Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tam da “kazanamıyorsan, kaybetme” denecek bir maçtı Trabzonspor açısından.
Beşiktaş ve Sivasspor’un galibiyetle kapattığı haftada, bordo-mavili  ekibin alacağı tek puan Şampiyonlar Ligi şansını yok denecek kadar azaltsa da, UEFA  garanti olacaktı. Umutların tükendiği, artık maç bitti denen o uzatma dakikalarına dek tabii.
Trabzonspor’un 90 artı 2. dakikada kaleye yaklaşık 25 metreden kazandığı serbest atış sırasında yaşananların neleri değiştirebileceğini kim bilebilirdi ki? Gökhan geçti topun başına vurdu. Barajdaki Bekir elle müdahale edince hem ikinci sarıdan ihraç oldu, hem de atış noktası en az 5 metre yaklaştı kaleye.
Gökhan’ın karşısına yine kalabalık bir duvar örüldü. Hem de öyle böyle değil. Tüm Bursasporlu oyuncular oradaydı.
Bu sezon kaçırdıklarıyla eleştirilen, attıklarıyla alkışlanan Gökhan topu öpüp yere bıraktı. Ve top iğne deliğinden geçip o ana kadar yaptığı kurtarışlarla maçın en başarılı ismi olan kaleci İvankov’un şaşkın bakışları arasında ağları buldu.
Müthiş bir uğultu kapladı Avni Aker’i.
UEFA ile yetinmeye hazırlanan bir takım ve taraftarları, saniyenin yarısı kadar bir süreçte, Şampiyonlar Ligi umudunu son iki haftaya taşıdı.
Trabzonspor bu kez de iyi oynamadı. Ama çok mücadele etti. Savunmasının sağ tarafında maç boyunca önemli hatalar yaptı. Bir ara orta alanı rakibe teslim etti. Ancak gol umudunu hiç yitirmedi. Alanzinho denedi,  Gökhan kaleyi yokladı, Umut ıskaladı, ama olmadı. “Olmayınca olmuyor” denen cinstendi kaçanlar.
Süper Lig’in ikinci yarısının flaş takımı Bursaspor da boş durmadı bu arada. Hele 83. dakikada Ömer’in tüm Trabzonspor savunmasının uyuduğu bir anda topu direğin dibinden dışarı atışı vardı ki, maç o pozisyonda bitebilirdi.
Futbolda çoğu kez karşı çıksak da mucizelere inanmak gerektiğini dün akşam bir kez daha gördük.
Hakemin bitiş düdüğü çalmadan ahkam kesmenin de ha keza.
Trabzonspor ligin en kritik maçlarından birinde bu kez şansı, hırsı, görmeyi özlediğimiz kazanma isteği ile lehine çevirmeyi bildi.
O golün adına ne derseniz deyin:
“Yaşama dönüş mü” yoksa “yarışa sonuna kadar devam” mı?
Her ikisi de uyar!