oluyor Bize”den sonra hayatınızda ne değişti?

Çok şey. Türkiye’yi o şarkıyla sarstığımı kendi gözlerimle gördüm. Beyoğlu’nda yürüyorum. Üç dükkanda birden benim plak çalıyor. Köylerde çocuklar “Neler Oluyor Bize”yi söylerek yanıma geliyorlar. Bunun insanın hoşuna gitmemesine imkan yok. Sezen Aksu bir gün televizyonda beni görmüş, “Alışamamış bu daha şöhrete...” demiş (gülüyor). Sonra alıştım ama değişmedim.

Her şarkıda onu mu geçmeye çalışıyorsunuz?

Şarkı yapan herkes bir öncekini aşmayı bekler. Ama belki benim zirvem “Neler Oluyor Bize”ydi, belki onu geçemem. Ama zaten zirve sivri bir yer, rahat oturamıyorsun. Şimdi zirveden biraz aşağıda bir oyukta duruyorum. Canım yine zirveyi isteyebilir. Ben manevi olarak tatmin oldum, mensubu olduğum milletten gerekli ilgiyi gördüm. Fakat içimde şu var; çiviyi öyle bir çakayım ki, hiçkimse sökemesin. Ben bile sökemeyeyim.

Haberin Devamı

“Yeni diziye başlıyorum, Haluk’la oynamak benim için şereftir”

Bir komedi olacak. Haluk Bilginer’in oynadığı karakterin hem yakın arkadaşı hem kayınbiraderiyim. İlk bölümde Haluk’la bir bahçe sahnemiz var. Onu çektikten sonra yapımcıları aradım ve dedim ki “Sadece bu bahçe sahnesinde oynamak için bile bu rolü kabul ederdim. Haluk’la oynamak benim için bir şereftir.”

“Levent Kırca üniversitem, Ferhan Şensoy master’ım oldu”

“İyi oyuncusun” diyorlar. Ben de kabul ediyorum. 10 sene Levent Kırca’yla çalıştım. Sonra iki sene de Ferhan (Şensoy)’ın eğitiminden geçtim, onunla da bir oyun oynadık. Levent’e üniversite, Ferhan’a master diyorum. Bu eğitimleri inkar etmeme imkan yok, ben onlardan neler kaptım...

Haberin Devamı

“Uğruna ölünecek aşk yoktur, palavra atmaya gerek yok”

‘Amca’ lakabını sevmiyorum. Ortaokulda ‘Amca’ lakaplı bir çocuk vardı, uyuzun biriydi. Yeğenler de alışmışlar, bana ‘Amca’ diyorlar. Bir gün “Demeyin artık” dedim. “Demeden duramıyoruz be amca” dediler.

Şarkılarımda hüzün vardır ama karamsarlık yoktur. Bir şarkım var, “Dağlara sevmeyi haykırmışım ben / Dönmem yolumdan, gönlüme uymaz / Uğruna ölümü göze almışım ben / Yapsan da güzelim bir değil, bin naz” diye. Buradaki “Uğrunda ölmeyi göze almışım”ı fonetik olarak uymamasına rağmen”Uğrunda ayrılık göze almışım”la değiştirdim. Uğruna ölünecek aşk yoktur. Palavra atmaya gerek yok.

Şarkılarımı verdiğim kişilere “Şurasına dokunmayın” demem. Belki dokununca daha güzel olacak... Ama doğal yorumlayanlar daha çok hoşuma gidiyor. Kürşat Başar’ın albümünde söylediğim şarkıyı en doğal haliyle kaydettik. “Sen Benim Şarkılarımsın” benim en eski şarkılarımdan biridir, seneler sonra hakkı olan yoruma kavuştu.

Keşke demem. Ağzımdan keşke kaçtığında “Aman keşkeler yoktur” der, geri alırım.
Ama yeni albümde şöyle bir şarkı var; “Keşke yoktur ama keşke olsaydı”.

Yürümek ciddi şekilde hobim. Kendim için yaptığım yegane şey. Yürürken muazzam bir ilham geliyor. Yolda birinden bir şey duyuyorum “Aa ne güzel söz” diyorum, şarkı yapıyorum.

Konserde sahne alacak isimler:

Ayşegül Aldinç, Birsen Tezer, Burçin Büke, Endi&Paul, Erdal Çelik, Feridun Düzağaç, Gündoğarken, İzel&Ercan Saatçi, Kenan Doğulu, Kürşat Başar, Levent Kırca, Neco, Nükhet Duru, Sami, Sarper Semiz, Şenay Lambaoğlu, Vasiliki Papageorgiou ve Yonca Lodi