Burcu Kapu

Burcu Kapu

burcukapu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fikstür çekildi, 38 hafta sürecek ligin başlamasına sayılı günler kaldı. Bu sene kulüpler yazdı, sıcaktı demedi, kendini kızgın kumlardan serin sulara atmak yerine; uçağa attı, sezon başlamadan transfer işlerinde sona yaklaştı. Biz normalde alışık değilizdir tam kadro ile takımların lige başlamasına ancak bu sene daha ilk haftadan izlenip taraftarlarca puan verilecek birçok yeni oyuncu var. Hem yeni transferlerle değişen takımlar hem lige yeni yükselenler, hem de yepyeni teknik direktörler ile başlayacak sezonda kimin şampiyon olacağını, kimin ligde kalacağını tahmin etmek için kahin olmak gerekir.
Ama gelin bu pazar Nostradamus’un ceketini biz giyelim ve şimdiden yeni sezonda nelerle karşılaşabileceğimize dair bazı öngörülerde bulunalım.
Transfer döneminin sükse yapan takımı Fenerbahçe, geçen sezon ezeli rakibi Galatasaray’ın yaptığını yapıp, uçakları teker teker indirdi. Yıldız oyuncularla takımı güçlendiren sarı-lacivertlilerde teknik direktör olarak bir kez daha İsmail Kartal dümene geçti. Peki olası birkaç puan kaybında Fenerbahçe’de ilk konuşulacak konu sizce ne olur? Tahmin etmek hiç de zor değil. İsmail Hoca bu yıldız isimleri yönetmek ve oynatmak için yeterli ve doğru bir isim mi konusu... Tıpkı geçen sezon başı Okan Buruk ile ilgili konuşulanlar gibi... Ha futbol izleyicisi sezon başı Okan Hoca’yı eleştirip sonra şampiyon olmasından bir ders almış mıdır? Sanmam. Aynı şeyleri İsmail Hoca için yapmaz mı? Yapar. O zaman buraya, “kehanet bir” diyelim.
9. hafta Galatasaray-Beşiktaş derbisi oynanacak. Halil Dervişoğlu transferinde iki kulüp arasında yaşananlar malum. Beşiktaş taraftarları Halil’i pek de hoş karşılamayıp, tezahüratlarında muhtemelen genç oyuncuyu hedef alacaklardır, değil mi? “Hayır” diyeceksiniz, çünkü muhtemelen bu sezon da derbilerde taraftarlar deplasmana gidemeyecek. O zaman kehanet iki için önce şuraya deplasman yasağını bırakalım. Sonra Halil ve Beşiktaş tepkisi için mart ayının ilk haftası Beşiktaş stadında oynanacak derbiye de üç numaralı kehanetimizi yazalım.
Daha sezon başlamadı ama Galatasaray ve Fenerbahçe’nin polemiklerinin fitili çoktan ateşlendi. Tabi ki 1959 yılı öncesi şampiyonlukların sayılıp sayılmaması konusundan bahsediyorum. Federasyon bir araştırma komisyonu kurdu (- ki bence de bu konuda kararı tarihçilere ve uzmanlara bırakmak en doğrusu) muhtemelen sonuç bu sezon çıkmayacak. Ama olsun, bu iki ezeli rakibin herhangi bir konuda anlaşmazlık yaşaması için illa bir sonuca ihtiyacı yok. Zaten güzelim halk edebiyatının en sevilen türü aşık atışması gibi başkanlar ve yöneticiler çoktan karşılıklı demeçlere başladılar. O zaman bu atışmaların sezon boyunca dozunu artırarak süreceğini düşünebilir miyiz? Bence düşünürüz. Buyrun o zaman kehanet dört.
Peki, “Elimizde belgeler var, açıklarız”, “Federasyonu göreve çağırıyoruz”, “Bu hakemlerle bu sezon bitmez.”, “Hakem hataları hep bizim aleyhimize”, “Hakem eyyam yaptı, maçı katletti” gibi sözleri bu sezon duyar mıyız? Kesinlikle. MHK yeni ama tepkiler eski. Kimsenin puan kaybına tahammülü olmadığı için bu MHK de illa bu serzenişleri tadacaktır. Yani kehanet beş diyelim. Cem Yılmaz’ın filmi G.O.R.A.’yı bilmem izlediniz mi, sever misiniz? Ben kaç kez izledim sayısını artık bilmiyorum. Film boyunca “Bir cisim yaklaşıyor,” diye Komutan Logar’ın yanına gelen Tihulu’ya sorusudur Cem Yılmaz’ın “Sen kahin misin?” Ben de size sorayım, “Süper Lig ile ilgili bu tahminleri yapmak için sizce kahin olmaya gerek var mı?”