Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ, Süper Lig A.Ş. projesini hararetli biçimde savunmaya devam ediyor.
Geçen hafta Şansal Büyüka’nın Maraton programında tekrarladı; “Naklen yayın gelirlerini 1.5 katı artırmayı hedefliyoruz.”
Mevcut ihalede ortaya çıkan rakamın büyüklüğüne bakınca, sadece bu söylemin kulüplerin iştahını kabartması normal.
Futbolun marka değerini yükseltmek için yıllardır hiçbir çaba göstermeyen, iş paraya gelince ağzı kulaklarına varanlar, böyle bir projeye elbette balıklama atlarlar.
Hani Gümüşdağ diyor ya; “Bazı çatlak sesler çıkabilir, ancak biz Cumhurbaşkanımızdan da gerekli desteği alırız” diye.
Çatlak seslerin kim olduğunu bilmiyoruz. Hangi amaca hizmet ettiklerini de hâkeza. Bildiğimiz basit bir matematik işlemi.
İddia edildiği gibi naklen yayın gelirinin 1.5 kat artması, Gümüşdağ’ın ifadesi ile “malın” kıymetiyle doğru orantılı.
Yani Türk futbolunun kalitesi, izlenirliği ve kulüpler düzeyinde uluslararası başarıyla ilgili.
Tam da bu noktada parantez açalım ve soralım: “Türkiye Süper ligi Avrupa’da kaç ülkede pazarlanabiliyor? Kaç ülke iki derbi maçı dışında Süper ligi takip ediyor?”

Haberin Devamı

Ha deyince olmuyor

Bildiğimiz kadarıyla, gurbette yayıncı kuruluşun dekorderine sahip olanlar dışında böyle bir talep yok. Örneğin biz ekstradan tek kuruş ödemeden Premier lig, Bundesgila, Serie A veya La Liga maçlarını evimizde keyifle seyrederken, bir İngiliz futbol sever Türkiye Süper ligini merak etmiyor doğal olarak!
Gelelim işin lokal tarafına. Yayın gelirini 1.5 katına çıkarmak, ihaleyi alan kuruluşun kulüplere ödeyeceği rakamı ikiye katlanması demek. Yani, şu anda satın alınmış dekorder sayısını ikiyle çarpmak, 2 milyon aboneyi 4 milyona çıkarmak demek.
İyi güzel de, “malı” satın alan neye yatırım yapacak?..
Türk futbolunun bugünkü cazibesine mi? Başkan ve yöneticilerin söylemleriyle her gün bir başka gerilimin yaşandığı ortama mı? Yoksa paspas edilen futbolun marka değerine mi? Beyler, Doğan görünümlü Şahin’ler satmıyor artık.
Bu arada, Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’ın 8 yıl, Göksel Gümüşdağ’ın ise 2 hafta önce gündeme getirdiği projeyi şıp deyince hayata geçirmek, Cumhurbaşkanı’nın ikna edilmesine bağlıysa, Saray’ın da konuyu enine boyuna inceleyecek danışmanları olduğu unutulmamalı!

Haberin Devamı

Kaliteye yatırım

Geçen hafta izah etmeye çalıştık, tekrarlayalım. Süper Lig A.Ş. modeli kulüpler açısından önemli bir avantaj olarak görülebilir. Dolayısıyla öncelik, yayıncı kuruluşu finanse edecek abone sayısını artırmak ve Süper Ligin kalitesine yatırım yapmaktan, sonra da TFF’nin kaybedeceği gelire alternatif kaynak yaratmaktan geçer.
Siz “malı” satın alınabilir kılacaksınız ki, insanlar peşinizden koşsun, takımlarına destek versin.
Gümüşdağ projenin mucidi değil. O yüzden endişe etmesin. Konu hakkında fikir beyan ederlerden de korkmasın. Acele işe şeytan karışır, sadece bu unutulmasın!..

Sergen Yalçın bilmecesi

TFF Hukuk Müşavirliği, Sergen Yalçın’ı “hakaret” gerekçesiyle disiplin kuruluna sevk etti. Yalçın kim? Sivasspor teknik direktörü! Hangi sıfatla işlem görecek? Sivasspor “idarecisi.”
Neden? Çünkü süper ligde takım çalıştıracak diploması yok, özel izinli!
Peki Sergen Yalçın ne ceza alacak? İdareci olarak yargılanırsa yandı, ceza 30 günden başlar. Teknik adama ise 2 maçtan! Çok daha önemli bir soru var; “Sergen Yalçın hakaret etti de, kime etti?”
Hakeme ise, teknik adam olarak alt sınır 3 maç. Yönetici olarak 75 gün!
Hadi gel çık işin içinden!

Haberin Devamı

Yıldırım’ın Emenike takıntısı!

Emenike Fenerbahçe’deki en kötü günlerini yaşıyor. Onun formsuz hali ise önce Aziz Yıldırım’ı rahatsız ediyor.
Neden? Çünkü Emenike’nin piyasası düşüyor. Şike süreci başlayınca apar topar 10 milyon euroya Spartak Moskova’ya satılıp, Yıldırım marifetiyle 13 milyon euroya geri alınan Nijeryalı, beklentileri karşılayamadığı için can sıkıyor.
Teknik direktör İsmail Kartal ve Fenerbahçe taraftarı dahil kimseyi memnun edemeyen Emenike’ye sadece başkan Yıldırım’ın sahip çıkması boşuna değil! Son derece kötü oynadığı Gençlerbirliği maçından sonra başkanın “Sadece Emenike bir şeyler yapmaya çalıştı” şeklindeki algı operasyonu, tamamen pazarlama teknikleriyle ilgili bir hamle! Kolay değil, işin sonunda milyonlarca euro zarara uğramak da var! Yıldırım akıllı adam, boşa konuşmaz...

Güzel insandı Ağaoğlu...

Evet, güzel ve iyi insanlar birer birer aramızdan ayrılıyor. Bunlardan biri de Dr. Savaş Ağaoğlu. Halterin efsane başkanı Arif Nusret Say’dan devraldığı meşaleyi başarıyla taşıyan Ağaoğlu, sadece örnek bir idareci değil, dünya ile barışık, herkesin yardımına koşan gerçek bir dosttu. Yaşadığı onca acıya rağmen hayata tutunmaya çalışan Savaş ağabeyin, tanıyıp da iyiliğinin dokunmadığı insan neredeyse yoktu. Sonunda onun da enerjisi tükendi ve gitti. Güle güle Savaş ağabey. Işıklar içinde uyu, seni hiç unutmayacağız...