Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın en güzel ligi sonunda başladı. Şimdi içinden “Hadi canım oradan” diye alaycı bir ifadeyle gülen varsa onlara Vizontele filminden Yılmaz Erdoğan repliğiyle cevap vermek isterim. “Burayı seversen, burası Dünya’nın en güzel yeridir. Ama Dünya’nın en güzel yerini sevmezsen, orası Dünya’nın en güzel yeri değildir.” Belki Premier Lig dünyanın en prestijli ligi olabilir ama demem o ki, burada yaşayıp, burada bir takım tutan herkes için dünyanın en güzel ligi Süper Lig’dir.
Peki Galatasaray için lig nasıl başladı? Şampiyon olarak bıraktığı oyundan uzak bir oyunla başladı. Geçen sezon da formunu geç yakalayan fakat sonra uçup giden bir Galatasaray vardı. Ama bu sene şartlar değişti, Şampiyonlar Ligi var. Bir an önce oyun planını, takım dengesini yakalamak zorundalar. Peki nedir Galatasaray’da eksikler?
Yeni transferlerden sadece Bakambu’nun ilk 11’de başladığı maçta Galatasaray yedek kulübesi sahadaki oyunculardan daha pahalıydı. Transferde yarıştığı rakibi Fenerbahçe’nin tüm yeni transferleri gelir gelmez süre alabiliyorken, Okan Hoca yenileri 11’e yazmak için biraz daha temkinli davranıyor. Maçın yarısından sonra yerini Icardi’ye bırakan Bakambu için şimdilik bir şey demeyelim. Santrforlar, arkasındaki ön hat oyuncularıyla oynayarak uyumunu ve dolayısıyla skor katkısını artırır diye inanıyorum. O yüzden biraz daha bekleyip görmekte fayda var. Ama beklemeye artık sabrın kalmadığı bir oyuncudan bahsetmek lazım, Sergio Oliveria.
Geçen sezon Torreira iki kişilik oyunuyla Oliveria’nın açığını kapatıp oyun kurulumunda sorumluluk alıyordu. Dün Berkan o role soyunamayınca, Mertens veya Kerem çok fazla derine gelip merkezi toplamaya, oyunu olgunlaştırmaya çalıştı. Bu da çok fazla top kaybı, isabetsiz pasa yol açtı. Tabi ki bu bir takım oyunu, zaman zaman arkadaşının açığını kapatırsın, ama bir maç olur iki maç olur. Aylarca olmaz. Oliveria böylesi kariyerine rağmen Galatasaray’da beklenen sorumluluğu hiç alamadı. Sebebi kadro uyumu mudur, mental midir bilemem. Ama şu açık ki yönetimin bir an önce etkili bir 8 numara alması şart.
Kayserispor karşısında Galatasaray pozisyonlar da buldu ama ataklar olgunlaşarak ya da etkili bir şekilde sete yerleşerek şekillenmediği için skorla sonuçlanmadı. İkinci yarı oyuna giren yeni transferler de henüz bir şey gösteremedi. Savunmaya gelince, daha yıpratıcı bir rakip karşısında sorun çıkartacağı belli. Fatih Terim’in son döneminde her ne kadar ligde işler iyi gitmemiş olsa da Avrupa’da gösterdiği refleks hala hafızamızda. Sarı kırmızılılar o zaman ligdekinin aksine daha mütavazı bir oyunla savunma ağırlıklı oynuyordu. Şampiyonlar Ligi erler meydanı. Orada ceza hızlı kesiliyor. Peki Galatasaray’ın savunma hattı, Avrupa’ya hazır mı? Değil. Hepimiz şunu biliyoruz ki, Galatasaray gol yedikçe, ama ligde ama Avrupa’da, fatura önce lige iyi başlamayan Nelsson’a, sonra yaşından sebep Muslera’ya ve ardından Abdülkerim’e kesilecek. Yani stoper takviyesi de şart.
Son olarak Çağdaş Atan’dan da bahsetmek istiyorum. Hoca transfer tahtası hala kapalı takımı için “Son 2 senedir transferde yediğimiz çalımı sahada yemedik” dedi. Hiçbir teknik adam bu şartlar altında çalışmak istemez. Bırakıp gidebilirdi ama gitmedi. Futbolun hafızası kısadır hemen unutur ama dilerim şehir kendisinin bu yaptığı fedakarlığı unutmasın.