Son zamanlarda Trabzonspor’un bu kadar aciz ve çaresiz kaldığı bir maçını izlemedim. Bordo-mavili futbolcuların bu maçtan çıkaracağı çok önemli dersler olmalı...
İşini ciddiye almazsan, senden daha ciddiye alan birileri çıkar ve dün akşamki kâbusu yaşatır.
İlk maçtaki 2 farklı galibiyetin üzerine yatmaya çalışır, futbol adına hiçbir şey yapmazsan, senden daha iyisini yapan Antalyaspor gibi bir takım “çantada keklik” gördüğün turun sevincini zehir eder, kursağında bırakır.
Antalyaspor’un hedefi belliydi. İlk yarıda bir gol atıp, rakibi strese sokmak. Sonra da gol yemeden tur için yeterli skora ulaşmak. Gerçi Trabzonspor hazırdı strese girmeye de!
Mehmet Özdilek’in öğrencileri dersini iyi çalışmıştı. Hem kafa hem de fizik olarak hazırdı bu senaryoya. Hem de öylesine hazır ki, daha 26. dakikada Trabzonspor’un maça havlu atması işten bile değildi. Kalede Onur olmasa, bordo-mavili ekibin ağları üç kez sarsılmıştı bu ana dek. Ama onun da direnci bir yere kadar sürdü. Djiehoua’nın gol vuruşunda yapabileceği fazlaca bir şey yoktu genç kalecinin. Yine de yılmadı Onur, ikinci yarıdaki baskı karşısında konsantrasyonunu hiç yitirmedi. Finale en fazla inanan oyuncusu Onur’du Trabzonspor’un.
Peki Antalyaspor bu kadar istekli, iştahlı ve mücadeleci bir futbol sergilerken Trabzonspor ne yaptı? Rakibe bu kadar kolay teslim olmasının gerekçesi neydi?
Tüm yükün kaleci ve savunmanın üzerine kaldığı bir takım düşünün. Orta sahası koşmayan, pres yapmayan, adam kovalamayan, hücuma katkı sağlayamayan. Selçuk’un yürüyerek oynadığı, Colman ve Ceyhun’un hatalı pas rekoru kırdığı o orta sahada, Alanzinho gibi etkili bir silahın da tutukluk yaparsa vay haline!
Aynen öyle. İlk yarı boyunca tek bir gol pozisyonu bulan, onu da ölü bir toptan yaratmaya çalışan Trabzonspor’un yürekleri hoplatacak, akılda kalan tek önemli tehlikesi Engin’in direkte patlayan şutuydu. Gerisi yalan... Koca bir yalan hem de.
Son zamanlarda Trabzonspor’un bu kadar aciz ve çaresiz kaldığı bir maçını izlemedim. Bordo-mavili futbolcuların bu maçtan çıkaracağı çok önemli dersler olmalı. Tabii bilgisine, deneyimine inandığımız Şenol Güneş’in de.
Bordo-mavililer büyük olasılıkla gelecek sezonun Avrupa biletini böylesine berbat bir performans sonrası cebine koydu ise vakit hesap ve özeleştiri vaktidir.
Antalyaspor mu? Tek kelime ile yazık oldu onlara. Bunca çabanın ve emeğin karşılığı, kupaya yarı finalde veda etmek olmamalıydı. Özdilek ve takımına kocaman alkışlar.
Çünkü onlar bu kupanın en sevilen ve takdir edilen renklerinden biri olmayı başardılar.