Trabzon’un travmadan kurtulup “yola devam” edebilmesinin tek yolu var; haftaya Galatasaray’ı yenmek... Kolay mı? Bana göre değil.
Fatih Terim, rakip kaleye ilk şutunu 35. dakikada atan, ilk kornerini 41. dakikada kullanan, en ciddi pozisyonunu 44. dakikada bulan, altı pastan topu bir değil, tam dört kez gol yapamayan bir takım izleyeceğini bilse, keyfini bozup taa İstanbul’dan Trabzon’a gelir miydi?
Asla! Televizyonun başına geçer ve “İspanya maçı kadrosuna bu ekipten kimseyi almam” diye kesip atardı. Balığın tazesini yemek için de bu kadar zahmete katlanmazdı!
Kimse darılmasın, kızmasın. Şu bir gerçek; Trabzon’un bu oyunla şampiyon olması hayal. Kendi evinde üst üste küme düşme hattındaki iki takıma yenilip çok büyük bir avantajı kaybettikten sonra, zirveye oynayan rakiplerini geçmesi ise zor.
Bu takımın balansını ne bozuyor, bu kadar sıradanlaştırıyor anlamak mümkün değil. Hadi berbat geçen ilk yarıyı bir kenara bıraktık. Ya ikinci bölüm? Ligde hangi takım gol bölgelerinde bu kadar acemi ve aceleci olabilir? Terim’in çıplak gözle izlemeye geldiği Gökhan nasıl olur da o topları ağlara gönderemez? Akıl alır gibi değil.
Ya Umut? Haftalardır takımını sırtlayan bir futbolcunun beş yıl geriye gitmesi, sahada bir amatör küme topçusu gibi titremesi, nasıl izah edilebilir? Sadece koşarak golcü olunmayacağını anlayacak yaşı çoktan geçmedi mi Umut?
Gökhan ile Umut’u günah keçisi ilan edecek kadar acımasız olamayız. Teknik direktör kontenjanından sahada doksan dakika kalan Selçuk’u, dünü bugününü tutmayan Yattara’yı, kaptan Hüseyin’i ve Tayfun’u onlardan nasıl ayırt edebiliriz?
Taraftar bu sezon ilk kez takımını yuhluyor, oyuncunun ayağına top geldiğinde protesto ediyor, Colman çıkarken tepkisini koyuyorsa, ortada sorumluluğu üstlenecek birilerini aramak anormal sayılmamalı.
Biz sorularımızı sıralayıp duruyoruz. Elbette birileri de çıkıp bunlara yanıt vermeli. Şampiyonluk kovalayan bir takımın neden bu kadar çaresiz, aciz durumlara düştüğünü açıklamalı.
Kimse kimseyi kandırmasın. Bu yenilgi gösterdi ki, gerek devre arasında yapılan takviyeler, gerek formanın gediklisi bazı isimler, omuzlara binen ağırlığı kaldıracak kapasitede değil.
Trabzonspor ligin ikinci yarısı başlarken rakiplerine koyduğu puan avantajını yitirdi. Böyle bir travmadan kurtulup “yola devam” edebilmesinin tek yolu var; haftaya Galatasaray’ı yenmek... Kolay mı? Bana göre değil.
Kalan on bir haftada sezon başındaki motivasyonunu yakalayabilmesi için sanırım Karadeniz’de bir mucize gerçekleşmeli.
İşte durum bu kadar vahim!