Tablo ortada
Şimdi de bardağın öteki yanından bakalım.
İnsanlar durduk yere isyan etmiyor. Haklarının yenildiği düşüncesine boş yere kapılmıyor.
Ortada bir rahatsızlık, yolunda gitmeyen bazı şeyler var.
Öyleyse karmaşa ortamını önlemek organizasyonun sahibi Futbol Federasyonu’na düşüyor.
Dolayısıyla Merkez Hakem Kurulu’na. Sezonun ilk yarısı bitiyor tablo ortada. Herkes hakemi konuşuyor, canı yanan feryat ediyor.
Hakemin eğitiminden atanmasına, yönettiği maçtan özel yaşamına, sorumluluğun MHK’de olduğu gerçeğini ise sadece beyler kabul etmiyor.
Neden? Çünkü acemiler. Çünkü yaptıkları işi önemsemiyorlar. Çünkü çoğunun kapasitesi belli.
Federasyon artık iğneyi kendine batırmalı. İğneyi yiyince ne hissediyorlarsa, bilmeliler ki kulüplerin canı beş kat fazla yanıyor.
On milyonlarca dolar transfer harcamasının, verilen sözlerin, camiaların beklentilerinin, en önemlisi sahadaki emeğin bir hatalı düdük veya bayrak için heba edilmesini istemiyorlar.
Aman dikkat. Hani hep sözünü ettiğiniz güven ortamı var ya...
Yerini yavaş yavaş fesat düşüncelere, geçmişteki alışkanlıklara bırakırsa, emin olun cenazeyi kaldıracak cemaat bulamazsınız!
Kastamonuspor ve medya sansürü
Sorumlu hangisi?
Uçan kuşu haber yapan ajanslar görmezden(!) gelse bile, temsilci, gözlemci ve hakem raporları çoğu kez nerede ne yaşandığını anlatmaya yetiyor!
Hafızasını zorlayanlar anımsar. Yıllar önce Diyarbakırspor-Altay maçında çıkan olaylar ancak resmi raporlar ve Altaylı yöneticilerin çektikleri özel fotoğraflarla saptanmış, lince varan çirkinlikler bu yolla gündeme gelebilmişti.
Kastamonulu futbolseverlere soruyorum;
Asıl hesap vermesi gerekenler bu haberleri yapanlar mı, yoksa futbol anarşisine yol açan ve yalakalık olsun diye olaylara medya sansürü uygulayan ilkel zihniyet midir?
Yardımcıya yardım edin
Son haftalarda gündem, yardımcı hakemlerin yaptığı affedilmez hatalar.
Peki hiç düşündünüz mü bu adamlar neden üst üste hata yapar, pek çok takımın canını yakar, maçın skorunu belirler?
Ya gerçekten kötü niyetlidirler, ya yeterli donanım ve deneyime sahip değildirler, ya da yaptıkları işi önemsemiyorlardır.
Gerekçesi ne olursa olsun hakem hata yapıyorsa, sorumlusu sezon başında bu kadroyu kafasına göre belirleyen Merkez Hakem Kurulu’dur.
Ama bunca gürültüye rağmen bakıyoruz başta Oğuz Sarvan olmak üzere hiç kimseden ses yok.
Hakemini savunamıyorlar. Dozu artan eleştirilere yanıt veremiyorlar. Hepsinden vazgeçtik hata yapanlara görev vermeye devam edip, üç maymunu oynuyorlar.
İşin faturası kime kesiliyor? Doğrudan Futbol Federasyonu’na!
Futbol Federasyonu ise “dere geçerken at değiştirilmez” diyerek kendi kellesini ortaya koyuyor.
Söyleyin tanrı aşkına, federasyon başkanı dahil hangi yönetici yardımcı hakemlerin antrenman parası almadığını biliyor?
Hangisi, birbirini tanımayan hakem triolarının hata yapmasının kaçınılmaz olduğunun farkında?
Kaçı hakemine kafa tutan yardımcıyı ödüllendiren MHK’ye “ne oluyor kardeşim” diye sorabiliyor?
Kim sorgulayabiliyor bu insanların psikolojisinin neden bozulduğunu?
On beş kişilik yönetim kurulunda hakemlerle diyaloğu sağlayacak bir üye niçin görevlendirilmiyor?
Dere geçerken at değiştirilmez diyorsunuz. Belki haklısınız.
Ya at dereyi geçerken devrilirse?
Ne olur üzerindekilerin hali?..