Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Efes Pilsen ve timsah gözyaşları

Şezlonga uzanmış koca bir yılın yorgunluğunu atmaya çalışıyorsunuz.
Ayağınızın ucunda deniz.
Başınızın üzerinde güneş.
“Şimdi buz gibi bir bira ne gider” diye düşünürken imdadınıza Ekincik’in emektarı Tahsin yetişiyor.
Dolapta soğuttuğu bardakla birlikte biranızı getiriyor ve keyifle yudumlamaya başlıyorsunuz.
Tatilimin vazgeçilmezidir bira.
Fıçıda Tuborg, şişede Efes Pilsen.
Başka marka tanımam.
Tanımam da bir basketbol maçında, örneğin Efes Pilsen’in maçında aklımın ucuna bile gelmez bira içmek.
Ne o salonda Efes Pilsen adı bana birayı çağrıştırır, ne de bira ile Efes Pilsen takımı özdeşleşir kafamda.
Gariplik ben de mi diye arkadaşlara sordum.
Yok. Onlar da tıpkı benim gibi düşünürmüş!
Öyle ya, aksi halde 33 yıldır Efes Pilsen’in maçlarını izleyen seyircinin yarısı alkol tedavisi görüyor, diğer yarısı da karaciğer yetmezliğinden hastanede yatıyor olurdu.

Haberin Devamı

Amacınız ne?
Rahatsızlık başka!
Amaç farklı!
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu yetkililerine sormak gerek;
Amacınız üzüm yemek mi, bağcı dövmek mi?
Türkiye’de basketbolu son çeyrek yüzyılda ayağa kaldıran, açtığı yolda ezeli rakiplerini peşinden sürükleyen, Avrupa’da elde ettiği başarılarla sponsorluğun spor için ne denli önemli olduğunu kanıtlayan Efes Pilsen kulübü kapanırsa, başınız göğe mi erecek?
Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar giderek binlerce gence basketbolu sevdiren, kahvehane köşelerinden ve sokaklardan kurtaran bir kulübü, sırf alkol takıntınız yüzünden sporun dışına itmek hangi amaca hizmet edecek?
Sayın Bakan Faruk Özak, bu trajik duruma müdahale etmek sizin elinizde.
Danışmanlarınıza talimat verin incelesinler.
Bu ülkede alkollü içki üreten kaç firma spora sponsor oluyor bir bakın.
Kaçı Efes Pilsen basketbol takımı gibi Türkiye’nin reklamını ve tanıtımını yapıyor görün.
Camianın içinde bu durumu ellerini ovuşturarak izleyenlere kanmayın.
Lütfen siz de timsah gözyaşları döken genel müdürünüz gibi yaşananlara seyirci kalmayın.
Biliyoruz, bu konu sizi aşmaz!
Alt tarafı bir yönetmelik.
Bir kalemde değişir.
Üst tarafı ise, spora yaptığı hizmet ve katkılardan dolayı takdir edilmesi gerekirken kapısına kilit vurulma aşamasına gelinen köklü bir kulüp.
Kapandı mı çok şey yitip gider!

Haberin Devamı

Aziz Yıldırım, şampiyonluk, Süper Lig A.Ş.
Lig şampiyonluğu, camia kadar Aziz Yıldırım için de çok önemli.
Pazar gecesi ipi göğüsleyen takım Fenerbahçe olursa, futbolda radikal değişim rüzgârları da esmeye başlayacak.
Yok yok, federasyon seçimi filan değil konu.
Geçen yıl İngiliz Premier Ligi modeli gündeme getiren ve sınırlı da olsa destek bulan Yıldırım, takımı şampiyon olursa Süper Ligin “Süper Lig A.Ş.” olarak yapılandırılması için kaldığı yerden devam edecek.
Projeye göre şirketin ortakları kulüpler olacak. Başkan ve yönetim kurulunu kulüpler seçecek.
Şirket ligin tüm mali haklarını elinde tutacak .
Sponsorluk, naklen yayın, İddaa, Spor-Toto, reklam gelirleri A.Ş. tarafından kontrol edilecek. Gelir pastasından alt liglere yüzde 8 ile 10 arasında bir pay verilecek. Ligin marka değerinin artırılması sağlanacak.
Futbol Federasyonu “düzenleyici” rolünü üstlenecek.
Liglerin FIFA ve UEFA kriterlerine uygun olarak oynanmasını sağlayacak olan federasyonun işlevi, kademeli olarak azaltılacak ve sorumluluk alanı düzenlenecek.
Bank Asya, Süper Lige hazırlık ligi olurken, üçüncü lig yarışmanın olmadığı eğitim öncelikli bir statüye dönüştürülecek.
Değişimin bir ayağını da hakemler oluşturacak. Hakemlerin tam profesyonelliğe geçişini öngören ve İngiltere modelini benimseyen plana göre hakem ücretleri de A.Ş. tarafından karşılanacak. Hakemlerin eğitim, malzeme ve sosyal güvenceleri gibi konular A.Ş.’ye bağlanacak.
Fenerbahçe şampiyon olamazsa mı?
O zaman Yıldırım’ın öncelikleri değişecek, proje bir başka bahara kalacak!..

Haberin Devamı

A.Gücü’nü bekleyen tehlike
Onca gerilim ve komplo teorisi kime zarar verdi?
Ankaragücü kulübüne.
Fenerbahçe maçı öncesi yaşananları anımsayın.
Macera filmlerine taş çıkaracak senaryoları yazanlar, hem takımı hem de taraftarı ateşe attı.
Sonuç?
Sahada ayakları titreyerek rakibe boyun eğen Ankaragücü, üç puanı düşünmedikleri kadar kolay bir skorla alan Fenerbahçe oldu.
Daha vahimi, yöneticilerin dolduruşu sonrası bu skoru kabullenemeyen sarı-lacivertli taraftarın tepkisi nedeniyle kesilen iki maç ceza.
Tahkim Kurulu bu kararı onaylarsa, Ankaragücü gelecek sezon sahasındaki ilk iki maçı boş tribünlere oynayacak.
Ya para?
360 bin lira ne ki?
Hikmet Karaman’a 2 milyon liraya yakın tazminat ödemeye mahkum olmuş bir yönetime, bu rakam çerez parası.
Söz Karaman’dan açılmışken.
Tazminat kesinleşirse, kulübün yıllık naklen yayın gelirinin neredeyse dörtte biri, “ben yaptım oldu” zihniyetiyle hareket eden anlayış yüzünden bir teknik adama ödenecek.
Bu kez futbolcuya yaptığınız gibi de davranamazsınız.
Bıçak kemiğe dayanıncaya kadar bekler, futbolcu antrenmanı boykot edince paşa paşa parasını hesabına yatırırsınız.
Ancak Karaman’ın tazminatını ödemezseniz transfer yapamazsınız.
Federasyon talimatı açık.
Ya parayı bir kalemde öder, ya da yeni alacağınız futbolculara ve teknik adama sezon öncesi lisans çıkaramazsınız.
Asırlık kulübün düştüğü duruma bakın.
Bakın da, şampiyonluk söylemleriyle insanları kandırmaya çalışanların, bu renklere gönül verenleri nasıl yabancılaştırıp soğuttuğunu anlayın!

Ya İzmir ikilerse?
Bucaspor, İzmir’in 8 yıllık süper lig hasretini bitirdi.
Play-off’dan bir İzmir takımının daha gelme olasılığı yüzde 50.
Altay veya Karşıyaka, Adanaspor ile Konyaspor’dan sıyrılabilirse, iki İzmir takımı birden en üst ligde oynayacak.
Son olarak 2002-2003 sezonunda Göztepe ve Altay’ın küme düşmesiyle heyecanını yitiren İzmir kenti iki kez “süper” olacak.
Sonra...
Senaryolar yazılmaya başlanacak.
Futbol Federasyonu Başkanı İzmir’li ya...
“İki takımı birden çıkardı.”
Altay başarırsa...
“Mahmut Özgener Altay’lıdır. Altay’ı süper lige taşıdı.”
Karşıyaka yükselirse.
“Altay olmadı, Karşıyaka’yı kolladı.”
Hazırlıklı olun Sayın Özgener, aynen böyle olacak!