Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın hangi ülkesinde hakeme hakaret etmek için “İb...”diye bağırılır? Galiba Avrupa kıtasında Türkiye ve benzer karakterdeki Yunanistan’da! Diğerlerinde “İb..” olmak ayıp değil ki küfür salıysın...
Peki neden? “İb..” demek hakarettir. Aşağılamaktır. En hafifinden küçümsemektir karşısındakini.
Gündemde, eşcinsel olduğu için “hakemlik yapamaz” denen mağdur bir insan var.
Oysa etrafımızda her meslekten (!) o kadar çok eşcinsel yaşıyor ki!
Ancak kimse eşcinsel olduğu için mesleğinden atılmıyor, sorgulanmıyor. Kimse onların tercihini merak etmiyor.

Hiç mi vicdanınız sızlamadı
Konu bir futbol hakemi olunca yer yerinden oynuyor!
İşe bakın!
Türkiye gibi bir ülkede hem hakem, hem de eşcinsel olacaksınız!
Yaşamayın daha iyi!
Gözlemci ve Temsilciler Kurulu Başkanı Kemal Dinçer’e duyarlı ve çağdaş yaklaşımından dolayı teşekkür ediyorum.
“Bir eşcinsel Paris’te belediye başkanlığı yapabiliyorsa, Türkiye’de eşcinselim diyebilecek medeni cesarete sahip biri de hakemlik yapabilir” diyen Dinçer’e şaşıran beyinler, bu toplumun çağdaşlık yolunda mehter marşı ile yol aldığı gerçeğini ne zaman görecekler, merak ediyorum.
Yaşananların sorumlusu Merkez Hakem Kurulu’na gelince.
Beyler giderayak tarihi bir ayıba imza attı.
Eşcinselliği “tu-kaka” gören bir ülkede, saklanarak, gizlenerek yaşam savaşı veren bir insanın deşifre olmasına yol açtı. Suç işledi.
Kimbilir, o kurulda bulunan üyeler hakemlik dönemlerinde tribünlerden yükselen seslerin intikamını aldı belki de!
Askerlik işini bahane eden uzun boylu MHK üyesine soruyorum;
İstanbul’da, Antalya’da, Gaziantep’te “askerlik yapamaz” raporu aldıkları halde hakemliğe devam edenlere göz yumarken, hiç mi vicdanın sızlamadı bir insanın yaşamını karartmaya?
Biz günlerdir o hakemin kimliğini, bölgesini saklı tutmaya özen gösterirken, isminin başharflerini, yaşadığı kenti, köşelerinde açık açık yazanların da senden farkı yok.
Toz kondurmadığınız etik anlayışınızı seveyim!
Önceki gün telefonda konuşurken içim cız etmişti;
“Abi cebimde 400 liram var. Şimdi ben nereye gideceğim? Bu para ile ne kadar yaşayacağım?” demişti sesi titreyerek.
Önceki akşam gitti.
Yaşadığı şehirden uzaklaşmak zorunda kaldı. Ailesini, arkadaşlarını dostlarını geride bırakarak.
Darmadağın olmuş bir yaşamın yarın neler getireceğini bilmeden hem de!

Bravo Özgener’e

Helal olsun Futbol Federasyonu’na.
Belki de göreve geldikleri günden beri yaptıkları en doğru iş bu oldu.
Federasyon geçen hafta oynanan Belediye Vanspor- Eyüpspor maçında yaşanan rezilliğe duyarsız kalacak mı tartışmaları sürerken, yönetim kurulu tarihi bir kararla ev sahibi takımı hükmen yenik ilan etti.
Son haftaya girilirken grupta tüm dengeler değişti. Dahası Eyüpsporlu futbolcular canlarını kurtarmaya çalışırken, hiçbir şey yaşanmamış gibi maçı oynatan hakem ve temsilciler hakkında da soruşturma başlattı.
Böylesi cesur ve hiçbir etki altında kalınmadan alınan kararları alkışlıyorum.
Bravo Mahmut Özgener ve ekibine.



Şansal Ağabey gidiyor mu?
Hiç mi vicdanınız sızlamadı
Geçen hafta Sivas’tan, Ankara’ya dönerken yemek molası verdiğimiz  “İhtiyarın Yerinde” dikkatimi çekmişti.
“Telekom fiber optik kablo çekiyormuş, benim arazimden geçecekti. Ne işiniz var çekin gidin dedim. Vermedim. Vali geldi, kaymakam geldi yine de vermedim. Asfaltı kazıp gittiler” demişti 74 yaşındaki Oflu İbrahim usta...
Önceki  gün televizyon camiasından bir dostumla sohbet ediyorduk.
“Süper Lig’in naklen yayın ihalesi bu kez çok değişik olacak” dedi.
“Nasıl bir değişiklik olacak?” diye sordum.
“TRT ve Türk Telekom ihaleye birlikte girecekler. Uzun zamandır alt yapısını hazırlıyorlar. Her kente kablo döşeniyor. Süper Lig maçları 2010 yılından sonra yepyeni bir teknoloji ile yayınlanacak. IP TV diyorlar adına”.
İddiaya göre sezonluk 160 milyon civarındaki gelir, asgari 200 milyon liraya çıkacaktı.
Kulüpler için iştah açıcı bir öneriydi.
“Bu işin alt yapısı fiber optik kablo döşemekle bitmiyor, yayın ekibi ve deneyimli bir kadro gerekmiyor mu?” diye sordum.
“Tabii ama, onlar da tamam” dedi.
Ve devam etti:
“Bu işi Türkiye’de en iyi yapan kim?”
“ Lig TV’deki Şansal Büyüka ve ekibi!”
“Eeee?”
“Ekip bu işte”
“Bu kadar ciddi yani?”
“Konu hükümet politikasıyla ilgili. Kimse karşı çıkamaz.”
“Hepsine evet. Oldukça da inandırıcı. Peki ama nasıl yayınlanacak maçlar?”
“Üç büyükler dışında yayına girecek maçlar o şehre verilmeyecek. Böylece seyirci kaybı yaşanmayacak. Herkes izlemek istediği maç için açacak Telekom’a telefon, belli bir ücret ödeyecek. Şifreyi çözecek ve seyredecek.”
İhaleye bir yıl kaldı. Yakında kokusu çıkar.
Şansal Ağabey ve işin kurdu olmuş Lig TV ekibini, TRT-Telekom ortaklığında görürseniz şaşırmayın!

Siz hiç konuşmayın Sayın İpek!
Hiç mi vicdanınız sızlamadı
Gençlerbirliği- Hacettepe maçından önce her kafadan bir ses çıktı.
“Bu maç şike”.
“Göreceksiniz Hacettepe yenilecek”.
“Lig tescil edilemez”.
En ilginç yaklaşım kimden geldi biliyor musunuz?
Denizlispor Başkanı Ali İpek’ten! Ne dedi takımı küme düşmeme mücadelesi yapan İpek? “Sezon sonunda Futbol Federasyonu’na itiraz edeceğiz.”
Ne için?
”Bunlar aynı kulüp. Biri ötekine kıyak yaptı!
El insaf !
Şu anki Hacettepe’yi, o zamanki Oftaş’ı Süper Lig’e alan federasyon yönetimi kimdi?
İçlerinde İpek’in de yer aldığı Haluk Ulusoy Federasyonu!.
Sayın İpek; bu takım Süper Lig’e çıktığında tescilini yapan eski bir federasyon yöneticisi olarak bugün nasıl oluyor da “Ligde şaibe var” diyebiliyorsunuz?
O zaman aklınız neredeydi?
Hazır şaibeden söz açılmışken; üç yıl önceki “çanta muhabbetinin” sırrı hâlâ çözülmedi.
Bu konuda sizin bir fikriniz var mı Sayın İpek?