Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şampiyonluk uzun bir maraton. Çalışacaksın, rakiplerin kadar mücadele edeceksin, tökezlersen kalkıp yoluna devam edeceksin. En önemlisi sinirlerine hakim olacaksın. Bunları yapmayı başarırsan, “Zirveyi hak ediyorum” diyeceksin.
Görünen o ki, Fenerbahçe yenilgileri Sivasspor’un kimyasını bozmuş. Sadece takımın mı? Liderleri Bülent Uygun, takımı kadar agresif, kendini kontrol edemez olmuş.
Aslında bitiş düdüğünden sonra yaşananlar, maçı özetlemeye yeter. Sivasspor, kazanmayı hak edecek bir oyun sergileyemediği için hırsını rakip takım oyuncularıyla yarattıkları gerginlikten çıkarmaya çalışırken, Uygun da garip bir ruh hali içinde hakemle tartışmaya girdi. Uygun ilk sinyali beraberlik golünden sonra vermişti. Kulübenin yan camını tekmeleyerek kırması, kabul edilebilir öfkeden fazlasını içeriyordu!
Uygun’un öfkesini, hakemin futbolcusuna bağırması ateşledi ise, ne kendisi, ne de takımı bundan çok daha yüksek gerilimli maçları hasarsız atlatamaz, bu böyle biline!
Gelelim sahadaki mücadeleye. Erken gelen gol Sivasspor için avantaj olmadı. Orta alanı iyi kullanan ve isabetli pas yapan Bilal, üst düzey mücadelesiyle arkadaşlarını ateşleyen Hürriyet Ankaraspor’un oyuna ağırlığını koymasını sağladı. Sivasspor hem fiziken hem kafaca yorgundu. Abdurrahman ve Musa kanatları kullanamayınca bu işi yapmak Ankarasporlu Uğur ve Erhan’a kaldı. Mehmet Yıldız ve Kamanan çok etkisizdi. Sivasspor’un son bölümde aldığı risk, başına daha büyük işler açabilirdi. Kaleci Petkoviç’in Meye’nin vuruşundaki hayati müdahalesi liderin kaçan keyfinin üzerine tuz-biber ekebilirdi.
Uygun ve öğrencilerinin, giden puanlara üzülmekten çok, hedefe nasıl varılabileceğine dair çıkarması gereken dersler olduğuna inanıyorum.